"Bunu nasıl yaptın?"dedim. Her zaman olduğu gibi doğrudan gözlerimin içine baktı, gülümsedi ve "Düştüm," dedi, bakışlarıyla "Öğretmenim, asla bilemeyeceksin,"diyordu. Sonra, "Çok sakarım,"diye ekledi. `
Bu kitabı merak ettiğim ve okuduğum için kendime çok kızdım. İçime koca bir taş oturdu. Bu nedir, bu dünya bir bebek için, bir kız çocuğu için neden bu kadar adaletsiz? Merak etmemek elde değil.
Fransa'da gerçek bir olaydan yola çıkılarak kaleme alınmış bir roman Sakar. Gerçek değil kurgu bile olsa bu tür olayların olduğunu zaten biliyoruz. Türkiye'de de örneklerini görüyoruz, okuyoruz, belki de şahit oluyoruz ve susuyoruz. Yapılanlar korkunç. Susmak korkunç. Susana da en az yapan kadar ağır bir ceza olmalı.
Küçücük bir çocuk Diana. Onun kayıp olduğuna dair bir ilanla başlıyor kitap. Sonrasında anneanne, teyze, öğretmenleri, sosyal hizmet görevlileri, doktorlar ve jandarmanın anlatımlarıyla okuyoruz onun başına gelenleri. Tam olarak nasıl yapıldığı anlatılmasa da (buna zaten gerek yok) tahmin ediyoruz. Ailesi tarafından şiddet gören bir çocuk ve bunu tahmin ettikleri, gördükleri halde müdahele için geç kalınan bir bürokrasi söz konusu. Ailenin Diana'dan başka üç çocuğu var. Onlara değil de neden Diana'ya diye sormadan edemiyor insan.
Çok üzücü ve sinir bozucu bir kitap.