Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Roma’da kadın nüfusun azlığı nedeniyle kent yöneticileri, bir hileye başvurarak komşu Sabine halkını büyük bir şenlik için kente davet ettiler. Şenlik sürerken, Romulus’un bir işareti üzerine askerler en güzel Sabine kadınlarını zor kullanarak kaçırdılar. Tarihçi Titus Livius’un anlattıklarına göre, Romalılar kaçırılan bu genç kadınlara nazikçe yaklaştılar. Kral Romulus, onların yasalarından ne kadar üstün olduğunu göstermek için Roma evlilik yasalarını okuyarak, Sabin kadınlarını Roma’da kalmaları ve kendilerini kaçıran erkeklerle evlenmeleri için ikna etti. İntikam hırsıyla yanan Sabinelilerle Romalılar arasında çıkan savaşı, kendilerini iki ordu arasına atan Sabinli kadınlar sona erdirmişti; çünkü yeni kocalarıyla, kardeşleri ve babalarının birbirlerini boğazlamasını görmek istememişlerdi.
Mizojinide kadınlar ister iffetli olsunlar ister olmasınlar, hep aynı sorunla karşı karşıya bırakılıyor: Erkeklerde cinsel arzu uyandırıyorlar ama sonra bundan, bu arzuyu duyan erkekler değil de hiçbir suçu olmadığı halde kendileri sorumlu tutuluyorlar
Reklam
Yasalara göre, kayınpederinin ilgisini çeken kadınlara da ölüm cezası veriliyordu. Boşanmanın ise sadece erkeklere tanınan bir hak olduğunun tekrar edilmesine gerek bile yok.
Valerius Maximus’un en yüksek perdeden övdüğü bir başka kişi de karısını, başını örtmeden dışarıya çıktığı için boşamış olan Gaius Sulpicius Gallus’tur. Onun, Maximus’un övgüsüne neden olan sözleri, günü müzde bir Suudi Prens’in ağzından dökülmü ş olabilirdi: “Yasalar, güzelliğini yalnız benim görebileceğimi emrediyor. Sen bütün güzelliklerini sadece bu gözlere açabilir ve sadece onları hoşnut edebilirsin!”
Eski Yunan’da olduğu gibi Roma’da da kadının yaşamındaki ilk engel, doğumundan hemen sonra yaşamını yitirme tehlikesiydi. Bu tehlike, kentin babası Romulus’a atfedilen ve kız bebeklerin öldürülmesini öngören bir yasadan kaynaklanıyordu. Bu yasaya göre, “bütün erkek çocuklar ve sadece ilk doğan kız çocuklar” büyütülebiliyorlardı. Bu, ilk kız çocuğundan sonra doğacak kız çocukları için bir tür ölüm çağırışıydı.
Perikles , “İyi kadın, kendisinden övgüyle bile olsa hiç söz edilmeyen kadındır,”der.
Reklam
Aristoteles
Ona göre köleler, doğa tarafından oldukları şeye, yani köleliğe mahkûm edilmişlerdir; tıpkı kadınlar gibi. Ancak köleler, kadınlarda bir nebze bulunan ama yetki kullanmalarına yetmeyen karar verme yetisinden tamamıyla yoksundurlar.
Aritoteles’in bu tür maceracı açıklamalarının doruğunda ise kadının, aslında başarısız, sakat doğmuş bir erkek olduğu savı yatar.
Kadınların daha aşağı statüsünü tanımlarken Aristoteles, onların erkekler gibi saçsız kalmadıklarını, bunun ise onların çocuksu varlıklarının bir kanıtı olduğunu savlamıştı. O ayrıca, kadınların erkeklerden daha az sayıda dişleri olduğunu da söylemişti. Bu son sav, Bertrand Russell’ın aşağıdaki notu düşmesine neden olmuştur: “Eğer Aristoteles ara sıra karısının ağzını açmasına izin verseydi, herhalde bu hatayı yapmazdı.”
Aristoteles, bütün zamanların kadından nefret eden en acımasız düşün insanı olarak tarihe geçti. O, kadınlar hakkındaki olumsuz görüşlerini hem bireysel hem de toplumsal düzlemde savundu.
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.