Mustafa Kemal'in Samsun-Havza yolunda ve bindiği hırpani Mercedes-Benz otomobili kim bilir kaçıncı defa bozulunca, yol kenarındaki tarlasında çift süren bir köylüyle konuşması, bu bakımdan ne kadar manalıdır: “- Hemşeri! Düşman Samsun'a asker çıkaracak. Belki buraların hepsini ele geçirecek. Sen ise rahat, toprağı sürüyorsun? - Paşa, Paşa! Sen ne diyorsun? Biz üç kardaştık. İki de oğul vardı. Yemen'de, Kafkas'ta, Çanakkale'de hepsi elden gitti. Bir ben kaldım. Ben de yarım adamım. Evde 8 öksüz ile yetim, üç dul kalmış kadın var. Hepsi benim sapanımın ucuna bakarlar. Şimdi benim vatanım da yurdum da aha şu tarlanın ucu. Düşman ora gelinceye dek benden hayır bekleme . . .”
320 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 7 days
Abdulhamid Han
Babam sultan Abdulhamid, kızı Ayşe Osmanoğlu'nun yazdığı hatıratıdır. Abdulhamid Han'ı birinci kaynaktan, direkt kızının gözüyle okumak çok güzeldi. Onun gün içerisindeki alışkanlıklarından tutun da padişahlığı süresince yaşanan olaylardaki tavrı, duruşu çok güzel anlatılmış. Meşrutiyet hakkındaki düşünceleri, kendisine atılan iftiralar, uyguladığı politikalardaki niyetleri... Tahttan indirildiği zaman sergilediği tavır, apar topar ailesiyle birlikte selaniğe gidişi, orada yaşadıkları ve payitahta dönüşü, istanbul işgalinde sergilediği dik duruşu bizzat bunlara Abdulhamid han ile şahit olan hanımı ve kızı tarafınfından anlatılıyor. Abdulhamid Han'ın kızıyla bazı konuşmaları da kitapta yer alıyordu. Okudukça milli görüşüne, zekasına ve ferasetine hayran kalmamak mümkün değil. Abdulhamid Han'ın Vefatından sonra tüm hanedanın sürgün edilişi, dört bir yana dağılışı, kiminin intiharı, kiminin vahim halde ölümünü de anlatmış Ayşe Osmanoğlu hatıratında. Tabi en çok 29 yıllık sürgün döneminde kendi yaşadıklarından bahsetmişti. 2. Dünya savaşı döneminde fransada dul bir kadın olarak 3 çocuğunu yetiştirmek zorunda kalmış, elindeki değerli eşyaları satarak ve biraz da çalışarak geçimini sağlamış o dönem.
Babam Sultan Abdülhamid
Babam Sultan AbdülhamidAyşe Osmanoğlu · Timaş Yayınları · 2013772 okunma
Reklam
On yaşındaki Marjory White, bir dul olmak istiyormuş. Neden diye sorduğumda ciddi bir biçimde, eğer evli bir kadın değilsin insanların sana 'evde kalmış' dediğini, evliysen kocanın sana patronluk tasladığını; ama eğer dulsan her iki tehlikeden de uzak olduğunu söyledi.
Sayfa 111 - ren kitapKitabı okudu
438 syf.
·
Not rated
İNCE MEMED I Yaşar Kemal’den okuduğum hatta okumakta olduğum ilk eser İnce Memed. Sadece romanın dört cildinden ilkinin ilk çeyreğini okumuş olmama rağmen Yaşar Kemal’in kalemine inanılmaz bir biçimde saygı duymaya başladım. Bugüne kadar nasıl okumadım diyerek de kendime kızdım açıkçası. Ki elimde bir kitabı olmasına rağmen… Kitabın beni
İnce Memed 1
İnce Memed 1Yaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202358.1k okunma
Duygulardan Bile Dışlanan Kadın
O zamanlar annesinin başına, pek paylaşılmayan bir talihsizlik gelmişti. Dayakçı, sarhoş bir kocadan dul kalmış olsaydı bile, ölü kocasına hak ettiği gibi yas tutarak evlilikte çektiği eziyeti sonradan yok sayabilirdi. Oysa kocası geri dönmüş ama kendisine dönmemiş bir kadındı; barış zamanlarından kalma dünyevi bir talihsizliği yaşayan bir kadın, ne kocaları dönmüş olan mutlu kadınlara dahildi ne de yas tutan savaş dullarına.
Sayfa 127Kitabı okudu
80 syf.
·
Not rated
Kitapta otuz yaşında dul kalmış bir hanımefendi ile henüz yirmili yaşlarında bir beyefendinin hem ruhen hem fiziken birbirlerine karşı duydukları çekim ele alınmış. Kitapta karakterlerin isimleri zikredilmemiş sadece kadın ve erkek diye cinsiyet belirleyici kimlikleri kullanılmış. Yani olaylardan çok, yaşanılan olaylar karşısında şahısların ruh tahlillerine değinilmiş. Yaş farkı, toplum baskısı, gayri meşru bir ilişkinin onlarda yaratmış olduğu Allah korkusu, ama hepsinden daha ağır basan ve şuurlarına siyah perde gibi inen nefsi arzular sonucu bireylerin kendileriyle olan savaşları hissiyatları. Eser 1911 yılında yayımlanmış, özellikle kadın iç dünyasına dair o tarihte hiç bu kadar detaylı ve çok iyi gözlemler sonucu yazılmış bir eser okuyabileceğimi düşünmemiştim. Tavsiye edebileceğim güzel bir kitaptı.
Siyah Gözler
Siyah GözlerCemil Süleyman · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20202,334 okunma
Reklam
Havza yolu boyunca arabası birkaç kez arızalanır. Arızanın giderilmesini beklerken, tarlada çift süren bir köylüyü görür. Aralarında şu ilginç konuşma geçer: Mustafa Kemal Paşa köylüye yaklaşır: "Hemşeri, düşman Samsun'a asker çıkaracak. Belki buraların hepsini ele geçirecek. Sen ise rahat, toprağı sürüyorsun (...)" diye takılır. "Paşa, Paşa (...) Sen ne diyorsun?" der çiftçi. "Biz üç kardaştık. İki de oğul vardı. Yemen'de, Kafkas'ta, Çanakkale'de hepsi elden gitti. Bir ben kaldım. Ben de yarım adamım. Evde sekiz öksüz ile yetim, üç dul kalmış kadın var. Hepsi benim sabanımın ucuna bakarlar. Şimdi benim vatanım da, yurdum da aha şu tarlanın ucu. Düşman ora gelinceye dek benden hayır bekleme (...).
CRİA CUERVOS (1975) Besle Kargayı
Saura'nın en beğenilen filminin adı meşhur "Besle kargayı oysun gözünü!" atasözünden geliyor. Küçük Ana (sıra dışı bir oyuncu olan Ana Torrent tarafından canlandırılmıştı) bir gece uyanır ve merdivenlerden aşağı iner. Dul kalmış babasının odasından tuhaf sesler gelmektedir. Aniden bir kadın odanın kapısını gürültüyle açar ve evden çıkıp gider. Franco'nun ordusunda asker olan babası ölmüştür ve Ana bir şekilde suçlanacak kişinin kendisi olduğundan emindir.Bu sarsıcı açılışın ar­dından Besle Kargayı, Ana ve iki kız kardeşinin büyüme sancılarını, özgürlüğün ne anlama geldiğini yavaş yavaş öğrenmelerinin hikayesini anlatır. Franco ölüm döşeğindeyken çekilen film, aynı dönemde çekilen birkaç İspan­yol filminde de görüldüğü gibi faşist yönetim altında yaşamayı, kavruk çocukluk metaforuyla, ancak yepyeni bir duyarlılık sergileyerek anlatmıştır. Saura’nın o yıllar­daki ilham perisi Geraldine Chaplin, hem Ana'nın kansere yakalanmış annesini hem de onun geçmişi anımsayan yetişkin halini çok başarılı bir şekilde canlandırır. Yetişkin Ana'nın kendine güvenen hali, faşizmin geçmişe ait olduğunu; acıyla kat­lanılmış ama sonunda üstesinden gelinmiş olduğunu ima eder.
Borç
BORÇ Sabah uyanıp gözünü açmadan yatağın içinde kollarını açarak gerildi. Sanki bütün kemikleri yerine oturmuştu. Gerilirken Barbaros’un yattığı tarafı eli ile yokladı. Yerinde yoktu. Erkenden kalkmış diye düşündü. Yatağın içinde doğruldu. Başucundaki pencereden perdeyi hafifçe aralayarak dışarıya baktı. Perdeyi açarken güneş direk gözünü
Bütün bu badire arasında Kalaba Köyü ile münasebetim de çok sıkı bir şekil aldı. Kadınları derede çamaşır yıkarken daima görürdüm. Bir tanesinin çok hasta bir çocuğu vardı. Kadın çok üzgündü. Dr. Adnan’a getirip göstermesini söyledim. Çocuk iyileşince bütün köy bize bağlandı. Aynı zamanda, köyde romana benzeyen bir vaka cereyan
Sayfa 181Kitabı okudu
470 öğeden 291 ile 300 arasındakiler gösteriliyor.