HER ŞEYİ FAZLASIYLA ANLAMAK BİR HASTALIKTIR.
Edebiyatın psikoloğu olan, çağ açıp çağ kapatan, yeni bir tür oluşturup o türün bir mevsimi olan yazarın koltuğunun karşısındayız. Israrla kaçan aynamızı yüzümüze tutuyor. Bu eser bir tutum olarak, modern Rus toplumunun kaçınılmaz olarak ürettiği türden sorunların bir örneği. Rasyonel egoizm ve diğer
NOT: Bu yazı yalnızca kitaba dair değildir. Uzun bir makale konusu, tez ya da kitap olabilecek "kadınların tarihi"ne dair kısa bir yazıdır. Yine de bir incelemeye göre uzundur. 10'dan fazla alıntıyla da yazıyı zenginleştirmeye çalıştım. Ve rahat okunması için konu başlıklarına ayırdım. Yalnızca kitapla ilgili kısımları merak edenler
Okur musunuz bilmem lakin yazdım.
İncelemeye başlamadan önce, felsefi bilgileri bu denli basit ve eğlenceli bir üslup ile kaleme alan Nigel Warburton 'a şükranlarımı iletiyorum :)
* Metnin uzunluğu gözünüzü korkutmasın, madde madde elimden geldiği kadar özetlemeye çalıştım.
Kitabımız kronolojik bir sıraya göre dizilmiş, 40 bölümden oluşuyor.
1000kitap İstanbul Okuma Grubu olarak 16. toplantımızı özel bir mekan olan Ahmet Hamdi Tanpınar Edebiyat Müze ve Kütüphanesi’nde gerçekleştirdik.
“Yaşadığım Gibi” adını taşıyan hatıralarında "Hayatımın hangi devrinde edebiyatçı olmağa karar verdim? Bunu pek söyleyemeyeceğim. Günün birinde kendimi edebiyattan başka bir işe yaramaz buldum.”
> Avrupa tarihinde başka hiçbir ülke, Almanya kadar kitaba ve makaleye konu olmamıştır diye düşünüyorum. Zaman içerisinde Nazizmin ya da Nazi döneminin saklı kalan bazı sırları ve nispeten küçük özelliklerinin yeni keşif haberlerini duymak kesinlikle olası mümkündür.
> 2014 yılının sonlarına doğru İngiltere’de eğitim gören genç Alman bilim
Sakkara'nın Kumları; Almanya-Mısır’ın Sakkara Kazıları-Kahire üçgeninde geçen, kurgusunun içinde gerçek bir hayat hikâyesi saklı güzel bir roman.
Yıl 1943; Avrupa’da Hitler’in Polonya’yı işgaliyle başlayan ve milyonlarca masum insanın ölümüyle sonuçlanacak bir savaş.. II. Dünya Savaşı’nın
Merhaba arkadaşlar! Bugün gene güzel bir romanın incelemesi için birlikteyiz. Sevdiğim ve tüm kitaplarını okuduğum Dan Brown’un “Melekler ve Şeytanlar” kitabını enine boyuna ele alarak düşüncelerimizi karalamaya çalışacağız. İncelememin size faydalı olacağı düşüncesindeyim ve bizzat kitabı okuyanlar içinde ayrı bir deneyim olacağı düşünmekteyim. O
"Aleksandr Puşkin üzerine düşünmek Rus edebiyatının tümü üzerine düşünmekle eşanlamlıdır." diye başlıyor önsöz ve sayfalarda ilerledikçe bunu daha iyi anlıyoruz.
Günümüzdeki Rusya 250 yıl Tatar- Moğol istilası altında kalır ve bu durum, Rus Ortaçağı'nın uzamasına neden olur. 1. Petro ile hızlı ve köklü Batılılaşma sürecine giren
Toplumsal komplo kuramı... Tanrı'yı bırakıp sonra da, "Tanrı'nın yerinde kim var şimdi?" diye sormaktan kaynaklanır.
KARL POPPER (s.817)
______
Foucault Sarkacı, Umberto Eco’nun 1988 yılında yayınlanan romanıdır. Sekiz yıllık çalışmanın, derin bir araştırmanın ve iki bin ciltlik uzman bir kitaplığın ürünü olan bu dev eserde Eco,
30dan fazla ülkeden yüz milyonlarca askerin katıldığı, 70 ila 85 milyon arası ölümle sonuçlanan, askeri personelden çok daha fazla sivilin hayatını kaybettiği ve sonuçları ile günümüzü biçimlendiren bu savaşı neredeyse gün gün, cephe cephe, tüm siyasi yansımalarıyla öğrenmek ister misiniz?
Savaşın askeri harekat detaylarını, ansiklopedik bir
Abum Rabum, Yüce Baba, Avram, Abraham ve İbrahim..
Üç kutsal dinin babası kabul edilen Hz. İbrahim.
Hz. İbrahim'in Hanif Akidesinin tekrar kendini hatırlatmasıyla başlayan bir macera.
Sin Ammar isimli mimarın Hz. İbrahim'e inancı ve onun hanif akidesini saklı tutmak, gizlemek için yaptığı inanılmaz mimarinin gücünü elde ederek kendi dinlerinin dünya üzerindeki hakimiyetini ilan etmek için insanların bu şifrenin peşine düşmesini polisiye bir tarzda anlatmış yazar.
Hikaye Japonya'da Keiko isimli bir Sümerolog'un öldürülmesiyle, Japonya'dan; Amerika, Kudüs, Filistin ve Türkiye'ye uzanan tarihsel bir yolculuğu anlatıyor.
Kimisi kendi kimliğini bulmak için, kimisi güç elde etmek için, kimisi de sadece bilginin kötüye kullanılmasını engellemek için bu şifrenin peşine düşüyor.
Pala, bir yandan tarihi olayları anlatırken bir yandan da gözünüzü açan bir eser bırakmış buraya. Ortadoğu'ya oynanan oyunları, Batı'nın güç için neler yapabileceğini sizlere gösteriyor. Terörizm'in islam üzerinden yürütülmesinin en alçakça ve haksız sebeplerini döküyor ortalığa.
Güç, para, din, tarih, medeniyet, terör kelimelerinin ülkeler üzerindeki etkisini kendi kalemiyle bizlere anlatmış İskender Pala.
Ben daha önce de bu kitabı okumuştum fakat kaçırdığımı düşündüğüm çok yer olduğu için tekrardan okudum. Aradan zaman geçtikten sonra yine okuyabilirim bile.
İskender Pala'nın kaleminden çıkmış her kitap okunmaya değer bence.
Buraya kadar okuduysanız teşekkür ederim.
Türk Edebiyatının Gamlı, Lirik ve Nostaljik Prensesi:
Tezer Özlü
(10 Eylül 1942 – 18 Şubat 1986, Yaş: 43)
Tezer Özlü’nün aile hayatını, çocukluğunu, yaptığı üç evliliği, intihara olan eğilimini, manik-depresif tanısı ve hangi yabancı yazarlardan ilham aldığını, neden sürekli intihara öykündüğü bilinmeden yapılan bir ‘’Tezer Özlü Okuması’’, tam olarak
Karanlıkta başıboş dolaşan birine öğretmenlik yapmak üzere bir karmik anlaşmanız olmadığı sürece, birbirinize çekilmek için hiçbir sebebiniz olmaz ve böylece diğer insanlar için gece karanlığında denizde ilerleyen gemiler gibi olursunuz.
İnsan kaderini değil, kader insanı seçer.(syf281)
diyen yazarın, kader kumaşını karakterlerine nasıl biçtiğini görüyoruz yol boyunca.
Çaresiz kabullenişlerden tükenmiş olmalı ki isyanını her karakterinde farklı seslerde ifade etmekten vazgeçmiyor.
Uyanıkken, uyurken, yürürken, kaçarken; çocukken, yetişkinken, ölmek üzereyken;
kargayken,