Çin, binlerce yıllık tarihi ile dünyanın en eski medeniyetlerinden biri olan ve uygarlığın beşiği olarak kabul edilmektedir.
Kitap, zengin bir geçmişi olan zaman içinde dilden dile, kuşaktan kuşağa dolaşarak yayılıp günümüze kadar ulaşmış halk masalları Çin’in kültürel zenginliğinin, hayatta karşılaştığımız-karşılaşabileceğimiz günlük olağan ya da doğaüstü şeylerle ilgili olayların hayata yansımasını gözler önüne seren masallardan oluşuyor.
Bir masalda şifacı adı altında kötü büyücülere, bir diğerinde merhameti,iyilik ve dürüstlüğü ön planda tutan şey seyislerin iyiliklerinin karşılığını buluşuna bir diğerinde güdük kuyruklu yarı insan yarı canavar varlıklarla karşılaşıyorsunuz. Bununla bitmiyor tabi ki toplamda 40 masal olunca daha birçok unsurla karşılaşıyorsunuz. Bu da bazen üç başlı dev yılan, bazen dokuz başlı kuşun mağaraya kaçırıp sakladığı prensesi kurtaran delikanlının başına gelenleri okumaya götürüyor bizleri. Masal bu ya büyücüler, konuşan kedi,köpek ve yılanlar,devler,kabileler dokuz başlı kuşlar,güdük kuyruklu görünüşte korkutucu ama iyi yürekli canavarlar.Değil mi ki zaten masalların bize öğretici yanı çoğu zaman görünenle aslında var olanın farkına varmamıza,aslolanın iyilik olduğunu anlatmaya çalışmasıdır. İyilikle kötülüğün, açgözlülükle cesaretin bir arada işlendiği geçmişle-geleceği, hayalle-gerçeği bir arada sunan masallar türü severler için güzel bir seçenek olacaktır