Bugün günlerden yağmurlu bir cumaydı. İşten çıkmış otobüste kafamı cama dayayıp "çok eski şarkı" isimli müziği dinliyordum. Sözlerinde "iznin olmadan hala seviyorum seni" geçiyordu. Evet, onun izni olmadan hala onu seviyordum. Onu "kafamda dönüp duran plaklar" gibi çalıp duruyordum adeta...
Sanki bedenime tüm
Merhaba arkadaşlar, bugün sizlere biraz içimden geçenleri söylemeye geldim.
Türk toplumunda kadının saygın bir yeri vardı. Orta Asya'da kurulan ilk Türk devletlerinde kadın ve erkek eşit haklara sahipti. Devlet yönetiminde, hakanların yanında “hatun” adı verilen eşleri de söz sahibiydi. Hatta “Hatun” (kadın), tarih boyunca Türkler'le
"İnsanlara kendimi zorla sevdiremeyeceğimi öğrendim.
Yapabileceğin tek şey sevilebilecek biri olmak.
Gerisi onlara kalmış...
İnsanları ne kadar düşünürsen düşün,
Onların seni o kadar düşünmediklerini öğrendim.
Güven elde edebilmek için yılların gerektiğini,
Ama yok etmek için saniyelerin bile yettiğini öğrendim.
Önemli olanın hayatındaki
Dünyanın döngüsü vardı ; dört duvar arasında sıkışan nice ruhlar , iz iz yer etmiş kızarık bedenler , çöplüğü yer edinmiş ağızlar , kara yüzlü niyetler, kötülüğü giymiş sözler , değer hak etmeyen insanlar vardı..
Diğer yandan umuda yürüyen ayaklar , yenilikçi , evreni keşfeden ruhlar , sevgiyi giymiş nice yüzler , insanlığı kuşanmış zarif insanlar..
Ve bu çarkın iki yüzü arasında kalıp gidenler..
Düzelir mi bu düzen? Ayakta kalır mı tebessümlü çehreler yahut kırılır mı çocuğa , eşe kalkan eller?
Kim haklıysa hakkını alır mı , beyaz siyaha galip gelir mi?..
Hı?
Ne olur sonumuz..
ARAP PEYGAMBERİ MUHAMMED'E GÖRE KADININ TANIMI VE NİTELİKLERİ
İki kadınım tanıklığı bir erkeğin tanıklığıma bedeldir (Kur'ân 2 Bakara 282)
Kadınlar aklen ve dinen dün yaratıklardır.... (Arap Peygamberi Muhammed)
Uğursuzluk üç şeyde vardır: karida ev'de ve at'da..... (Muhammed)
Namazı kat'eden şeyler köpek, eşek, domuz
GÖKHAN VE CEREN
Çok kaybı vardı Gökhanın. Duygunun yüzüne vurduklarını unutamazdı. Bir değil, bin günah işlemişti ve binlerce kez özür dilese de, bu sefer gerçekten kaybetmişti. Utanıyordu ve içindeki yaz, kışa dönüyordu. İlk defa böyle üşüyordu ve kat kat giyinse de hiçbir şey değişmeyecekti. Bu sefer harbiden kaybetmişti. Sadece Duygu değil,
Yunan mitolojisine göre eskiden Zeus’un yarattığı insanlar tek ruha sahip; 4 kollu, 4 bacaklı, bir kafada iki ayrı yüzü olan, sırtları birbirine yapışık ve hermafrodit (Hermes/Afrodit) yapıda güçlü varlıklarmış. Sahip oldukları güç onları her türlü taşkınlığı yapmaya itermiş ve bu yüzden güç sarhoşu olup tanrılarına teşekkür etmeyi unuturlarmış. Zeus bu duruma aşırı sinirlemiş ve bakanı kör edecek derecede parlak olan kılıcıyla insanların hem ruhunu hem bedenini ortadan ikiye bölmüş; bölünen parçaların bir tarafı kadın diğer tarafı da erkek olmuş ve bu parçalar o kadar korkmuşlar ki bölündükten sonra hemen birbirlerine sarılmışlar. Parçaların birbirlerini bırakmayacağına ve durumun da böyle süremeyeceğine karar veren tanrılar insanları karmakarışık bir düzen içinde gökten yıldız serper gibi dünyanın farklı yerlerine bırakmışlar. Böylece birbirlerinden ayrı kalan parçalar diğer yarısından eksik yaşamakla lanetlenmiş ve yaşamlarında diğer yarılarını aramaya koyulmuşlar…
İrem❂
@iiremguness
·
01 Şubat 14:43
"Bir ruh, ancak bir benzerini bulduğu zaman ve bize, bizim aklımıza, hesaplarımıza danışmaya lüzum bile görmeden, meydana çıkıyordu... Biz ancak o zaman sahiden yaşamaya, ruhumuzla yaşamaya başlıyorduk."
“Ey tanrı, ey ölüme bulaşmışgizemlikahkahaNe yazık ki sana yabancıdır benimağlamalarım”...
● Thales’e göre tanrı her şeyi sudan yaratmış bir güçtü.
● Anaximandros’a göre tanrılar değişik mevsimlerde doğup ölüyorlardı ve sayıları sonsuz dünyalardı bunlar.
● Anaximenes’e göreyse hava
Bir varmış bir yokmuş. Masalın yalanı mı olurmuş? Evvel zaman içinde kalbur saman içinde, develer senatör iken ulu meclis içinde...
Vatan adında mukaddes mi mukaddes, kahırlı mı kahırlı, bağrı süngü takılı, çilesi umman kadar, bereketi gökler kadar olan bir ana varmış. Rivayet bu ya; "ana sütü gibi ter temiz" deyişi ilhamını bu anadan