Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Molière
Molière
eserlerinde komedi: Le Bourgeois Gentilhomme. Heybeliada gezisi sırasında bir sahaf hatırası… Bu kitapta geçen bir cümleye ise ilk kez
Fyodor Dostoyevski
Fyodor Dostoyevski
eserlerinde rastlamıştım. O cümlenin altını çizmiş ve kitabı da bir gün okumalıyım, diyerek not düşmüşüm. Sonra ise kitapta kalbe denk düşen notlar... 📝 Kitapta geçen şu söz ise, iki kalp arasındaki en kısa mesafeyi gösteriyor: “Sen ruhuma müthiş göründün.” Ve o ruhun verebileceği en güzel cevap: “Ben onu kendimden çok daha fazla sevdim.” Ancak hayat, ruhun insana öğrettiklerinden çok daha eğitici dersleri kapsıyor... Mesela; yalnızlığı, yapayalnız bırakılmayı, sonunda da gidecek bir yer bile bulamamayı öğretiyor. Kara mizahın en hüzünlü sonu… Gidecek bir yeri olmayan insan, ölüme gitmeyi tercih ediyor. ✍🏻🍂
Safahat / Durmayalım
Sa'di diyor ki: 'Bir gece biz kervan ile Ağır ağır gitmekte iken yolumuz düştü bir çöle. Hızla geçmek için o korkutucu ıssız çölü, Bütün yolcular istirahati feda ederek, Gitmektelerdi.Bir aralık bende yürümeye güç Hiç kalmamış ki düşmüşüm artık uykuya yenik. Avare bir yolcuyu bekler mi kafile? Çaresiz yola devam edecek varıncaya dek
Reklam
Şöyle bir yazı yazdım
Zaman bana gösterdi ki öyle çok görüntü ve ses yapan, bir an fırtına gibi esip istediğime ulaşayım diyen bütün fikirler, hareketler ve aksiyonlar yarı yolda kaldı. Hiç biri tam manasıyla hedefine ulaşamadı. (Sadece ulaşılmış gibi gösterildi.) Bu tür şeyler ilk başta insana cazibeli gelebilir ama sonucu hüsranla bitiyor. Nerede böyle şişirilmiş
Bugün pazar-ı aşktır muhtaç olan candan geçer Aşığı Sadık olanlar lebbi gülabdan geçer Düşmüşüm cem hanesine ben ağlarım zar-ı zar Aşka düşen merdaneler hırkayla tacdan geçer Bir imrahi görse eğer ol sinemin dağını Ötüşür şeyda bülbüller görse hüsnün bağını Yüz yaşında ruhban görse gerdanının ağını İncili suya bırakır, vaz gelir hacdan geçer dost dost
Zaman bana gösterdi ki öyle çok görüntü ve ses yapan, bir an fırtına gibi esip istediğime ulaşayım diyen bütün fikirler, hareketler ve aksiyonlar yarı yolda kaldı. Hiç biri tam manasıyla hedefine ulaşamadı. (Sadece ulaşılmış gibi gösterildi.) Bu tür şeyler ilk başta insana cazibeli gelebilir ama sonucu hüsranla bitiyor. Nerede böyle şişirilmiş
twitter.com/sedatkayhan21/s... Zaman bana gösterdi ki öyle çok görüntü ve ses yapan, bir an fırtına gibi esip istediğime ulaşayım diyen bütün fikirler, hareketler ve aksiyonlar yarı yolda kaldı. Hiç biri tam manasıyla hedefine ulaşamadı. (Sadece ulaşılmış gibi gösterildi.) Bu tür
Reklam
Ben seninle uzun bir araf yaşadım Ölümlere gittim geldim diyor. Sığmam dünya yüzünde bir yere artık. Nereden geçsem benim değil, kalamam bir yerde. O demiyor, ben diyorum. Demiyorum, yağmur diyor. Sana sarılmış kalmış ilk günüm ben. Böyle demişim o gün, bugün öyle diyor. O günden bir yağmur çiçeği, önümde duruyor. Bir davul sesi, bir davulun yıllarca titreşen sesi, düz duvardan düşürmüş beni. Tutunamamaklığım bundan, düşmüşüm, komadan, uzun uzun uzamış kollarım. Kola benzemiyor. Yerde yatan, komadaki, duvarda tutunmaktan düşen diyor; Ağlama balım, değmez hiçbir şey senin gözünden akan yaşa. Komadaki diyor; Ben hala sarılıyım beline senin. İstanbul n’ey sesi olmuştu o gün bugün üflüyor… Senin yüzün bende, senin yüzün bende. Hâlâ, diyor. Vurmalı vurmalı o sesler içime değiyor. Bir müzik parçası çalıyor içerde: İçimde bir parça; ne kopuyor ne ölüyor. Gitmek ölüm bana, kalmak haram. Adını bilmiyordum sonra öğrendim: She Left Home
Şimdilerde peynir ekmek, Kenarları kararmış demliğimden döktüğüm bir bardak sıcak çay, Ve ayak üstü yapılan üç beş dakikalık sohbetler var hayatımda. Baktığım her yerde sen varsın bir de. Görmek seni, duymak sesini. İşittiğim zaman yüzüme yerleşen gülümseme, Bir de yüzüne düşen saçlarını kulağının ardına çekişini seviyorum. Yürüdüğüm sokaklarda, Köşe başlarında, Mahallenin bir yerinde karşıma çıkma ihtimalini seviyorum. Çok geç düşmüşüm sevdana. Onca zamanı sensiz yaşayarak, heba etmişim koskoca bir ömrü. Ne kadar yazık etmişim kendime daha iyi anlıyorum şimdi. Seni sevebilmeyi sevdiğimi anladığım da, Kendimle barıştım en sonunda. Görmek seni, duymak sesini, Ve artık hayal edebilmek senli geçecek her vakti. Geç kalmışım sevdana. Ne kadar yazık etmişim kendime daha iyi anlıyorum şimdi.
beş. (peki ya sana gelelim, peki ya sana) sen ki nisâhavva makamında bir münhasır tahtsın sağlam ikna olmuşum yanaklarındaki hüzzama belcende göl olmuş içtiğim leffeler gerdanında tartmış beni dumanımın kurusu dinmemiş içimdeki kaynaksız keder babayı dinlemişim bütün bir sol kolumla beraber cehenneme nazır bir düzen kurmuşum, cennete bazı bütün bileklerini kesmişim âlem-i cihanın bir asi ezgi olmuşum ahmet'in dilinde işitmişim çehrendeki mücerret enstrümanı paldır küldür sevmişim seni, rüsva olmuşum ne mutlu "itirazım var" demişim, sitem sarkıtmışım avutmuşum öfkemdeki yiğit malcolm'u yılmışım âfâktaki rutin manzaradan ah şu biz büyük zavallılar, ah şu biz sabun köpükleri sen ki nisâhavva makamında bir münhasır tahtsın (peki ya sana gelelim, peki ya sana) itlik değildir bu, puştluk değildir deliriyorum sana virüslerce, afetlerce, harplerce madem ki herkes bir fikrin köpeğidir
Payidar Zaraman
Payidar Zaraman
nerede karşılaşmıştık seninle sen yeryüzüne uzak ben mavi göğün altında küçük bir kasabada o akşam üstünün kırmızıya çaldığı o gün kim bilir belki o gün yamaçlardan üzerime su gibi dökülen sesin sabahına yeni gömlekler, ütülü pantolonlar buğulu camda taradığım saçlarım.. yol kenarlarında ve yamaçlarda sesini aramak ve beynimin derinlerindeki
Reklam
Eski mesajları okurken bir şeye denk geldim. "Arkadaşımla sevgili misiniz?" Diye sorup durmuşum. Cevabından korkarken senin o soru cevapsız demen. "Hayır öyle bir şey olmaz arkadaşım başkasını seviyor." diye kendimi telkinlerken içimin nasıl yandığını gizlemeye çalışmam. Acı içinde kıvrınırken kimsenin görmeyişi, belki de görüpte görmezden gelişleri... Şu an geçmişin altında eziliyorum. Yine tek başıma. O zaman olduğu gibi.
128 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.