Sena DEMİREL

Sena DEMİREL
@dsenademirel
Karaköy'ün Beyazıt'ın DEDE'si
Hüseyin Avni Dede, ölüme geç kaldığı bir hayatın emanet-çisiydi; İstanbul’un bekçisiydi. Gariplerin… Kedilerin… Köpeklerin… Kuşların… Şairlerin… Korunmaya ihtiyacı olan kim varsa onun bekçisiydi. O hep insanların gözlerine bakardı. Abduk’un da gözlerine bakmıştı. Gözlerinden mazlum olduğunu anlamıştı. Apak sakallarıyla zamanın içinden geçmişti, insanların önünden; ak saçlarıyla başkaldırmıştı ayıplara batmış, ayıplanmış insanlığa… Ve insanları iyi kötü diye ayırmamıştı. İnsanı insan olduğu için sevmişti ve dünyanın ve İstanbul’un tam orta yerinde durmuştu, dikilmişti bir başına, kalabalığın orta yerinde ıpıssız kalmıştı.
Sayfa 153 - Akıl Fikir YayıneviKitabı okudu
Reklam
ayat be ya!!!
Hayat en garip oyununu oynamıştı yine… Hayat bu garip oyununu hep oynardı, insanlarla oynardı; bazen de insanları oynatırdı.
Sayfa 144 - hayatKitabı okudu
AD A LAR
Karanlık şehirden sonra çökerdi Maltepe sırtlarına. Güneş, son ışınlarıyla veda ederdi Maltepe ormanına… Denizi kızı-la boyardı, Adalar’ı gölgede bırakırdı, Maltepe ormanı da bu saatlerde hep yarı aydınlıktı. Her gün batımında kuşlar sürüler halinde göğün koynuna doluşur; bazen çığlık çığlığa, bazen de şen şakrak ötüşürlerdi. Kuşların ötüşlerine çocukların bağrışları karışırdı. Akşam ezanı da hep bu seslere karışırdı. Akşam telaşı bir başka güzeldi Maltepe sırtlarında.
Sayfa 139 - Akıl Fikir YayıneviKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
TANRI - İNSAN
İnsanoğluydu bu çiğ süt emmişti, Tanrı’ya kafa tutmuştu; yeri gelmiş Tanrı’yla korkutmuştu, Tanrı’yla kandırmıştı; insanoğluydu bu nankördü. Hem de nanköroğlu nankördü. Sonrası olacaklar-dan mı, Tanrı değil insanoğlu sorumluydu. Tanrı insanın insana en büyük kazığıydı!
Sayfa 135 - Akıl Fikir YayıneviKitabı okudu
Bir garip Neyzen
Muhtar: Deli gönül neyi özler durursun, Acınacak dostun cananın mı var? Dünya yansa yorganın yok içinde, Harap olmuş evin dükkânın mı var? Bunlar Neyzen’in çok sevdiğim dizeleri Baba Abduk. Gariptir ne zaman baba Neyzen’e gitsem bu şiiri dolaşır dilime.
Sayfa 124 - Akıl Fikir YayıneviKitabı okudu
Reklam
Düşünce
Ömründe ilk defa duyduğu o sözcükler çabucak zihnini esir aldı, belki de zihnini kurcalayan o sözcükler yüzünden uyku tutmamıştı. Muhtarın söylediği sözcükler vücudundaki seyyar ağrıyı bile bastırmıştı. Ne garip bir adamdı şu muhtar. Hiç duymadığı sözcükleri vardı: “Var olan herhangi bir şeyin varlığının sorgulanması…” Kendisini… Kendi varlığını…
Sayfa 115 - FELSEFEKitabı okudu
Zam-an
Günler… Birileri için aydınlık, birileri için karanlıktı. Günler… Varlık ve yokluk savaşının şahidiydi. Günler… Adına planlar yapılan, insanları kandıran günler… Günler herkese eşitti ama insanlar eşit değildi; birilerinin burun kıvırdığı, beğenmediği şeyler birilerinin yaşama se-vinciydi; zengin beyaz ekmeği beğenmezken; yoksul beyaz ekmeğe muhtaçtı. Abduk da muhtaçtı ama geçmişti. Günler gibi gelip geçmişti. Kara yazgısı da şimdilik Abduk’u terk etmişti.
Sayfa 85 - Akıl Fikir YayıneviKitabı okudu
Kahpe Zaman
Günler sokakta koşan iki çocuk gibi önlü arkalı koşuyor, insanların ömründen geçip gidiyordu; zaman hep insanların ömründen geçer giderdi ve herkes için aynıydı bu. Zengini de fakiri de kadını da erkeği de yaşlısı da çocuğu da bu döngüden nasibine düşeni alıyordu.
Sayfa 84 - Akıl Fikir YayıneviKitabı okudu
DOĞUM X ÖLÜM
Abduk, o sabah da güneşten önce uyandı. Kapının önüne çıktı, etraf ha aydınlandı ha aydınlanacaktı. Muhteşem bir kurşuni renk göğü kuşatmış; gün de geceden kendisini kur-tarıyordu. Yeni gün ha söktü, ha sökecekti. Her gün doğumu umut, devamı aydınlıktı Abduk için.
Sayfa 77 - Akıl Fikir YayıneviKitabı okudu
PARA-PARA-PARA
Büyük paraları bir cebine küçük paraları da diğer cebine koymuştu. Abduk paraları kimi zaman rengine göre kimi zaman da büyüklüğüne göre tanırdı. Büyük paralar büyük oluyordu; bozuk paranın da büyüğü büyük oluyordu.
Sayfa 71 - Akıl Fikir YayıneviKitabı okudu
Reklam
Yasak
Karşılıklı arzular, karşılıklı düşünmeler, karşılıklı uykusuzluklar… Uykusuz, özlemle geçen geceler… Fadik kızlarla ne zaman bir araya gelse hep Mustafa’yı anlatırdı. Fırsat buldukça kavuşmalar, buluşmalar, gizli kapaklı görüşmeler…
Sayfa 68 - Akıl Fikir YayıneviKitabı okudu
PAY-LAŞ-MA
Paylaşmak. Çok olunca değil, elindekini paylaşmak. Bir ekmeği… Bir bardak suyu… Bir kap yemeği… Muhtar da devrindeki insanların yapamadığını yapmış elindekini paylaşmıştı.
Sayfa 57 - Muhtar ve AbdukKitabı okudu
Tanrı
“Bu senin görevindir, ey Şal-Yime dinle sen! Rakı içip de sarhoş, olanları koru sen! Küçük çocukları, kuzuları koru sen! Küçük buzağıları, toy atları koru sen! Sen koru insanları, iyi ölümle ölen, Kabul etmem kim varsa, kendisini öldüren!”
Sayfa 55 - TanrıKitabı okudu
Herkes ve hiç kimse
Herkes özgürdü. Herkes dürüsttü. Herkes zengindi. Herkes yardımseverdi. Herkes mutluydu. Herkes kalabalıktı. Bu herkesler… Bu her şeyler… Uzayıp gider de sonu gelmek bilmezdi. İnsanlar, özetle sahtekâr birer pazarlamacıydı.
Sayfa 49 - Akıl Fikir YayınlarıKitabı okudu
Hayat
-Hayat… -Düzen… -İnsanlar… -Doğru diyorsun, düzenin çarkını elinde tutan insanlar…
Sayfa 46 - Akıl Fikir YayınlarıKitabı okudu
40 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.