Bugün bizim mücadele metodumuzu şeriat adına yerenlerse, o gün, bu mukaddes kelimenin (ş) harfini olsun, dudaklarına alabilmiş midir?
Sayfa 103Kitabı okudu
Zaman korkunçtur; bir cümlenin başında düşünürken bir fikri, cümlenin sonuna gelinceye kadar onun eskidiğine şahit oluruz.
Sayfa 47Kitabı okudu
Muhammedi nuru ve onun gerektirdiği ruh ve ahlâkı bütün Türkiye göklerinde mayalaştırmadıkça, ne tarlayı, ne fabrikayı, ne mektebi, ne kitabı, ne daireyi, ne kışlayı, ne mahkemeyi, ne zabıtayı, ne bakkalı, ne sokağı, ne meydanı, ne aileyi, ne gençliği, ne malı, ne canı, ne ırzı, ne namusu, ne ahlâkı, ne idrakı ayakta tutabilirsiniz!..
Sayfa 102Kitabı okudu
Bizim bugünkü muvazenesizliğimiz en iptidai manada şuurunu kaybetme halidir. Bunun için bu memlekette iktisadî, içtimaî, siyasî, idarî, harsî; ne derseniz deyin, mesele yoktur. Bir tek mesele vardır: Ruhî... İdrakine bu kadar uçtuğu, bu kadar yerini bomboş bıraktığı bir devir gelmemiştir.
İşte bizim hesabımız, gözyaşı döke döke kayaları süngere çevirircesine bir yırtınışla meydana getirdiğimiz bu gençlikledir; muhatabımız da yalnız onlardır. Yalnız onlardır ki, bizim, en küçük cüzünü feda etmektense dünya ve mâsivâyı kaybetmekten çekinmeyecek derecede șeriat bağımlılığımızı bilirler, bu zamana kadar iman ve itikat bütünlüğümüzden
"virgül"lük tâviz vermediğimizi takdir ederler; ve hususiyle, İslam'ın dış çizgilerine mıhlanıp kalan bir göz yerine aynı ölçülerden ışık alıcı ve bütün dünya ve fezayı tarayıcı bir projektör istediğini, bu projektörün de bizde bulunduğunu ve şimdi ucuz tarafından din satıcılığı gayretinde bazı kabalarla aramızdaki farkın bu olduğunu sezerler...
Sayfa 102Kitabı okudu
Şu, göz dediğimiz alet var ya; o ne belalı şey, ne aldanıcı vasıta!..