Oblomov'dan Olga'ya mektup
Bu kadar sık görüşürken benim yerime mektubumun gelmesi seni her halde şaşırtacak, fakat sonuna kadar okuyunca göreceksin ki başka türlü yapamazdım. Bu mektubu çok daha önce yazmış olmalıydım; o zaman ikimiz de sonradan duyacağımız birçok vicdan azaplarından kurtulmuş olurduk. Ama gene de geç kalmış değilim, birbirimizi o kadar çabuk, o kadar
Oblomov'un Olga'ya yazdığı o güzel mektupla günaydınlar insan arkadaşlarım.
"Bu kadar sık görüşürken benim yerime mektubumun gelmesi seni her halde şaşırtacak, fakat sonuna kadar okuyunca göreceksin ki başka türlü yapamazdım. Bu mektubu çok daha önce yazmış olmalıydım; o zaman ikimiz de sonradan duyacağımız birçok vicdan azaplarından kurtulmuş olurduk. Ama gene de geç kalmış değilim, birbirimizi o kadar çabuk, o
Reklam
Memleketten notlar(gelişi güzel karalamalar)
Bir süredir memleketteyim Dün akşam üzeri ata ocağını ziyarete gittim Akşam karanlığında sokakta oynayan çocuklar gördüm imrendim, acıdım Farkında değillerdi içinde bulundukları anın, ellerinde bulunan hazinenin. Çocukluk yıllarım geldi aklıma Sonrada büyük şehirlerde büyüyen çocuklar. Çocukluğumu sokakta oyun oynayarak geçirmiş olmam nedeniyle onlara kıyasla şanslıyım fakat o an sokakta oynayan çocuklarla kıyasladım kendimi kıskandım bir burukluk sardı içimi ansızın. Döndüm bir onlara bir kendime birde sokağa baktım, görünüş itibariyle köhne eski bir sokaktı evler tek yada iki katlıydı şimdilerde dilimize sonradan giren tabiriyle gece kondu mahallesi. Gözümüzde büyüttüğümüz kazanımlar karşısında kaybettiklerimizi kıyaslamaya başladım. Apartmanda yaşamak uğruna insanlığı dört duvara hapsetmiş, hiç suçu günahı yok iken çocuklarıda peşimizden sürüklemiş, Sokaklarda doyasıya oynama çocukluğu dibine kadar yaşama haklarını ellerinden almış böylelikle insanlığı beton duvarlar ardına hapsetmiş yavaş yavaş öldürmeye başlamıştık....
V’eda Gerçekliğin içinde veya hayalimde bile değilken neredeyim ben? Ne aradığıma dair herhangi bir fikrim yok. Belki de böylesi iyidir derken o kadar uzaklara düşüyorum ki kendimi labirentin en başında buluyorum. İşte öylesine uzak yaşadığım duruma, öylesine uzak şeylere karşı bir ilgi uyanıyor içimde. Dikkatlice sokulup kulak kabartıyorum. Koyu
Bir Yudum Kitap
İnsan işte, bazı vakit özlüyor. Kimi zaman bir başka insanı kimi zaman kışı kimi zaman baharı... Yıldız Ertan, "O güzel mevsimleri nasıl da özlüyorum. Âşık Veysel gibi gidiyorum gündüz gece." diyor ve ekliyor: "Kör oldum üstelik, göremiyorum." Dileğimiz odur ki, henüz görüyorken kavuşun özlediklerinize. Yıldız Ertan -
KORKUNUN KRALLIĞI Geceleri bir ıslık Penceremin altında birileri Beni çağırıyorlar (Yoksa yanılıyor muyum) Koşup bakıyorum kimseler yok Sarayburnu’nda sis düdükleri
Reklam
Geri124
250 öğeden 241 ile 250 arasındakiler gösteriliyor.