Aslına bakarsanız dünya insan için bir misafirhânedir. Cenab-ı Hak, âdemoğlunun bu misafirhânede rahat etmesi için nice nimetler halketmiştir. Kıymetini bilene…
Programımız budur ki: Dünya bir misafirhânedir. İnsan ise, onda az duracaktır ve vazifesi çok bir misafirdir ve kısa bir ömürde hayat-ı ebediyeye lâzım olan levazımatı tedarik etmekle mükelleftir. En ehem ve en elzem işler, takdim edilecektir.
Dünya bir misafirhanedir.
İnsan ise onda az duracaktır ve vazifesi çok bir misafirdir ve kısa bir ömürde hayat-ı ebediyeye lâzım olan levazımatı tedarik etmekle mükelleftir.
En ehemm ve en elzem işler, takdim edilecektir.
"Dünya bir misafirhanedir, eğer yiğitsen ondan vazgeç. Köprü misalidir bu cihan, yolun karşısına ulaşmak istiyorsan ondan geçmen lazım. O köprünün başına ev yapan akılsızdır, delidir."
Dünya bir misafirhanedir. İnsan ise onda az duracaktır ve vazifesi çok bir misafirdir ve kısa bir ömürde hayat-ı ebediyeye lâzım olan levazımatı tedarik etmekle mükelleftir.
Risale-i Nur bize öğretiyor ve isbat ediyor ki: Bu dünya, bir misafirhanedir.
Ebedî hayatı isteyenler, misafirhanedeki vazifelerine dikkat gösterdikleri nisbette memnun edilirler.
Demek, en büyük fâni, en küçük bir âlet ve cihâzât-ı insâniyeyi doyuramıyor. İşte bu istîdattandır ki, insanın ebede uzanmış emelleri ve kâinâtı ihâta etmiş efkârları ve ebedî saâdetlerinin envaına yayılmış arzuları gösterir ki: Bu insan ebed için halk edilmiş ve ebede gidecektir. Bu dünya ona bir misâfirhanedir ve âhiretine bir intizar salonudur..