"ıssız bir yüz bu
yani dünyadan kopmuşluk biraz,
yitmiş İbranî şiirlerinin
iyice hüzünlü ve sürgün vezni;
bir uyurgezer ki bunaltıcı sıcağıyla yaz
nasıl kavurursa bozkır bitkilerini
öylece ve acımadan koparan
örneğin bir ilkokul öğretmeni
ya da bir küçük memur karısıyla ilişkilerini.
O çağdaş yanılmışlık ki biraz sürekli baş dönmeleriyle tahtaboşlara ve balkonlara çıkan, parçalanmış ceninlere
ve kar fırtınasından artakalan yolcular, hanlar, tensel acılar ve kocaman bir hayvan iskeletine aynı uzaklıkla bakan.
Ne merak, ne korku artık hiçbir şey duymayan bir yüz;
ki en kesin tanıtı bir yüzün
ancak kendinden sorulduğunun.
..."