Şeyh Sadi Şirazi'nin tam adı Müşerrefüddin bin Muslihuddin Abdullah'tır. Daha çok şiirlerinde kullandığı Sadi mahlası ile tanınır. Sadi fasih ve tesirli dilini sadece meth ve hissîyatını kaleme almak için değil, insanoğluna hem dünya hem de ahiret saadetini elde etmesi için lâzım olan, öğüt, tavsiye ve nasihatlerini vermek için kullanmıştır. Gülistan 8 bölüm ve ek kısmıyla 143 sayfadan müteşekkil bir eserdir. Bölüm başlıkları, Padişahların davranışlarına dair, Dervişlerin ahlâkına dair, Kanaatin faziletine dair, Susmanın faydalarına dair, Aşk ve gençliğe dair, Terbiyenin tesirine dair ve son bölüm; Sohbet edeplerine dairdir. Doğu-İslâm klasiklerinden olan bu mensur eserde Sadi, yazdığı vakıa ve hadiselerin sonunda, öğüt, tavsiye, nasihat ve ibret niyetiyle manzum beyitler ve dörtlüklerle de eserini süslemiştir... Tadımlık bir dörtlük:
"Zengin dağda, ovada ve çölde garip değildir
Nereye gitse, çadır kurar, yatak sererler
Dünyada muradına ermemiş insan
Kendi yurdunda da garip sayılır"
Yâni zengine dünyanın en ücra köşesi de vatan,
Fakir kendi memleketinde dahi gurbettedir... Keyifli okumalar...
"Gerçekte dünyanın bütün güzel ve iyi şeyleri, bizim için yararlı oldukları zaman iyi ve güzeldirler. Ne kadar büyük bir hazinenin sahibi olsak da bizi hoşnut eden harcayabildiğimiz kadarıdır, fazlası değil... " Kıtap kısaca her hikayeden izler barındırıyor. Mutlaka okuyunuz bakış açınız ve bilgi dağarcığız gelişecek.
Gerçekte dünyanın bütün güzel ve iyi şeyleri, bizim için yararlı oldukları zaman iyi ve güzeldirler. Ne kadar büyük bir hazinenin sahibi olsak da bizi hoşnut eden harcayabildiğimiz kadarıdır, fazlası değil.