Bir hüzün olan ayrılık zenginleştirici, yenileyici olabilir. Hüzün, tüm insanlığa sunulan bir coşkulu yaratıcılığın kaynağı da olabilir. İnsanları, kültürleri, dilleri, deneyleri yakınlaştırıcı, birleştirici de olabilir. Hepimizin kendi alışkanlıklarımızla, tad ve renklerimizle içinde yeraldığımız heyecanlı, coşkulu bir insanlık "agorası" da olabilir.  Rilke'nin dediği gibi, ayrılık ve sürgün bir solma ve çiçeklenmedir. Bir ölüm ve yeniden doğuştur. Bir unutuluş ve unutulması mümkün olmayan bir ölümsüzlüktür. Bir insanlık trajedisi  ve zamanla mekanın tümden unutulduğu renkli bir insanlık geçididir. Orada dün, bugün, yarın iç içedir. Orada sadece insan, hepimizden bir parça olan, hepimizi anlatan insan vardır. Orada insanlar, diller, kültürler, alışkanlık ve gelenekler karşılaşmaktadır. Orada insanın tarihini ve geleceğini yumuşak sözlerle tasvir eden sonsuz bir destan söylenmektedir.
İçtiğin şarap, öptüğün dudaklar Her şey onlarla başlar O zaman düşün neydim dün; nesin bugün O vakit anlarsın yarın da olacaksın ancak bu kadar Ömer Hayyam
Reklam
Özü itibarıyla alçakça olan insani zaaflar dur durak bilmez; dün onlara verdiklerinizi bugün, yarın, daima tekrar isterler; ödünlerle gelişir ve bu ödünlerin kapsamını da genişletirler. Güç bağışlayıcıdır, kabullenir, adil ve dingindir; oysa zaaflardan kaynaklanan tutkular acımasızdır ; çaldıkları meyveleri masada yiyebileceklerine tercih eden çocuklar gibi davranabildiklerinde mutlu olurlar.
Sayfa 175Kitabı okudu
Dün de böyleydi, bugün de böyle, yarın da böyle olacaktır. Kimsesizler kıyılara, köşelere, tavan aralarına atılıyor ve çoğu zaman günlerce orada unutuluyor.
Sayfa 130 - Kırmızı Kedi KitabeviKitabı okudu
Bugün Ve Bugün
Öyle çabuk geçiyor ki günler Hele sen de bir bak hayatına. Daha dün doğmuşuz sanki Yeni okula başlamışız Yeni sevmişiz Öyle çabuk geçiyor ki günler Hele sen de bir bak hayatına Yarın bitecek sanki her şey Yarın ölecek gibiyiz. Daha doymamışız yaşamasına Günlerimiz dün bir, bugün iki Sakın bir şey bırakma yarına Yarın yok ki.
Reklam
Ömür üç gündür. Dün, bugün ve yarın.
Sayfa 87 - Babıali Kültür Yayıncılığı
Zaman yok!..Delirmedik(:
“Allah onların kalbini mühürlemiştir…” “Siz şunu yapamazsanız Allah böyle yapmıştır…” gibi. Aslında geniş zamanda kullanılan bir zaman kipinin hemen arkasında Allah böyle yapacaktır…” diye geniş zaman kullanılması bizim zaman boyutumuza göre doğru olan olsa da, Allah katında tüm zamanlar AN denilen zaman biriminde dürüldüğünden ve hepsi (dün, bugün, yarın) olup bitmiş olduğundan bu anlatım geçmiş zaman kipiyle kullanılmıştır… İnsanların doğuştan kalbi mühürlenmiş anlayışı bizi “zaman” kavramını anlamadığımız müddetçe, “Ama hani irade?” sorgusuyla karşılaştırır…
“Hayat bu, hayat, der; kimi ölür, kimi doğar, kimi evlenir. Biz de boyuna yaşlanıyoruz. Değil yıllar, günler bile birbirine benzemiyor. Ne iştir bu. Keşke bugün tıpkı dün gibi, dün de tıpkı yarın olsa, ne güzel olurdu… İnsan düşündükçe kötü oluyor…”
Sayfa 153Kitabı okudu
İnsan hiçbir zaman aradığını bulamaz. Bulduğunu zanneder. Çünkü insan değişim hâlindedir. Mesela dünkü Feride'yle bugünkü Feride aynı değildir. Aradıkları farklıdır. Buldukları da... Buldum dedikleri de değişkendir. Bugün canlıdır, yarın pörsümüş... Güngörmüşler, dün ölmüşler. Değişmeyen, düşmez kalkmaz sadece bir Allah'tır. Bu sebeple Feride, yeni şeyler bulma konusunda her daim arayış içerisindedir. Hem bilirim ben Feride'yi. Arama aşkını, bulduklarına değişecek kadar ham hayal sahibi de değildir.
Sayfa 14
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.