Ne uzun yaşadım hiç yaşamaksızın! Ne çok düşündüm hiç düşünmeksizin! Durgun şiddetlerle, kıpırdamadan aşılmış serüvenlerle dolu dünyalar çöküyor üstüme.Hiç sahip olmadıklarıma ve asla olmayacaklarıma doydum artık.
"Ne uzun yaşadım hiç yaşamaksızın! Ne çok düşündüm hiç düşünmeksizin! Durgun şiddetlerle, kıpırdamadan aşılmış serüvenlerle dolu dünyalar çöküyor üstüme. Hiç sahip olmadıklarıma ve asla olmayacaklarıma doydum artık."
Reklam
"İnsanı insan yapan, yüzüne güzellik katan ve onu sevdiren tek şey kalbinin temizliğidir. Yoksa hepimiz aynıyız, etten ve kemikten oluşmuş bedenleriz. Bizi birbirimizden ayıran tek şey kalplerimizin özelliğidir. Eğer temiz ve güzel bir kalbiniz varsa, bu dışınıza yansır. Fakat kararmış, herkesin kötülüğünü isteyen, kıskanç biriyseniz, kalbinizin kötülüğü yine yüzünüze yansır. Ve dünyalar güzeli olsanız bile, kalbinizin karanlığı güzelliğinize gölge düşürecektir."
Adil olmayan
Küçük şeylerle mutlu olanlardan en ufak şeyler bile esirgenir, hiçbir şeyle yetinmeyenlerin önüne ise dünyalar serilir. Hayat böyle biraz, çok garip.
İyi niyetlerle yapılmış Cumhuriyetçi Batılılaşma çabası çoğu zaman ne yazık ki askeri darbeler için şık bir mazeret olmaktan ve Türkiye'yi taşralaştırmaktan başka bir sonuç vermedi. 1950'ler ile 1960'ların başında İstanbul'da geçen çocukluğumu askeri darbeler ve askeri darbe tehditleri, sokağa çıkma yasakları ve yerel siyasi çekişmelerin dünyanın en önemli olayları olarak yaşandığı bir dünya olarak hatırlıyorum. Batı kültürünün kendisinden çok simgelerinin ve törenlerinin taklit edildiği ve geleneksel kültürün aşağı kültür diye hor görüldüğü bu alem bütün kültürlere düşmanca bir tutum takındığı için taşralılığın bütün görüntüleriyle yeşermesine ortam oluşturdu: Çocukluğumda, yabancılardan, bizlerden değişik olanlardan küçümseyerek ve gülerek söz edilirdi. Sanatçılar eğer para kazanmıyorlar ve ünlü ve hapse atılacak kadar önemli değillerse ancak küçümsenmeyi ve acınmayı hak ederlerdi; hatta bu ikincisini hak edebilmeleri için onlardan çoğunluk gibi düşünmeleri beklenirdi. Başka kültürler, dünyalar, bilgi alanları, kimsenin merakını kurcalamazdı: Bilginin ne işe yarayacağını sormak daha kurnazca bir tutum sayılırdı. Ve bütün taşralaşmış kültürlerde olduğu gibi kendi dünyamız bizlere bütün dünya olarak gözükürdü o zamanlar.
Sayfa 248Kitabı okudu
Mutluluk böyle bir şey elhamdülillah
Bugün kütüphane gittim kendime yeni dünyalar seçtim. Seyahate çıkacağım dünyalar için heyecanlıyım...
Reklam
Gün olur, alır başımı giderim, Denizden yeni çıkmış ağların kokusunda. Şu ada senin, bu ada benim, Yelkovan kuşlarının peşi sıra. Dünyalar vardır, düşünemezsiniz; Çiçekler gürültüyle açar, Gürültüyle çıkar duman topraktan. Hele martılar, hele martılar, Her bir tüylerinde ayrı telaş!... Gün olur, başıma kadar mavi; Gün olur başıma kadar güneş; Gün olur, deli gibi...
Orhan Veli Kanık
Orhan Veli Kanık
Dünyalar vardır, düşünemezsiniz; Çiçekler gürültüyle açar; Gürültüyle çıkar duman topraktan.
Orhan Veli Kanık
Orhan Veli Kanık
256 syf.
5/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Bir Aşk Masalı
Kitaptan beklentim daha yüksekti. İnsanı etkileyen bir masal bir hikaye beklerken dilden dile anlatılan masallar gibi geldi daha çok. Kitap akıcı çeviri gayet iyi fakat okumasaydim da olurmuş. Kitapta beş farklı prensin rüyalarında gördükleri gizemli bir kent ve kentte bulunan dünyalar güzeli bir kızı bulmak uğruna yaşadıkları tehlikeler, mücadeleler anlatılıyor. Kitabın varmak istediği sonucu da beğendim. "Özgürlük olmazsa aşk da olmaz. " Bu sonuç bu ana konu daha farklı etkileyici bir hikaye ile anlatılabilirdi bana göre.
Bir Aşk Masalı
Bir Aşk MasalıAhmet Ümit · Yapı Kredi Yayınları · 20227,9bin okunma
Dış tehditlerden korunaklı dünyalar yaratmak isteyen kimi kişiler, fazla ileri gidip dış dünyaya karşı abartılı yüksek duvarlar örerler. Yeni insanlara, yeni yerlere, farklı yaşantılara karşı yükselen bu duvarlar onların iç dünyasını da yoksullaştırır.
Reklam
290 syf.
7/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Benim gözümde kesinlikle harcanmış bi hikaye oldu bu kitap. Konusu gerçekten çok güzeldi ama kitap 230 syf olunca hiç bişey geçmedi malesef bana. Bi kere bulundukları evrenden hiç bahsedilmiyo her şey üstü kapalı detaya girilmeden anlatılmış. Sanki yazar kitabı aceleyle yazmış gibi. Ahh ahhh farklı yazarların elinde hayal ediyorum da bu kitabı ne betimlemeler ne dünyalar anlatılırdı, yazık olmuş kısacası hikayeye ve Evrenciğime..Evren bu kitabı sonuna kadar okumamın en büyük sebebi. Adara ile olan çekimleri vs alev ateşti gerçekten. Abimizin dirty talkı efsane. Ama kitap kısa+ dünyasından bahsedilmiyo+ diğer bütün olaylar kısa ve zaten pek bi olay (olaydan kastım yani bi balo oluyo mesela iki syfcık biraz ballandırarak anlatsaydın be ablam nolurdu.) olmadığı için her bölümde Adarayla Evren bişeyler yaşıyo yakınlaşıyo derken fantastik değil erotik kitaba döndü bi noktada.:/ tamam çekimleri muazzamdı ama araya bir iki olay sıkıştırsaydın nolurdu vicdansız zalım. Adarayı da pek sevemedim zaten peşin hükümlü ve sığ bi karakterdi bence, bu da yine yazarın hatası doğal olarak çünkü çok fazla duygu düşüncelerine erişemedik tanıyamadık karakteri. Evrene karsı koyamamak dısında yaptıgı hiç bişey yok kitap boyunca(iki kere kütüphaneye gitti iki kere de kacmaya calıstı sağolsun) Yan karakter bile yoktu jorah ve eletta hariç iki satır konuşan. Yiğidim aslanım Evrenim taşıdı bütün kitabı. Ha kitap kötü müydü ? Hayır güzeldi yormayan kolay bi fantastik. Ama çok çok daha güzel olabilirdi benim sitemim buna. Bu arada kapak tasarımı hiç güzel olmamış iç/dış.(bence) orj kapak çok güzel keşke onu kullansalarmış.
A Kingdom of Stars and Shadows
A Kingdom of Stars and ShadowsHolly Renee · 04 okunma
Mehmet Akif Ersoy’un II. Abdülhamid’e ithafen yazdığı İstibdat şiirinden.. O birkaç hayme halkından cihangîrâne bir devlet Çıkarmış, bir zaman dünyâyı lerzân eylemiş millet; Zaman gelsin de görsün böyle dünyâlar kadar zillet, Otuz üç yıl devâm etsin, başından gitmesin nekbet... Bu bir ibrettir amma olmıyaydık böyle biz ibret!
Mehmet Akif Ersoy
Mehmet Akif Ersoy
Suçluların elleri kelepçelendi. Şeyh Sait'in elini bir genç jandarma subayı kelepçeledi. İsyanın liderinin başına, sanki dünyalar yıkılmıştı. İdam cezasına çarptırılacağını tahmin etmemişti. Kendisine. duruşmalar devam ederken akşamları, eğer her şeyi iyi söylerse sürgünle işi atlatacağı ümidi verilmiş. Şeyh Sait buna bel bağlamıştı. Şimdi ise, bütün hayalleri son buluyordu.
Sayfa 154 - İkinci Bölüm: Size Şeyhleri Takdim Ederim | VIII - Sabaha Karşı, 47 SehpaKitabı okudu
° Ruhta ve bedende rahatlık olmadıkça, döşek rahat olmuş neye yarar? Vücudumuza bir iğne, ruhumuza bir dert girdi mi, dünyalar bizim de olsa rahatımız kaçar. °
Sayfa 106 - İş bankasıKitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.