Çocukluğunu doyasıya yaşayamamış insanların ebeveyn baskısı ile yönlendirilen yaşamları... Koparılan sevgilerin başlattığı isyanlar. Büyüklerin olamadıklarını evlatlarında oldurma çırpınışları, kırılmamak için harcanan çocuklar. Ve etrafımızdakileri mutlu etmek için vazgeçtiğimiz küçük dünyamız.
#kitaptanalıntı
“Saadet, iki insanın karşılıklı birbirine bakması değil, yan yana aynı şeye bakmasıdır.”
Bu kitap ilkinden daha güzel geldi bana. Sürükleyici ve kolay okunan bir kitap genel olarak.
Wrecker diyarı olarak bahsedilen yer şimdiki dünyamız benim anladığım. Simülasyon ile şu anda yaşıyormuş gibi gösterdi DeMalo bir yerde. Uzak gelecekte belki de gelecek nesiller bunları yaşayacaklar; kuraklık, açlık, susuzluk, nispi kölelik.. Çok yazık..
Spoiler kısmına geçiyorum şimdi ;
Saba beni sinir etti. O başına buyrukluğu yine birilerinin zarar görmesine neden oldu.
Jack’in hain olduğuna inanamamıştım zaten ama mantıklı bir açıklama da görememiştim, lakin tabiki hain çıkmadı:)
Yalnız Molly ile Jack arasında o şekilde bir ilişki olduğunu öğrenmek şok etti beni..Hem de çocuklu falan, yuh dedim..
Lugh’un değişik tavırları beni çok irrite etti. Kendi de ne yaptığını bilmiyordu bence. Bir şeyler yaşamışsın, tamam, ama insanlar seni kurtarmak için canını ortaya koydu, biraz kıymet bilsen ya..
DeMalo’nun bu kadar minnoş bir kalbi olmasına şaşırdım. Daha kaba biri olarak düşünmüştüm. Saba’yla gerçekten eş olabileceğini düşünmesi ve bunun üzerine bir dünya hayal etmesi.. N’apıyorsun arkadaş :D
Yalnız Saba... DeMalo’yla yat, Tommo’yu öp,sonra Jack’i de öp..Ne daldan dala atladın sen de..
Son kitaptan önce araya başka bir şey katmayı düşünüyorum. Biraz soğumam lazım, DeMalo’nun intikamını okuyacağım sanırım son kitapta :)
Sahip olduklarımız bizlere sahip oldukça dünyaya bağlılığımız hiç bitmeyecek. İncelememe bu sözlerle başlamak istedim. Üstat Tahsin Yücel beni yine yaşanmışlıklarımla baş başa bıraktı. Kitapların etkisinde bu kadar çok kalmam ne kadar garip, yine bir sürü insanla tanıştım acılarını, cahilliklerini paylaştım. Kitap okumayı bu kadar sevmemin sebebi
Kitabın, filmden çok daha zevkli olduğunu kanıtlayan bir eserdi. Eklenen karakterler, nesneler, mekanlar kendinizi o dünyanın içinde hissetmenize olanak sağlıyor. Harry Potter, Yüzüklerin Efendisi gibi eserlerin başarılarının ardında bizim dünyamız ile hayal edilen dünyanın arasında kesin bir sınır olmaması olduğunu düşünüyorum. Herşey şak diye gerçekleşmiyor. Emek verilmesi gerekiyor ve bu da onu çok daha değerli yapıyor. O muhteşem hayal gücün için teşekkürler Rowling.
Harry Potter ve Azkaban TutsağıJ. K. Rowling (Robert Galbraith) · Yapı Kredi Yayınları Yayınları · 202234.6k okunma
Mutlu, sağlıklı,huzurlu ve başarılı bir hayata ulaşmanın anahtarı,hayalleri ertelemektir...
İnsan hayatı, başlı başına bir mucize."Ömür"denen kısıtlı zamanı hakkıyla değerlendirmekse insanın boynunun borcu...
Yaşam yolculuğu içinde ilahi sistemde çınlayacak en acıklı söz "keşke"dir.
Dışarıdaki kaosun hileyle sizi tekâmül yolunuzdan alıkoymasına izin vermeyin.
Son nefesinde, gözünün önünden nasıl bir ömür videosu geçsin isterdin?
Yarın keşke dememek için:
KENDİNİ ERTELEMEKTEN VAZGEÇ!
Yine bir Bülent Gardiyanoğlu kitabı ile anlam dünyamın kapıları aralandı.Yol ve yön gösterici güzel bilgiler ve önerilerle dolu kitap okudum.Tavsiye ediyorum okuyun okutun.Diger kitaplarını da alıp okumayı planlıyorum okudukça paylaşım yapicam inşallah.Ertelemenin gerçekten hayatımızi nasıl etkilediğinin farkına varmamız lazım.Bu dünya işleri içinde ahiret dünyamız içinde ertelediklerimize hep pişman olacağız bir an önce uyanıp ayakta olanlardan olmak duasıyla...
Jean Baudrillard, bu kitabıyla inançlarına yapışık yaşayanları sorgulayıp didiklerken, kendilerini yok sayarak başkalarına yer açabilenleri yüceltiyor.Yoğun, zehir gibi gözlemleriyle tarihin hiç alışılmadık bir yorumunu sunuyor. Bütün toplumsal, siyah yapıların yanı sıra entelektüelliği de mahkum ediyor. Doğanın, bütün ritüelleriyle ölümü kusursuzluk mertebesine yükselttiğine; düşüncenin ise paradokslar zincirinden ibaret olduğuna inanıyor. Kavramlara takılıp kalan ve hayatın ötesine savrulan felsefeleri eleştiriyor. Hayatın bütün anlarını dolu dolu algılamak istiyor ve bunu yaparken seçkinliğe taviz vermiyor.Baudrillard'a göre dünyamız kendi gerçeklerini var etmek için yokoluşa sürükleniyor; onu ilgilendiren de işte bu yokoluşun öyküsü.
