Zihin, günahın her türlüsünden uzaklaşmakla ve Kur'an'la, kalp Allah'ı anmakla temizlenir. Kur'an, ancak temiz zihinle anlaşılabilir. Ancak temiz bir zihin akledebilir. Günahlardan uzaklaşıp Kur'an'ı sıkça okumak zihni temizler, zihin temizlendikçe insan gerçeği görmeye ve Kur'an'ı yavaş yavaş daha iyi anlamaya başlar. Ne kadar çok Kur'an'ı okursanız o kadar idrak eder ve anlarsınız. Kur'an ışıktır, nurdur. Nasıl ışık olmadan dünya karanlıktaysa insan da Kur'an olmadan karanlıktadır. Güneşin geceyi gündüze çevirdiği gibi Kur'an da hayatınızı aydınlatır ve anlamlandırır. İşte bu sebeple Allah cc, Elbette size Allah'tan bir nûr (ışık) ve apaçık bir kitap gelmiştir. (Maide Suresi, 15.Ayet) buyurmuştur.
Mahmut Şişmanyazıcı
Mahmut Şişmanyazıcı
Aliya İzzetbegoviç'in Türklere Yazdığı Mektup
"Merhaba efendim, ben Aliya. Aliya İzzetbegoviç. Bosna-Hersek'in cumhurbaşkanıyım. Sizi Devlet-i Aliyye'nin en güzel şehirlerinden birinden, Bosna Sarayı'ndan, sizin daha sık kullandığınız haliyle Saraybosna'dan selamlıyorum. Bu kısacık sohbetimizde, parçası olduğumuz Avrupa'dan, Avrupa'nın ve Batı'nın
Reklam
"Sessizlik kimsenin bir başına kaldıracağı yük değil. Daha çok geçmişten konuşuruz. Gelecek bizim için acıklı bir zaman artık. Bugünü dersen, yılgınlık gibi bir şey, neyini konuşacaksın. İçindesin işte! "
Sayfa 36
Kadın gebelik döneminde de gayet hareketli ve aktif olmalıdır. Hareket halindeki beden tıpkı bir dinamo gibi kendi kendine elektrik üretir ve üretim de çocuğun gelişiminde önemli rol oynar. Elbette hareketlilikle elde edilen enerji de tek başına yeterli değildir gebe kadın için... İşte tam bu noktada devreye erkek girer. Doğum süreci genel
"çünkü" dedi, "artık insanlarla işim bitti." yine de şairin maaşını üç ayda bir ödemekteydi. böylece otuz yaşında ya da o civarda, bu genç beyzade hayatının sunduğu her türlü deneyimi yaşamanın yanı sıra hepsinin değersizliğini de görmüştü. aşk ve yükselme hırsı, kadınlar ve şairler, hepsi aynı ölçüde boştular. edebiyat bir güldürüydü. greene'in sayfiyede bir soyluyu ziyaret kitabını okuduğunun ertesi gecesi büyük bir ateş yakıp tam elli yedi adet manzum eserini buna atmıştı; yalnızca pek kısa olan çocukluk düşü "meşe ağacı"nı saklamıştı. artık güvendiği iki şey kalmıştı: köpekler ve doğa; bir tazı ve gül ağacı. tüm çeşitliliğiyle dünya, tüm karmaşıklığıyla hayat işte buna indirgenmişti.
Notlar
Beni kıyamet kopmasıyla çaysız kalmam arasında seçim yapmak zorunda bıraksalar, dünya yıkılsa umurumda olmayacağını, ama cayimdan vazgeçmeyeceğimi haykırırdım. Bunu biliyor muydun? İşte ben böyle namussuz, alçak, bencil, tembelin biriyim.
Sayfa 131Kitabı okudu
Reklam
Bir duble rakı koy bana ben saçlarınla oynayayım Meze falan istemem sadece konuş benimle Ne anlatırsan anlat yeter ki eksilmesin Kulaklarımdan sesin bak her şeyim buna bağlı Ne hükmü var mesafenin, iste sen ben hallederim İste sen masallardaki ejderhaları bile döverim Bir kendime yetmez gücüm başka her şeye yeter Sen iste gerekirse kendimden de vazgeçerim İnsanlar ne tuhaf hepsinde ayrı kaygı Umrunda değiliz kimsenin Allah aşkına gör artık Bir sen varsın işte bir ben bir de senin gülüşün Gülüşün diyorum gülüm, bak tam burda ağlıyorum Valla bak ağlıyorum senin haberin bile yok Kimselerin haberi yok diyorum ya hepsi tuhaf Tuhaf yer bura bu dünya bilmem ki nasıl anlatsam Ah bilmiyorum gülüm ben hiçbir şey bilmiyorum Tek seni seviyorum ben başka bir şey bilmiyorum.
İthaki yayınları
Sen bir çğlık atarsın, dünya bir fısıltı duyar. Sen tüm çabanla koşup bir yerlerden kaçmaya, bir yerlere varmaya çalışırsın, dünya kıpırdadığını görmez. Küçücük kalbin göğüs kafesinin içinde çırpınırken dışarıya gülümsersin ya hani, işte bu tarih sayfalarının görüp görebileceği en güçlü harekettir. Bıraksınlar kahramanlık hikayelerini.
Bu dünyanın kötü örneklerine bakıp da "Bu dünya böyle işte. Yalnız ben miyim?" deme.
Reklam
Yenilmiş çıkılan bir harpte esir düşen bir subaya harp ettiğini hatırlatmamalı… Artık ne değeri var? Yenisine başladık. Harp etmek eskiden erkekçe bir işmiş. Şimdi insanca bir iş… Kadınlar bizden daha iyi dövüşüyorlar. Miting yapıldığı zaman burada olup Sultanahmet Meydanı’nı görmeliydiniz. Siyah çarşaflı bir kadın kalabalığı, memleketin üzerinde bir an siyah bir bayrak gibi dalgalandı. Bazı hareketler, o hareketin şeflerine neden o kadar büyük değer verdirebiliyor, ben işte o gün anladım. Miting tepeden tırnağa kahramanlıktı. Belki Fransa’da, İngiltere’de aynı iş bu kadar dehşetli, güzel, bu kadar heybetli olmaz. Şefler, işte bu halk kahramanlığını temsil ettikleri için erişilmez görünüyorlar. Kişiliklerinde gülünç yönleri olsa bile… Benim muharebe edişimle, sizin Avrupa’da rahatça yaşamanız şimdi artık aynı şey… “Harpte değildim” diye hiç üzülmeyin. “Sultanahmet Mitingi’ni görmedim”diye üzülmelisiniz! Kadınlar, muhallebici dükkanlarında, tiyatrolarda kendileri için gerilen kafesleri, tramvaylarda, vapurlarda çekilen perdeleri bir yıkış yıktılar ki… O gün Nedime benden daha erkekti vallahi… O zamana kadar “Erkek işlerine aklım ermez” diyen bir kadın… Bu sözle biraz da övünen bir İstanbul hanımı… Şimdi buraya geldikçe bana mürekkepten, kağıttan, baskı fiyatlarından, bayi hesaplarından, dahası dünya siyasetinden söz ediyor.
Sayfa 128
Ne zaman geldin ruhum? Görmedim seni...
"Şu gerçek öy­küyü dinleyin: Bir grup Avustralya yerlisi Aborijin, bir gün yanlarında bir etnologla birlikte çorak bir arazide yürüyor- muş. Yerlilerin bütün hareketlerini titizlikle not almakta olan bilim adamı, kadın ve erkeklerden oluşan grubun zaman zaman belli bir süreliğine durmakta olduklarını fark etmiş. Durduklarında ne bir şeyler yiyor, ne bir şeyler arıyor, ne oturuyor, ne de dinleniyorlarmış. Yalnızca duruyorlarmış, o kadar. Bu birkaç kere yinelendikten sonra etnolog on­lara bunun nedenini sormuş. 'Çok basit/ diye yanıtlamışlar, 'ruhlarımızı bekliyoruz.' Etnolog bunun üzerine biraz daha açıklama istemiş. O zaman ruhların zaman zaman yolun ortasında durarak vücutların farkına bile varmadıkları bir şeyleri izlediklerini, hissettiklerini ya da dinlediklerini öğ­renmiş. İşte bu yüzden vücutlar yürümeye devam ederler­ken ruhlar kimi zaman bir saat boyunca duruyorlarmış. Bu nedenle de onları beklemeleri gerekiyormuş."
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.