Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Allah'ım Peygamber Efendimiz'i (s.a.v) seninle aramızda şefaatçi kılıyoruz. Çünkü o şefaat edenlerin sana en yakınıdır. Sana onunla yemin ederiz ki o, hakkıyla sana yemin edilenlerin en yücesidir. Sana onunla tevessül ederiz. Zira o, vesilelerin sana en yakın olanıdır. Kalplerimizin karalığını, günahlarımızın çokluğunu, tül-i emellerimizi, amellerimizin bozukluğunu, ibadetlerdeki tembelliğimizi, günahlara dalmamızı sana şikayet ediyoruz ya Rabbi! Kendisine şikayet arz edilen sen, ne güzelsin! Düşmanlarımıza ve nefsimize karşı senden yardım diliyoruz.
Sayfa 45 - Muhammed b. Süleyman el- Cezûli hazretleri (k.s.)'nin duasıdır.Kitabı okuyor
"Evet, tevekkülle atmalıyım dünyalıkları ki ahiretli olup dönsünler bana."
Reklam
“Hem konuşacak, ruhumuz üzerine düşünecek, Tanrı’ya dua edecek vaktimiz de var. Elli yıl aradık mutluluğu, ancak şimdi bulduk.”
Nedir müslümanların müslümanlardan (!) çektiği anlayamıyorum. Emin ol ki, çıldırmamak için Allah’a dua ediyorum.
Ebu'r-Rukâd bildiriyor: Henüz bir köle iken efendimle birlikte evden cıktık. Huzeyfe'nin yanına vardığımızda şöyle diyordu; Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) zamanında kişi söylediği bir söz yüzünden münafık olabiliyordu. Oysa bugünlerde kişinin bir oturuşta böylesi bir cümleyi dört defa söylediğini işitiyorum. Ya iyiliği emreder, kötülükten sakındırır ve hayırlı işlere yönelirsiniz ya da Allah size büyük bir azap gönderir veya en kötülerinizi başınıza getirir. Böylesi bir durumda da iyileriniz istediği kadar dua etsin size icabet edilmez."
Reklam
Benim için dua et, sevgilim, madem ki yanımda yoksun. Dün hırsımdan bir bardağı kırdım elimde. Ne boktan, isterik bir hal. Niye bu kadar uzaksın?
"Geçmişle yapabileceğimiz tek şey, onu sırtımızda taşımak ve ağırlığının gitgide arttığını hissederken altında kalıp ezilmemek için dua etmek."
"Sahabenin zikredildiği yerlere (r.a), (r.ha), yani Allah bu sahabiden razı olsun, cümleleri eklendi. Çünkü selefimiz temiz alimler bu tarz konuştular ve yazdılar. Ayrıca okurların da salavat ve dua cümleleri ile ecir kazanacaklarını umarım."
Peygamberimizin Bineği ve Yanındakiler:
"Peygamberimiz yolculuk için devesi Kasvâ'ya bindi. Kasvâ, Peygamberimizin hicret sırasında Hz. Ebû Bekir’den satın aldığı kaliteli kızıl devenin ismidir. Hz Ebû Bekir hicret için 800 dirheme iki deve satın almıştı. Resûlullah bunlardan birini (Kasvâ'yı) 400 dirheme ondan satın aldı. Kasvâ kaliteli olduğu için pahalıydı. Çünkü o dönemde deve fiatları 22 dirhemden 400 dirheme kadar değişiyordu.İşte Resûlullah hicret sırasında aldığı bu deve ile devamlı yolculuklara çıkar ve onu çok severdi. Çünkü o vefakâr bir insandı. Kasvâ'nın üzerinde 4 dirhem bile etmeyen eskimiş, küçük bir çul vardı.Resûlullah mütevazi bir insandı. İhtiyaçtan fazlasını kullanmazdı. Peygamberimizin kızı Fatma Zehrâ ve hanımları hevdecler içinde yolculuğa başladılar. Yolculuğun başlangıcında Hz. Ali yoktu. Çünkü Peygamberimiz Hz. Ali'yi önce giden sahabilerin ardından Yemen'e göndermişti ki oradan istediği develeri alıp Mekke'ye gelsinler. Resûlullah, Allah'a hamd ü senada bulundu, tesbih ve tekbir getirdikten sonra dua etti."
Sayfa 30 - Dib yayınları
Reklam
"Barut, elbet yeniden keşfedilecek. Bunu hiçbir şey durduramaz; o bildik, eski hikâye defalarca tekrarlanacak. İnsan ırkı çoğalacak, erkekler savaşacak. Barut yüzünden milyonlarca insan ölecek ve ancak bu sayede, uzun zaman sonra, Ateş ve kanla yazılmış yeni bir uygarlık gelişecek. Ama bunun ne yararı var? Eski uygarlık nasıl çöküp gittiyse, yenisi de gidecek. Yeni inşa etmek belki elli bin yıl alacak fakat o da yok olacak. Her şey yok olur. Geriye sadece daima akış halindeki kozmik güç ve öz kalır ve onlar da devinip tepkimeye girerek, rahip, asker ve kraldan oluşan ve hiçbir zaman son bulmayan karakterleri meydana getirir. Geçmişteki tüm o çağların bilgeliği şu yumurcakların ağzından nasıl da dökülüveriyor. Kimisi savaşacak, kimisi yönetecek, kimisi dua edecek, geri kalanlarsa, uygar devletin emsalsiz mucizelerinin ve muhteşem güzelliğinin gövdesi üzerinde durmak bilmeden tekrar tekrar yükselirken çalışıp didinerek fena halde acı çekecek. O mağaraya sakladığım kitapların hepsini yok etsem de aynısı olacak, ister korunsun ister yok edilsin, orada yazan eski hakikatler yeniden keşfedilecek, eski yalanlar da yeniden hayat bulacak ve kuşaktan kuşağa aktarılacak. Ama ne yararı var..."
Sayfa 76 - Can YayınlarıKitabı okudu
Semaya bakmanin on faydası vardır denildi. Üzüntüyü eksiltir, Vesveseyi azaltır, Evham korkusunu giderir, Allah'ı hatırlatır, Kalbinde Allah'a karşı saygıyı yesertir, Olumsuz fikirleri siler, Sevda hastalığına fayda verir, Müştak olanları teselli eder, Birbirlerini sevenlere ünsiyet verir. O sema ki dua edenlerin kıblesidir.
Zamanla alıştım bu yalnızlığa, güçlü durmaya. Çünkü biliyorum, kimse yoksa Allah var. Ben her zaman O'na sığınır, O'na dua ederim. Kimse olmasa bile, O bana yeter. Benim inancıma göre işin sonunda mutlak aşkı yaşayacağım tek şey O.
Dua
Rabbim affet! Cehennemde bir fakir kulunuz işte... Sana muhtacız. Yoksa yanarız. Sana sığınıyoruz. Yanmadan geçeriz inşaAllah şu cehennemden... Ve senin huzuruna kavuşuruz...
Sayfa 197 - HayykitapKitabı okudu
kralların bile çoğu kez büyük işler yapmak için dünyaya gelmiş olmanın acınası sonuçlarına dövündüklerini ve alçaklıkla yücelik gibi iki aşırı ucun tam ortasına bırakılmış olmayı dilediklerini; bilgelerin ne yoksul ne de zengin olayım diye dua etmeyi mutluluğunun koşulu saymalarının da işte tam bunun kanıtı olduğunu söyledi.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.