‘’İnsan aşılması gereken bir varlıktır.’’ (sf. 6)
Bana kalırsa tek bir cümle bile bu kitabı okumak için yeterince merak uyandırıcı. Tüm insanlığın kendinden bir şeyler bulabileceği, sindirilmesi pek kolay olmayan, insanın boğazında yumru varmış hissi yaratan, mideye bir yumruk gibi inen, üstüne saatlerce hatta günlerce kafa patlatılması gereken,
Çoğumuz hayatımızı, çevremizdeki insanların davranış biçimini, aile ve arkadaşlık bağlarımızı, çalışma koşullarımızı,,, sorgulamadan, bomboş yaşayıp gidiyoruz. Hoşumuza gitmeyen biri ya da bir durumla karşılaşınca "Hangi çağda yaşıyoruz? Bu nasıl medeniyetsizliktir!" diye yakınıyoruz. Peki övündüğümüz medeni, çağdaş ve modern sandığımız
Bilimkurgu-Çizgiroman ve Manga Etkinliği kapsamında yapacağım ilk incelemem olacak. Bilimkurgu’nun ilk örneklerinden olan Mary Shelley‘nin Frankenstein’ı ile inceleme yolculuğumuza başlıyoruz. #28996895
Bu kitabı okumadan önce, Netflix üzerinden yayınlanan The Frankenstein Chronicles dizisini izlemenizi tavsiye ediyorum. Dizide Londra’nın o
Anlam Arayışında: Bediüzzaman Modeli
❊ ❊ ❊
Bireyin anlam dünyası nasıl şekillendiği konusunda bir çok faktör etkili olmuştur. Günlük yaşantı da etkilediğiniz sayısızca faktör vardır. Fark etsek de etmesek de ruh dünyamız etkileniyor, bakış açımız değişiyor. Şekillenen ve kendisine hâs bir birey olarak bir ömür sahibi oluyoruz.
Türk edebiyatının son dönem yazarlarından Beşir Ayvazoğlu, Güller Kitabı ile bizleri kültürümüzün uzun ince ve çiçeklerle bezeli yollarında zevkli bir yolculuğa çıkarıyor.
Hem bir araştırmacı hassasiyeti hem de bir edebiyatçı zerafetiyle ile yazılmış olan kitap, kültür tarihimiz açısından ortaya konmuş önemli bir eserdir. Çiçeklerden yola
Hayat doğduğumuz andan itibaren başlayan uzun bir yolculuktur. Bir yönüyle kendimizi, sosyal çevremizi, doğayı, yaşadığımız şehri, ülkeyi ve dünyayı tanımak ve anlamak için sürdürdüğümüz bir keşif yolculuğu. Bu yolculukta bazı insanlar büyük bir özgüvenle karşılaştığı birçok engeli aşarken bazıları da aşamıyor. Bazıları amaç ve hedeflerini