Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bu kitabı bulamıyorum ve seminer ödevim için gerekli. Elinde bu kitap olan varsa benimle iletişime geçebilir mi? Çok dua ederim
Floransa'dan büyük paralar vererek aldığım bir cildin sayfalarını çevirirken gözlerim nemlendi; dışarıdan gelen bağırışları, telaşlı ayak seslerini, gürültüleri duyuyordum. Az sonra elimdeki kitaptan uzaklaştırılacağı aklımdaydı ama bunu değil kitabın sayfalarında yazılanları düşünmek istiyordum sanki kitaptaki düşünceler cümleler denklemler arasında kaybetmek istemediğim bütün geçmişim vardı. Gözüme rastgele takılı veren satırları dua eder gibi mırıldanarak okurken bütün kitabı aklıma kazımak istiyordum ki onlar gelince onları ve bana çektirdiklerini değil severek ezberlenmiş bir kitabın sevgili kelimelerini hatırlar gibi geçmişimin renklerini hatırlayayım.
Reklam
“Sen okudukça dua edilmiş olsun arkamdan, sen kitabı sevdikçe takdis edilmiş olayım ve sonra bugünkü güneş dünkünü nasıl unutursa, (ve asla kurmayı beceremediğim hayallerde ben kadınları nasıl unutuyorsam) sen de öyle unut onu.”
Tolstoy da bu menkıbeyi anlatıyor.
İranlı Sadi bir keresinde, babasinin yaninda otururken, bütün gece gözünü kırpmadan kutsal kitap Kuran'ı okuduğunu, o sırada evdeki herkesin derin uykuda olduğunu anlatıyor. Gecenin bir yarısında, diyor Sadi, kitabı kapatıp babama "Kimse dua etmiyor ve kutsal kitabı dinlemiyor, ölü gibi uyuyor" dedim. "Başkalarını ayıplayacağına, sen de git yat" demiş babasi.
"Konuşkan değil, suskun biriydi, kültüre yönelik soylu bir yanı vardı: kitap okurdu. İçerik konusunda sıkıntı çekmezdi: Ne üzerine olursa olsundu kitap: İster bir sevdalının serüvenleri, ister alfabe, isterse dua kitabı, hiç fark etmezdi, bütün kitapları eşit ilgiyle okurdu; bir kimya kitabını bile geri çevirmezdi. Onu okuduğu şeyden çok okumanın kendisi, daha doğrusu okuma süreci ilgilendirirdi: Birtakım harfler bir araya geliyor ve her zaman, anlamını bazen şeytanın bile bilemeyeceği bir sözcük oluşturuyorlardı!"
Sayfa 22 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Dünyanın bütün dinleri yatmadan önce dua etmeni söyler. Duayı uykuyla özdeşleştirir. Asla dua etmeden uyuma.Dua ettiğinde, duanın ritmi uykunda titreşmeye devam eder. Duanın titreşimleri uykunu dönüştürür.
Reklam
Dua edemeyecek kadar çekingen, bir kilisenin kapısından giremeyecek kadar ölgünüm; gölgeme boyun eğiyor ve Tanrı’nın dualarıma teslim olmasını istemiyorum!
hakikaten mütevazı olan kişi, kendi kendine şunları tekrarlar: “dua edemeyecek kadar çekingen, bir kilisenin kapısından giremeyecek kadar ölgünüm; gölgeme boyun eğiyor ve tanrı’nın dualarıma teslim olmasını istemiyorum.”
Tanrı..
Keyfim yerinde: Tanrı iyi. Ağlamaklıyım: Tanrı kötü. İlgisizim: Tanrı tarafsız. İçine girdiğim haller O’na mütekabil sıfatları verir; bilgiyi sevdiğimde O her şeyi bilir, kuvvete taptığımda da O her şeye kadirdir. Şeyler bana var gibi mi görünmektedir? Var olurlar. Bana yanılsama gibi mi görünmektedirler? Buharlaşırlar. Bin gerekçe O’nu destekler, bin gerekçe de yok eder; coşkularımla canlanıyorsa da hırçınlıklarımla soluksuz kalır. Bundan daha değişken bir suret yaratamazdık: O’ndan bir canavarmış gibi çekiniriz ve O’nu bir haşere gibi ezeriz; ilâhlaştırırız O’nu: varlık O olur. O’nu reddederiz: hiçlik O olur. Dua, Yerçekimi’nin yerini bile alsa O’na evrensel bir süre temin edemezdi: Daima anlarımızın keyfine kalırdı. O’nun alınyazısı, ancak safların ya da geri zekâlıların gözünde değişmez olmaktır. Tek bir kez incelendiğinde ne olduğu açığa çıkmaktadır: yararsız dava, anlamsız mutlak, dangalakların patronu, yalnızların eğlencesi, ruhumuzu eğlendirip eğlendirmemesine ya da coşkularımıza musallat olup olmamasına göre saman çöpü ya da hayalet.
DUA ETMEK: Evrenin yasalarının, buna layık olmadığı açık biri adına feshedilmesini talep etmektir.
Reklam
Emek, doğanın yanıt vereceği tek duadır. Bir yanıtı hak eden tek dua odur: düzgün, dürüst ve onurlu emek.
Korku inanırken, cesaret şüphelenir. Korku yere kapaklanıp dua ederken, cesaret ayağa kalkıp düşünür. Korku geri çekilirken, cesaret ileri gider. Korku barbarlıktır, cesaret uygarlık. Korku büyücülüğe, şeytanlara ve hayaletlere inanır. Korku dindir, cesarerse bilim.
Emo Philips
Çocukken yeni bir bisikletim olsun diye dua ederdim. Sonra Tanrı'nın bu şekilde çalışmadığını fark ettim. Ben de gidip bir tane çaldım, sonra beni affetmesi için Tanrı'ya dua ettim.
Gayet iyi bilinen bir öykü vardır: Misyonerler Afrika'ya geldiklerinde ellerinde İncil vardı, biz yerlilerin ellerinde de topraklarımız. Bize, "Hadi dua edelim" dediklerinde gözlerimizi kapatıp dediklerini yaptık. Açtığımızda, onların elinde topraklarımız, bizim elimizde de İncil.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.