Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.31
“BENİ ÖLDÜRDÜLER WENE HALA”
Dikkat Spoiler içerir.
Kitap da zaten olacakları, ölücek kişiyi en başından biliyorsunuz.İsimleri yazarak bir inceleme yazacağım. Bundan dolayı ben de biraz daha spoiler verebilirim,
Santiago Nasar… Angelo Vicario… Bayorda San Roman…Pedro- Pablo Vicario ikizler… Cristo Bedoya…Clitelde Armanto…Peder Carmen Amador… Flor miguel… Don lâzora
40 yıllık bir evliliğin ardından dul kalmak.
"Neden mutluluğu, ancak çekip giderken çıkardığı sesle tanıyabiliyoruz?"
Bunu söyleyen 40 yıllık eşini kaybetmiş bir adam; Jean Louis Fournier.
Fournier eşiyle geçirdiği 40 yıldan sonra eşini kaybediyor ve nasıl hissettiğini, ne düşündüğünü adeta bir günlük gibi yazmaya başlıyor. Henüz ilk sayfada yazma amacını da belli ediyor zaten:
ÇOCUKLARIN SÖZLÜĞÜNE SAVAŞ KATMAK
“Yetişkinler kendi kötülüklerine güzel adlar vermeyi uygun görürler. Oysa çocuk, tutunacağı böyle bir dal olmadığı için güvenlikten yoksundur.”
“ Savaşı unuttuğumuz oluyordu. Ardı arkası kesilmeyen ölümü kanıksamıştık. Ölüm, günlük konuşma konusuydu.”
“ Önceden bu kadar çok barut, mermi üretilmeseydi savaş olmazdı. Her şey amacına ulaşmak
illekitaplahiatoricalokuyoruz grubumuzda okuduğum ve super lezzet aldigim Mayıs kitabımla geldim. Romantizm ve tutkunun, asalet ve zarafetin gurur ve itibara karşı savaşini okudum. Puanım 9/10.Bir kadının yeniden hayallerini keşfetmesi ve bir adamın acılarla örülü duvarları yıkmaya çalışması...
Passion Elizabeth Dare, genç ve güzel bir dul olarak, acılarının etkisiyle başka bir erkekle birlikte olma hayalini bile göz ardı etmiştir. Ancak Kristal Saray'ın ortasında, içindeki tüm arzuları uyandıran cazibeli bir adam tarafından gizlice ve ısrarla baştan çıkarıldığında her şey değişir. Genç kadın, sevgisiz ve sıradan bir evlilikten sonra, bu sefer mutluluğun kollarına kendini bırakır.
Langley Kontu Mark Randolph Hawkmore, Passion'la karşılaşana kadar sıradan bir hayattan oldukça memnundur. Ancak yaşadıkları tutkulu anlardan sonra Mark için Passion, giderek vazgeçilmez bir hale gelir.
Kont ve gizemli sevgilisi coşkulu buluşmalarına devam ederken, aralarında nadir bulunan bir duygunun filizlendiğini fark ederler. Ancak bir şantaj skandal patlamak üzereyken, ikisi de sorumlulukları ile arzuları arasında seçim yapmak zorunda kalır. Ailelerine olan bağlılıkları mı yoksa birbirlerine duydukları aşk mı üstün gelecektir?
Artık yazarın okuduğum kaçıncı kitabı olduğunu unuttum. Dilini tarzını çok seviyorum. Ve bu kez biraz daha farklı ama tarzını bilenler için az çok tahmin edilebilir bir kitap. Konusu itibariyle, emekliye ayrılan ve sakin bir yaşam isteyen Poirot'a yine çözmesi gereken bir cinayet olayı gelir. Dul bir kadının kocasını öldürdüğü, bu yüzden şantaj kurbanı olduğu ve Roger Ackroyd'la gizlice nişanlandığı biliniyor. Ancak Ackroyd da cinayete kurban gidince ev halkı şüpheli duruma düşer. Poirot istemeden de olsa bir yandan keyif de alarak ve çok çok farklı bir yöntem izleyerek katili bulmaya çalışır.
Çok zevk aldım okurken. Tavsiye ediyorum.
Keyifli okumalar
Paçinko
Bir kadın ömrü boyunca en fazla ne yaşayabilir diye sorduğumuzda bu kitap bize bir cevap veriyor. Bir kadın birçok şeyi zorlu hayatına sığdırabiliyor.
Sunja daha gencecik bir kızken ve annesiyle konaklama evlerinde müşterileriyle ilgilenirken Hansu ile tanıştı. Hansu onun en büyük zaafıydı. Onu kaybetmemek için masumiyetinden vazgeçmişti. Fakat Hansu onu bırakabilecek kadar korkaktı. Sevgisi sadece kendineydi. Bencildi. Sunja hayata tutunmak zorundaydı ve Baek Isak ile yeni bir sayfa açmıştı. Tam her şey çok iyi gidiyor derken bir çelme de Japonya'ya gittiklerinde takıldı Sunja'ya. İki çocuğuyla 29 yaşında bir dul olarak kalakalmıştı. Üstüne bir de arkamda bıraktım diyeceği Hansu çıka gelmesin mi? Ay vallahi kitap boyunca iki el benim boğazımı sürekli sıktı soluksuz bıraktı. Nefes almak için bölüm bitirmem gerekti. Akıcılığına sözüm yok. Ama Japonya'dan etimle kemiğimle soğudum. Kitap Sunja'nın yaşamından torununun yaşamına kadar uzanan dolu dolu, gözlerimi büyüterek okuduğum bölümlerden oluşuyor. Bir ara yarıda bırakmıştım ama keşke o zaman okusaymışım diyorum. Dizisinden bin kat daha aksiyonlu ve sarsıcı. Merak edenlere tavsiyemdir.
2.5/5
Bekleyecek Vaktim Kalmadı Artık kitabı son kitap demiştim ama canım arkadaşlarım son kitabını bensiz okumak istememişler :)
E artık bu defa kesin bir veda diyebilir miyiz Fournier'cim?
Kitaptaki karakterlerin yarısı tablolara-operalara gönderme olduğu için kişileri tanımadım. (Sanattan anladığımı iddia edemem. )
Tam bir şerefsizsin Fournier karını aldat aldat hayattayken güzel bir söz söyleme arkasından çok seviyordum da ölüyordum da bilmem ne!!! Seven aldatmaz...
öleceğini bilerek yaşayan tek canlı insandır ve hiç ölmeyecekmiş gibi yaşar
Tolstoy, bu eserde İvan ilyiç üzerinden Yaşamı, varlığı, yaşamın anlamını sorguladığını söyleyebilirim.
En yakın meslek arkadaşları İlyiç öldükten sonra onun boşalacağı koltuğa kim oturacak onun derdindedirler diğer yandan karısı Devletten alacağı dul maaşının derdindedir. Karısının döktüğü göz yaşı daha doğrusu "Timsah gözyaşları" etrafındakilere yapması gereken ve zorunlu hissettiği için yaptığı bir davranış bir prosedürdür adeta.
Ölmeden önce hasta yatağında yatarken insanların ona yapmacık geldiğini anlayan İlyiç, bu yapaylığı gördüğü zaman yıkılır ve derin iç huzursuzluğuyla birlikte yapayalnız olduğunu, kimsenin onu artık gerçek mânada önemsemediğini anlar.
Aslında Ivan İlyiç'te geçmişte yükselmek için ayağı kaydırması gereken kişilerin ayağını kaydırmıştır şimdi sıra kendisindedir sadece ayağı değil yaşamı da ayağının altından kayıp gidecektir.
“Geleceğin ne getireceğini kimse bilemezdi ve şimdi olanları düşünüp üzülmenin de hiçbir yararı yoktu.”
Bence bu cümle tamamen Tolgonay’ın hayat felsefesini anlatmaktadır. Kitapta daha çok İkinci Dünya Savaşı sırasında çokça ferdini savaşta kaybeden bir ailenin durumu anlatılır. Tolgonay ise bu ailenin fedakar annesidir. Tolgonay savaş
