Şeyh ,mürid ilişkisi çerçevesinde bir arayış öyküsü.
İsmini şeyhin "insanların taşlar üzerine kazdıkları yüzyıllık yazılar, Allah için su üstüne yazılmış yazı gibidir." sözünden alıyor ve tam isabet odur ki aslında su üstüne yazdığımız yazılardan çıkaracağımız derslere değiniyor.
Her insan içinde farkında olarak veya olmayarak bir arayış büyütür. Dünya ile bunun üstünü bastırır çoğu zaman ama bir noktada tıklandığında aslında içindeki soruları cevapsız bırakmasının, arayışını görmezden gelip yola düşmeyişinin neticesini yaşar . Kitapta geçen şeyhin sözlerinden biri ;"Dünyaya gelince ,onu öldür yoksa o seni öldürür." sözü aslında her gün aramızda dolaşan ölü bedenleri anımsatıyor. Ardından "Kendinizi toparlayın, dünya dağınıktır." sözü ise dünyada olmak ile dünyalı olmanın farkını idrak ettiriyor.
Çünkü kendimizi dünyadan ayrı tutmamız onun dağınıklığında kaybetmeyerek Allaha kavuşmak için yaşamamız gerek.
Herkesin arayışına yoldaş olabilecek bu kitap bende ruhuma tutulmuş bir ayna görevi gördü. Yola düşmenin ,yolda kalmanın önemini hatırlatıp, dünyadaki amacımı unutturmaması için Rabbime dua ettirdi.
AVUÇLARIN ALTINLA DOLUYSA ELLERİNİ DUA İÇİN KALDIRAMAZSIN
( Halil Cibran)
Kiminle güldüğünüzü unutabilirsiniz fakat kiminle ağladığınızı asla.
.
Lübnan asıllı Amerikalı bir sanat insanıdır.
Şiirleri bir çok dilde tercüme edilmiş,resimleri ise müzelerde sergilenmiş.
Osmanlıya karşı ayaklanma lehinde yazılar yazmıştır.
Eserlerinde daha çok duygusallık ve dramatize ve doğa tasvirleri mevcuttur.
Bazı eserlerinde Arap dünyasındaki kadınların içinde bulunduğu şartları ve fırsat eşitsizliğini anlatmıştır.
Siroz ve verem hastalığı sonucu vefat eder.
Kitapta yeni başlayanlar için Halil Cibran eserlerinden bilgilerin ve kaynakçanın olması çok güzel. Halil Cibran’ın yaşam öyküsü,eserleri ve onlardan alıntıları okuyacaksınız.
Ben beğendiğim alıntılardan bir kaç tana sizler için bırakıyorum.
Oldukça güzel kitaptı kesinlikle tavsiye ederim.
.
Küstah bir başarıdansa, mahcup bir başarısızlık daha asildir.
.
Dünyadaki en güzel üç kadın:annem,gölgesi ve aynadaki yansıması.
.
İstek duymak yaşamın yarısıdır,kayıtsızlık ise ölümün.
Avuçların Altınla Doluysa Ellerini Dua İçin KaldıramazsınÖzgün Ozan Karadağ · Hayykitap Yayınları · 202146 okunma
72 syf.
·
Not rated
Yahudi bir ailenin kızı olan Anne'nin günlüğü savaştan sonra insanlarla paylaşılmış. Bu sayede onun hikayesini öğreniyoruz. Anne günlüğü ile bizlere korkularını, arayışını, büyüyüşünü bırakmış. Bu dünyaya bir iz bırakmış, tıpkı istediği gibi.
Sekiz kişi, gizli bir bölümde saklanıyorlar. Küçücük bir evde, korku ve gerginlikle savaşın bitmesini bekliyorlar. Insanlar ölürken, tutuklanırken bulunmamak için dua ediyorlar. Yaşayabilmeyi umut ediyorlar. Savaşın sonunu bekliyorlar.
Anne, küçük bir kız. Hayalleri olan, yaşamayı isteyen binlercesinden biri. Mavi gökyüzünü, parlayan yıldızları göremeden aylarca yaşayan, yarınları görebilmek için saklanan bir kız...
Anne hissetmemesi gereken korkuları hissetmiş, cesur bir yürek. Dünyayı görmek isterken, bir insanın görmemesi gereken şeyleri görüp gidiyor bu dünyadan. Bu gerçek yaşam öyküsü ile bir kez daha anlıyoruz ki hayat acımasız, insanlık da kayıp..
Merhaba,
Hüzünlü Tebessümler / Özkan Öze
.
Bir insanın, Rabbine şöyle dediğini işittim: "Allah'ım! Bende var yok, Sende yok yok!" ___ HADDİNİ BİLEN DUA
❣
Mutlu evlerdeki eşyalar mutsuz evlerdeki eşyalardan daha çabuk eskir. ___ EVLER VE EŞYALAR
❣
❣❣ ❣ HAYALLER DE HAYATTANDIR!! ❣❣ ❣
❣
Ümit içinde ol! Şu kuru dallardan daha az
• İtaatkâr Viann ve isyankar İsabelle ..
Kitap da geçen bir cümle,bütün bir kitabın özeti..İnternette birçok kitap için "okurken zorlandım,midemin almadığı,aklımın yetmediği"yorumlarına denk gelirdim.Şimdi Bülbül için okurken ne hissettin diye sorsanız bunları yazabilirim.
• Soykırımın ilk yıllarında,2.Dünya Savaşı dönemlerinde,Fransa'da yaşayan iki kızkardeşin öyküsü..Biri ne kadar çok hayatta kalmak için herşeye boyun eğen tarafsa diğeri inandığı uğruna hayatını feda eden bir kadın.Fransa'nın her yerinde açlık,sefalet açığa çıkarken Naziler ülkenin en iyi etlerini yemek için restoranlarda toplanıyordu.Bütün herşey; kadını, mücevheri,evleri,toprakları herşey Naziler içindi..
• Her iki kadının da yaşadıkları okurken beni çok zorladı.Çünkü geçmişte ve günümüzde,insanlar dinleri,ırkları ve inandıkları ideoloji uğruna bu eziyetleri,işkenceleri yaşıyor.Bir toprak uğruna insanlık yok sayılıyor.Sebepsizce masum insanlar ölüyor ya da ölmek için dua edecek duruma getiriliyor.Savaş her dönemde ve her şartta masumların canını yakıyor..
• Sosyal medyada birçok kitabın popüler olduğunu ve bazılarının buna değdiğini, bazılarının ise sadece fazla pohpohlanmış olduğunu görüyoruz.Bence Bülbül adından çok az bahsedilmiş,değeri henüz keşfedilmemiş bir eser.Keşke elden ele yayıp insanların bu kitapla tanışmasına vesile olabilsek.İnanıyorum ki savaş ile hiçbir ilgisi olmayan insanların bile okuduktan sonra kendilerini keşfedecekleri bir kitap olacaktır Bülbül..
Roman İspanya’nın denizlerdeki hakimiyetini İngilizler’e kaptırdığı, Yeni Dünya’dan gelen altın ve gümüş arzının düştüğü, bu sebeple İspanyol ekonomisinin günden güne kötüye gittiği bir zamanda yazılmış ve yayınlanmıştır. O dönemde eski çağlara özlemi yansıtan şövalye romanslarına ilginin yoğun olması sosyolojik bir vakadır. Fakat bunların
