Sosyoloji kariyeri boyunca Durkheim, tutarlı biçimde tek bir konunun üzerinde durdu: insanları topluluklar dahilinde birbirine bağlayan ahlaki bağın doğası. Durkheim'ın odak noktası, inanç değil, dini pratkti ve dinin kökenleri sorununun yanıtının dinsel duyguda yattığını bulacaktı. Esasen bu bir sosyo-psikolojik teoriydi: kalabalıkların psikolojisi. 1912 yılı itibariyle, Avustralya Aborjinlerinin dini ve ritüelleri üzerine hatırı sayılır ölçüde etnografik materyal birikmiş durumdaydı (Stocking 1995: 84-98). Erken dönem etnograflar, Aborjin ritüellerinin pek çoğuna muazzam duygusal gösterilerin eşlik ettiğine şahit olmuşlardı. Durkheim, insanlar gruplar dahilinde kolektif biçimde hareket ettiğinde, kaynağı kendilerinin dışında olacak biçimde deneyimlenen bir yaşamı-iyileştiren gücün varlığım hissettiklerini savunuyordu (duygusal yükü yoğun dinsel ritüelleri, siyasi gösterileri, rock konserleri vs.’yi düşünün). Bu mantıktan hareketle, doğaüstü güç anlayışı pek de dünyanın ötesinden gelmemekte, toplumun üyeleri olarak bizden gelmektedir.
undefined
Müzikten söz ediyorum. O bütün başka sanatlardan kopuk, tek başına durur. Müzikte dünyadaki yaratıkların ideasının taklidini, yeniden üretimini saptamayız. O, büyük, parlak bir sanattır. Müziğin insanın en derin doğası üzerindeki etkisi çok çok güçlüdür. Yetkin, evrensel bir dil olarak, insanın en derin bilincinde derinlemesine, tam olarak anlaşılır. Öyle ki onun açıklığı algılanır dünyanın kendisini bile geçer.
Reklam
Bizim bakış açışımızdan baktığında gözümüz estetik etkiyi görüyor. Öyleyse müziğe dünyanın, kendimizin en derin doğası bakımından çok daha ciddi, çok daha derin bir anlam yüklemeliyiz.
Teist dinler tanrılara tapınmaya odaklanır (bu yüzden de adları Yunanca tanrı demek olan theos'tan gelen "Teist"tir). Hümanist dinlerse insanlığa, daha doğru bir ifadeyle Homo sapiens'e tapınırlar. Hümanizm Homo sapiens'in kendine özgü kutsal bir doğası olduğuna ve bu yüzden tüm diğer hayvanlardan ve varlıklardan temelde farklı olduğuna yönelik bir inançtır. Hümanistler Homo sapiens'in bu kendisine özgü doğasının dünyadaki en önemli şey olduğuna ve evrende olup biten her şeyin manasını belirlediğine inanırlar. Homo sapiens'in iyiliği her şeyin üzerindedir ve dünyanın geri kalanıyla tüm diğer canlılar insan türünün faydası için yaşarlar.
Sayfa 253Kitabı okudu
Aslında, dinsel ve ahlaki fikirlerin kaynağı insandadır, bunu insanın dışında aramak anlamsızlıktır, insan metafizik bir hayvandır ve evrenin yalnızca kendi için var olmasını ister, ama evren insanı bilmez, farkında değildir ve insan bu tanımazdan gelmeye teselli bulmak için uzamı tanrılarla, kendi imgesinden yarattığı tanrılarla doldurur, böylece, içi boş gerekçelere tutunarak yaşamayı başarırız, ama bu gayet hoş ve teselli edici gerekçeler, bizler gözlerimizi -kuşatması ve tehdidi altında yaşadığımız- ölüme ve kaosa açtığımızda hiçliğe düşerler. İman, boş şeylerden biridir ve bu dünyanın doğası üzerine insanı aldatma sanatıdır.
Versus Kitap,Epub
"İman, boş şeylerden biridir ve bu dünyanın doğası üzerine insanı aldatma sanatıdır."
Sayfa 18
Reklam
853 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.