İlham ve dehanın uyanışı
“Dehanın uyanışı,ilham saati,vecid yahut yücelme anı denen şey aklın bir an için iradeye hizmetinden kurtulup, atalete yahut hissizliğe dalmasıyla değil, bilakis kısa bir süre için bütünüyle yalnız ve kendi isteğiyle etkin hale gelmesiyle özgürleşmesinden başka bir şey değildir. Akıl o zaman en yüce saflığına ulaşır ve dünyanın saf aynası haline gelir; çünkü kökeninden, yani iradeden bütünüyle ayrılmış olduğundan o şimdi kendisini tek bilinçte yoğunlaştırılmış tasarım olarak dünyadır. İşte ölümsüz eserlerin ruhu, deyiş yerinde ise, bu tür anlarda doğmuştur. Buna karşılık her türlü tasarımsal(iradenin amaçlarına hizmet eden) düşünme durumunda akıl özgür değildir, çünkü onu yönlendiren ve ona konusunu buyuran aslında iradedir.”
SayKitabı okudu
Videmus nunc ğer speculum in aenigmate. “Şimdi aynadan, bir bilmece gibi görüyoruz kendimizi.”Daha sonra her şeyi olduğu gibi göreceğiz. Bilindiğimiz gibi bilineceğiz. Not: Umberto Eco’ nun Gülün Adı romanının girişinde yer alan, ve Avrupalı ortaçağ yazarları tarafından çokça dile getirilen bu söz Yeni Ahitte, Aziz Paul (Pavlus)’un “Korintlilere İlk Mektup 13.12” ‘de geçer. Sonra şöyle devam eder, “ve hakikat, onunla yüz yüze gelmeden önce, dünyanın yanılgısı içinde, parça parça gösterir kendini.”
Sayfa 152 - Kafka KitapKitabı okudu
Affedemeyen kişi sevmeyi bilemez
Sayfa 68
Uzaktan gelen yırtıcılar:(
Burada Kaddafi'ye karşı herhangi bir sempati beslemediğimi yeniden söylemek istiyorum, tıpkı Belgrad'ı bombaladığımız zaman Miloseviç'e, Amerika Irak'ı kana ve ateşe boğarken Saddam Hüseyin'e veya NATO üstlerine çökerken Taliban'a sempati beslemediğim gibi. Ancak çağdaş dünyanın bazı eşkıyalarının , medyatik ideologlarının seslerindeki titremeyle, gidip uzaktaki zayıflamış ülkeleri kırmalarına, sonu gelmeyen savaşlar getirmelerine ve bu hal ve koşullardan yararlanıp yerleşmelerine, yerel kaynakları yağmalamalarına ve kalıcı olarak askeri üs kurmak için koro halinde bize "ahlak" ve "demokrasi" numarasını yapmalarına kesinlikle karşıyım.
Yaşanan her şey birer doğum sancısıdır, ölüm ise doğumun ta kendisidir.
Sayfa 209 - Küsürat Yayınevi, Anima
Hiç bitmeyecekmiş gibi görünen bekleyiş, hiç beklemediği bir anda bitivermişti. Zamanın sonu gelmiş, saatler yeniden doğuşu göstermişti.
"Sıradan biri olman sıradışı bir kadere sahip olamayacağın anlamına gelmiyor."
KüsüratKitabı okudu
“Yaşanan her şey birer doğum sancısıdır. Ölüm ise doğumun ta kendisidir. Karşımıza çıkan herkes, her şey kendi mevcut gerçekliğimizde ölüp yeni bir gerçekliğe, doğuşumuza hizmet eden bir ebeden ibaret. Bu kadar! Bu herkes için böyle.
Sayfa 209