Akıp giden zaman içinde bir kafesteyim her türlü amelden çok ahesteyim kabrim beni bekliyorken dünyalık hevesteyim Uyandır artık Ya Rab! belki son nefesteyim...
Yorgun Adamın Güncesi
İlim, irfan dedin, ilim cehli alıyormuş, merkeplik baki Ülken kitap yüklü merkep dolu, İlim ayağa düştü, geriye merkeplik baki kaldı Noldu gardaş yorulduğuna hiç değdi mi? İlim dedin vardın medrese kapısına Gördün ki medreseye senden önce girmiş kamera İlmin olduğu yerde bu ne dünyalık tartışma dedin İlim ehli bu ne hal dedin, noldu gardaş
Reklam
yuvasını bozduğum kuşların ahı desem çocuktum
Talihim el etse de gidemem Kırar mesut ânımı bir vuruşta kabahat olsa olsa doğduğum burçta. Yok içimde yılların şevki Çocuk sevincim yarım gençlik dediğin ne ki Ne kaldı bunca emekten avuçta? yuvasını bozduğum kuşların ahı desem çocuktum hesabı olur mu ölüm denilen uçta? her sayfamız karalı her sayfayı çevir ne dünyalık iş yaptık ne ahiretlik zararlı biz çıktık yine sonuçta kabahat olsa olsa doğduğum burçta! Salih Mirzabeyoğlu
Yolcu
Güneşe asıldı umutlarım yanarak azalıyor. Bir uçurtma kanadındayım şimdi Bir çocuğun sevgisi içinde Bir ağlayışın anlamsız halinde Nedensiz sualler içindeyim Bulutların üzerinde geziyor gibi Gökten düşen ben miyim zemine Gez dolaş dur dinlen nedir bu han Baktım kapıdan giren çok giden çok Sordum ne ile geldin ne ile gidersin Dedi ki geldim elim boş gözüm yaşyollı Bir baktım ki elim dolu bedenim yaşlı Biriktirdim onca dünyalık hepsi ayrılık Şimdi ben bir avuç toprak dön ardına bak.. Eylül Şairi Duran KURT
Akıp giden zaman içinde...
"Akıp giden zaman içinde bir kafesteyim, Her türlü amelde çok ahesteyim, Kabrim beni bekliyorken dünyalık hevesteyim, Uyandır artık Ya Rab! Belki son nefesteyim." (Mevlâna Rahmetullahi Aleyh Kuddise Sirrûh)
Zaman içinde...
“Akıp giden zaman içinde bir kafesteyim, Her türlü amelde çok ahеstеyim, Kabrim bеni bekliyorken dünyalık hеvеstеyim, Uyandır artık ya rab! Belki son nеfеstеyim!” (Hz. Mevlâ’na Kuddise Sirrûh)
Reklam
âh mine'd-dünyâ..
Gulâm-i himmet-i ânem ki zîr-i çarh-i kebûd Zi herçi reng-i taalluk begîred âzâdest
Hafız-ı Şirazi
Hafız-ı Şirazi
[Şu mavi kubbenin altında bağlanılabilecek her renkten kendini kurtaran, dünyalık dertlerden uzak kalabilen özgür kişilerin himmetlerine kul köleyim.]
Affetseydi Yaralanan
Biraz dünyalık verdiler Can dostunu sat dediler Boş anına geldi kandırıldı İki dost ayrıldı Yalnız kaldı ya Ona dünyalık verenler Ondan daha çok şey aldı Yaralanan dost Bir hata yaptı deyip affetseydi Bu cayır cayır yanan oyunlarını söndürecekti Gokhan ER 25 Kasım 2023 I
Akıp giden zaman içinde bir kafesteyim , her türlü amelde çok ahesteyim , kabrim... Beni bekliyorken dünyalık hevesteyim , uyandır artık ya Rab! belki son nefesteyim. (Hz.Mevlana)
Vakti geldi
Vakti geldi bölmenin, Bu kalbi ikiye, Dünyayı iyiye, kötüye, Ekmeği herkese. Ve bitmeli artık, Eskiye hasretliğim. Lakin hiçbir şey geçmişteki gibi olmayacak. Münker Nekir imana dair, Biz dünyalık soracağız. Hakkımız nerede, Emeğimiz kimde, Biz düşünürken bir çocuğun göz yaşını, Bu başımızdakiler ne ede? Vakti geldi artık bölüşmenin, Sarayları, hanları ve kırımızı şarapları, Neyleyim ben bu yıkık, harapları, Vakti geldi artık, Bitirmeliyiz bu dünyalık ızdırabları. Barış.
Reklam
Bedavaya Satarlar ( Görseler )
Sevenleri Kırık dökük gördüklerinden Bu yüce duyguyu göremiyorlar Bir görseler Bu duyguyu bir tatsalar Dünyalık ne varsa Bedavaya satarlar ●Gökhan ER● antoloji.com/gokhan-er/siirleri
Ve havalandır o kuşu bakışlarından Dünyalık prangalar incitmeden Kanatlarındaki gizli rüyayı
Bilmez misin biz söze değil , öze bakarız , gönüle bakarız , niyete bakarız ; niyet neye vurgun ve neye bağlıdır ki kalbiyle gönlüyle sevmek mi yoksa dünyalık olmak mı, dünyevî arzular için sevmek mi…!
Resim