Kaybettiğimiz ruhlara, Tam 13 yıl oldu. Eğer Tanrı varsa ve canı sıkıldıkça dünyayı çeken uydusundan burayı izliyorsa, benim gibi kadınların kanallarına denk geldikçe kanalı değiştiriyordur. Bizi eski bir Türk filmi dramında bayağı buluyordur, yüksek zümre edebiyatını seven züppe yaratıcı. Ondan ölesiye nefret ediyorum,
“BEN BİR ULU ŞEHRE VARDIM” M.NİHAT MALKOÇ Oldum olası şehir yazıları yakından ilgilendirir beni. Bu hususta şehir ayrımı da yapmam; fakat doğduğum şehir söz konusu olunca ilgim daha da artar şüphesiz… “Ben Bir Ulu Şehre Vardım” adlı kitap bu yüzden ilgimi iki kere çekti. Birincisi bu kitap birbirinden güzel ve özgün şehir yazılarını ihtiva
Reklam
HASAN KANTARCI’YLA “YOLLARIN İZİNDE”… M. NİHAT MALKOÇ Herhangi bir kimsenin, daha çok bir edebiyatçının gerek yurt içinde gerekse yurt dışında gezip gördüğü yerlerdeki toplumları, kentleri, mekânları, yaşayışları, âdet ve töreleri, gelenek ve görenekleri, doğal ve tarihî güzellikleri, ilgi çeken değişik yönleri edebî bir üslupla kaleme alarak
“ŞEHİRLERİN SULTANI SEYYAHLARIN AYNASINDA İSTANBUL” M.NİHAT MALKOÇ İstanbul, dünyanın en çok konuştuğu ve gıptayla seyrettiği bir dünya kentidir. Bu şehir filmlere, şarkılara, türkülere, romanlara, hikâyelere ve masallara konu olmuştur. Bugüne kadar İstanbul için neler söylenmedi, neler yazılmadı ki… Bundan sonra gelen nesiller de
Üzerinde ”EN GÜZELE” yazılı, altından bir elmayı, şölenin yapıldığı salonun ortasına bırakıverdi. Doğal olarak bütün tanrıçalar, bu elmaya sahip olmak istediklerinden uzun tartışmalar oldu. Sonunda üç büyük tanrıça dışında diğerleri çekildiler. Ama kudret tanrıçası Hera, zekâ tanrıçası Palas Athena ve Aşk tanrıçası Afrodit elmaya sahip olmakta
Roma Rakamı
Karaduygun'u yazarken Birhan'la ilgili bölümleri roma rakamlarıyla ayırdığımı yeni fark ettim. Doğru dürüst toplama çıkarma yapılamayan bu basamaksız, hantal sayılara duyulan sadakat, modası geçmeyen bir dekorasyon alışkanlığıyla açıklanabilir elbette. Onlar sayı değil de epizotlara yerindelik atfeden görsel bekçiler sanki. Bana kalırsa, bölümlerin içsel bütünlüğüne ciddiyet kazandırmasından çok,gerçekte sıfırsız sayılar dizini olduğu için seviyoruz onları. Yazıdan önceki boşluk deneyimini perdeleyen, hatta yazıya dair o ilk ham fikrin aklımıza düştüğü anı görmezden gelmemizi sağlayan, kelimenin tam anlamıyla yanıltıcı bir yanı var bu sayıların. bizi sıfırdan kurtarıyorlar. Batı Arapların dünyaya bahşettiği basamaklı sayılardan sonra atıl kalsalar da, armayı andıran biçimleriyle biz okurlara yeni bir şeyi ifade ediyorlar: Çoktandır olmuş bir şeyi. Yazmazdan önce kendi sözcüklerini yaratan o teskin edilemez esinlenme anını hiçe sayıp, okuru doğrudan yazılmış olanın evrenine çağırıyorlar. KARADUYGUN Sema Kaygusuz s, 53
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.