... normalliğin temel ölçütlerinden biri, kişinin kendisini iyi hissedebilmesidir. Bu ise yalnızca yaşamın sürdürülmesini değil, insanın dünya içinde kendine özgü bir yer edinebilmesini ve yaşamından doyum sağlayabilmesini de içerir.
YouTube kitap kanalımda Dostoyevski'nin hayatı, bütün kitapları ve kronolojik okuma sırası hakkında bilgi edinebilirsiniz:
ytbe.one/0i9F0L1dcsM
Bu incelemeyi ya hiç okumayın ya da başlamışken sonuna kadar tam olarak okuyun. Aynı Suç ve Ceza kitabının başrolü Raskolnikov gibi ya bir hiç olun ya da Raskolnikov'un emeli gibi
Bir insana değer vermek, onun gerçeklerini anlamaya çalışmak ve onu olduğu gibi benimseyebilmektir. Ama birçok kişi diğer insanlara değer verdiği sanısıyla aslında kendi narsisist ihtiyaçlarına doyum sağlar.
İncelememe bir alıntı ile başlamak istiyorum.
“Kitap okuyorsun ve yapayalnız buluyorsun kendini”
Beni bu eserde en çok etkileyen alıntı olmuştu.
Kitap okurken hiç şikayetçi olmadığım bir durumdur.
Bazen anlamsız bir kalabalıktan ziyade bir kitabın içerisinde yalnızlaşmak daha anlamlı geliyor.
Başlangıç Tarihi: 31 Temmuz Pazartesi
Bitiş Tarihi: 14 Ağustos Pazartesi
🌷🌷🌷🌷🌷
"Hayat denilen bu yolculukta, bir kayıp, bir eksiklik duygusuyla bir arayış içindeyizdir çoğu zaman. İlginçtir ki, her buldum dediğimizde büyüsü kayboluveren buluşlar yaşarız genellikle. Buldum, diyerekten sarıldığımız şeylerin doyum vermediğini görürüz
Bazı kitaplar var, bir kez okunup kaldırılan. Bazı kitaplar var, ikinci kez okunmak için zaman kollanan. Bazı kitaplar da var sürekli el altında bulundurulan. Canımız sıkıldığında ya da mutlu olduğumuzda açıp birkaç sayfa okunan. Her okunduğunda farklı anlamlar çıkarılan, okundukça zevk alınan, zevk alındıkça okunan. Bir çağlayan gibi insanın
Edebiyatın büyülü dünyasında sırların, rüyaların ve bilinmeyenin peşine düşmek, okurunu hem derin düşüncelere sürükleyen hem de gizemin perdesini aralayan bir deneyime taşıyan en özel anlardan biridir. Ayhan Özden'in "Havass" adını taşıyan romanı da tam olarak bu anlamda bir başyapıt niteliği taşıyor. Sıradışı bir şekilde
Bu tür niteliksiz ve gereksiz kitaplara maruz kalmamak için kitap önerileri verdiğim YouTube kitap kanalıma abone olabilirsiniz: youtube.com/c/alintilarlaya...
Bu kitabın incelemesine başlamadan önce site yönetiminden kendi incelememin üstüne, bazı gönderilere koyulan "Dikkat, bu gönderi rahatsız olabileceğiniz müstehcen
Bu kitap 80 lerde çocuk olan 90 kişi tarafından yazılmış. Benim yaşım itibariyle 80leri pek yakalayamamış olsam da babam annem ve illaki bir büyüğümden bizim zamanımızdayla başlayan cümleler duydum.
Öncelikle 80ler deyince herkes Michael Jackson ve Madonna dan bahseder, pazarları izlenen kovboy filmlerinden, Dallas ,Mc Gyver, Heidi, Vikingler,He Man, Voltron ve Şeker Kız Candy den.
Seksenler de çocuk olmak demek sokakta oynamak demek, saklambaç, birdir bir renkli misketler( bilye de denir bazı yerlerde), üçgen prizma renkli kolonyalar,kokulu silgiler biraz da meybuz demek
Kağıt peçete, pul vb.koleksiyonlar, hatıra defterleri demek
Kapı önünde oturan teyzeler vardı komşular birleşip erişte,salça,turşu yaparlar tadına doyum olmazdı ki Karaman'da babaannem ve komşuları hala bu geleneği sürdürüyor.
Erkekler de önü kısa arkası uzun saç modelleri modaydı, kızlar da Serpil Çakmaklı, Ahu Tuğba saç modelleri, yüksek bel pantolonlar kalın kemerler ve erkeklerde İspanyol paça pantolonlar modaydı
Bir de orta sehpalar da Malbora ikram edilirdi misafirlere şimdi duyunca bile komik geliyor sigara ikramı
Ama hep güzel hatırlatmadı bu kitap 80leri ihtilal,darbe, sokağa çıkma yasağı da oldu
Çernobil, kitapların saklanması,gömülmesi bazen yakılması da anlatılmış ama insan hep iyiyi hatırlamak ister ya genel de yüzümüzü güldüren anılara değinilmiş kitapta
Freud depresiflerdeki güçlü özyıkım eğiliminin, nesneye ve benliğe yönelik aşk ve nefret çiftedeğerliliğinin güçlenmesinin sonucu olduğunu düşünür; sonra bu duygulanımlar birbirinden ayrılır ve farklı yazgılara boyun eğerler. Bir yandan, kişi nesneyi sevmeye devam eder, fakat bunun bedeli, nesneyi "sevmenin" nesne "olmak" anlamına geldiği, sevginin ilkel bir biçimi olan özdeşleşmeye geri dönüştür: "Nesneyle narsisistik özdeşleşme böylece aşk yatırımının ikamesi haline gelir ve bunun sonucunda, sevilen kişiyle anlaşmazlıklara rağmen, aşk ilişkisinden vazgeçmek zorunda kalınmaz". Burada, libidonun, kişinin nesneyi "yutarak" içine aldığı yamyamsı oral evreye gerilemesi söz konusudur. Diğer yandan, benliğin sevilen nesneyle narsisistik özdeşleşmesi sonucunda, kişinin dış dünyadaki nesneye yönelik nefreti, nesneyle birleşmiş olan kendi benliğine döner: "Nesnenin kendisinden vazgeçilmiş olunduğu halde vazgeçilemeyen nesne sevgisi narsisistik özdeşleşmeye sığındığında, nefret bu ikame nesne üzerinde faaliyete geçer ve ona hakaret eder, onu aşağılar, ona acı çektirir ve bu acıdan sadistik bir doyum alır"
Adı Huzur, tüm karakterleri huzursuz bir roman. Dört ana karakter vardır kitapta. Onların üzerinden de dört bölümle aktarılır olaylar.
İhsan doğuyla batı arasındaki sıkışmışlığın huzursuzluğunda. Mümtaz yaşamın ve aşkın..Suad
Friedrich Nietzsche ’nin temsilcisidir, iyinin ve kötünün ötesindeki insanı arar. O yeni insanın huzursuzluğunda..Nuran 1930’lu