İnanışlar ve dinsel törenler, iyi hayatın yerini yeniden almıştır. İnsanlar da dinle bir araya geleceğine, binlerce mezhebe ayrılmıştır ve her türlü “Softaca saçmalığın sâyesinde, insanın dalkavuklukla cennet hakanının gözüne girebileceği bir çeşit cennet sarayı hizmeti” olduğu zihinlere çakılmıştır. Mûcizeler de bir dîni kanıtlayamaz; çünkü onları destekleyen kanıta büsbütün güvenemeyiz, bütün yaşantılar için geçerli olan duâ da, doğal yasaları askıda bırakmaya yönelmişse, boşunadır. Ahlâk bozukluğu da en son noktasına, bütün kilise adamları, gerici bir hükümetin elinde âlet hâline geldiği zaman çıkmış olur.
“...gazetelerde okuduğunuz öyküleri anımsardınız, hendeklerde ya da ormanlarda ya da terk edilmiş kiralık odalardaki buzdolaplarında bulunmuş kadınlar hakkında sıklıkla kadınlar, ama kimi zaman da erkekler ya da en kötüsü çocuklar elbiseleri üstünde ya da çıplak, cinsel saldırıya uğramış ya da değil; ama her durumda öldürülmüş. Yürümek istemediğiniz yerler vardı; pencere ya da kapı kilitleriyle ilgili, perdeleri çekmek ve ışıkları açık bırakmak gibi önlemler vardı aldığınız. Yaptığınız bu şeyler dua gibiydi; onları yapar ve sizi koruyacağını umut ederdiniz. Hem çoğu zaman korurlardı da. Ya da bir şey korumuştu; hala hayatta olduğunuz gerçeğinden çıkarabilirsiniz bu sonucu...”
Sayfa 281Kitabı okudu
Geri141
414 öğeden 411 ile 414 arasındakiler gösteriliyor.