Denizi çok seven Tim,iki sene önce on yagindayken denizde bogulmustur.Biyolog olan ablasi
Paula, kardeginin ölümünden sonra depresyona girer;okula gidemez, higbir sey yiyemez.Ailesi ile birlikte tatile gitmedigi ve kardegi bu tatilde öldügü için,kendini suglu hisseder. Kardeginin yaninda olsaydi,onu kurtarabilirdi düsüncesi igini kemirir durur.lçinde bulundugu durumu dünyanin denizlerdeki en derin noktasi olan Mariana Çukuru'na benzetir. Higbir isigin olmadigi, karanlik, oksijenin kalmadigi bir derinlik.O en diptedir...
Kardegini ziyaret ederken,bagkalarinin kendisini gormesinden hoglanmadigi igin akgam hig kimsenin olmadigi bir saatte mezara gider.Mezarlikta 80'li yaslarda bir adamin bir mezari kazmaya çalistigini gorür. Bu yagli adam Helmut'tur.Helmut'la bir anda kendisini bir yolculugun içinde bulur ve aslinda ikisinin de ortak acllari oldugunu fark eder.Ve bu yagli adam, Paula' nin iginde bulundugu durumdan onu çekip gikarr...
Ozellikle 1845 yilinda Ingiliz Deniz Kuvvetleri
Komutanliginin Atlas Okyanusu'ndan Büyük Okyanus'a bir geçit bulmak için düzenledigi ve bu seferin komutani Sir John Franklin ve ekipte bulunan diger üyelerin,ölüme dönügen hikayeleri yürek burkucuydu.Uçsuz bucaksiz buzun,açlik ve sogugun iginde yagam mucadelesi veren insanlarin, aralarindan biri öldügünde hayatta kalmak için ölen kisiyi yemeleri tuylerimi diken diken etti.
Sade anlatimiyla hem hüzünlendiren hem de tebessüm ettiren,okunabilir bir kitap.Tüm kitapseverlere keyifli okumalar.