"Ayir artik iyi ile kötüyü birbirinden.
Yerlerini belirle.
Bir bütün olarak kavra kavranacak ne varsa.
Öylece gör.
Göz yummakla dünyayı cennet kılacağını sanma.
Yıka gözlerini acı suyla.
Sende o meşhur uçurumlara uğra.
Kolaycı iyimserliğin saflığıyla, aldatıcı küçük hazziyla kandırma kendini.
Ayıl artik gaflet uykusundan.
Adını sabır koyma acizliğin.
Buna tahammül deme.
Kendi masumlugunda yok olma.
Bırak, masumlar için bozulsun masumiyetin.
Masumiyet: tek kişiyi korur ancak: bilememenin güvencesi.
Bilmesem daha mı iyi olurdu?
Oysa bilmeli.
Her acıyı bir kez de kendi nefsinde çekmeli...."
"Kabil. Ateşe düşmüş, içi yaniyor. Bir ateş lisani ezberliyor ama hâlâ ham duruyor. Oysa bir kez iliklerine kadar yansa, yok olsa, kendisini çıkarsa aradan, hiç olsa. Yeniden doğabilir. Bulmanin en sağlam yolu kaybetmek aslinda."
(Adem Kabil' e hitaben )
"Oğul, elbette kiymetlisin, elbette güzelsin . Ama dikkat et, zordur güzelliğin taşınması, zorlanma. Niceleri kendi güzelliğinde boğulup gider bu dünya kitabinda. Sen de onlardan olma.
Mirac ettin, bari yüksekliğin yerde kal. Kendi miracindan düşüp de ezilme kendi ağırlığının altinda, kendi derinliğinde virguna uğrama. Işıklar saçarak yükselirken, kendi üzerine devrilen yıldızlar gibi solma, kendi ışığında kararıp kaybolma, kendi ateşinden alev alip da yanma.
Gör senin bakışlarında seni seyreden çetrefilli. Hayat doğuramayan bir görüntüye tutunma, su üzerinde bir var bir yok hayalde kendine sapma. Seyrettiğin kendi bakışında sana dönen bu ifrattan hoşnut olma artik. Kendi efendiliğinde kendi köleliğini tanıyıp da şımarık varlığınla takdiri karartma. Bu güzelliğinde hesabi var , verilecek unutma....."