Güzel olan
Her günü seninle tekrar tekrar yaşamak
Erimek yarını olmayan zamanlarda
Durdurmak bir yerde bütün saatleri
Bütün kuralları kırıp parçalamak
Sonra varmak o yerlere
Mevsimlere dur demek
Kar yağarken çiçek açtırmak ağaçlara
Güneşi bir akşam saatinde tutup bırakmamak
Sonra doldurmak ay ışığını kadehlere
Delicesine içmek
Ve unutabilmek her şeyi ansızın
Sevmek seni en yücesiyle sevgilerin
Birlikte geçmiş, gelecek bütün çağları aşmak
Güzel olan
Sevmek seni Tanrılar gibi
Seninle Tanrılaşmak...
Hayat bomboş bi koşturmacadan ibaret
Hiç keyfim yok, bu nereye kadar sürecek
Bi fikrim yok, bu kendime büyük ihanet
Buna dur demek…
Hadi bi cesaret!
Vazgeçtim seni beklemekten
Kovuldun artık hayallerimden
Yoruldum kendimi gizlemekten
Seni büyüktmekten, hep üzülmekten
Senin derdin ne
Beni iyi dinle
Bi daha sakın gelme
Git güle güle
Senin derdin ne
Beni iyi dinle
Bi daha sakın gelme
Hadi güle güle
Adam döndüğünde, daha yatıyordu, bir çingene gibi ışıl ışıldı. Adam, yanı başındaki iskemleye çöktü.
"Gitmeden önce bir gece benim eve gelmelisin; olmaz mı?" dedi, kaşlarını kaldırarak; elleri, dizleri arasından sarkarken, baktı.
"Geleyim mi?" dedi kadın, yerli şiveyi yansılayarak.
Adam gülümsedi.
"Evet,
"Güzel olan
Her günü seninle tekrar tekrar yaşamak
Erimek yarını olmayan zamanlarda
Durdurmak bir yerde bütün saatleri
Bütün kuralları kırıp parçalamak
Sonra varmak o yerlere
Mevsimlere dur demek
Kar yağarken çiçek açtırmak ağaçlara
Güneşi bir akşam saatinde tutup bırakmamak
Sonra doldurmak ayışığını kadehlere
Delicesine içmek
Ve unutabilmek her şeyi ansızın
Sevmek seni en yücesiyle sevgilerin
Birlikte geçmiş, gelecek bütün çağları aşmak
Güzel olan
Sevmek seni
Tanrılar gibi
Seninle Tanrılaşmak."
Ümit Yaşar Oğuzcan
Pek çok distopik romana ev sahipliği yapmış bir atmosferdeyiz. Dünya yok olmanın eşiğinde. Her yer çölleşmiş ardı arkası kesilmeyen afetler ve kıtlık dünyadaki tüm şehirleri yok etmiş. Artık güneş ışınları neredeyse öldürücü, solunan hava zararlı, kum fırtınaları içinde kalanları öldürüyor. Hayatta kalmayı başaranlar çok zor şartlarda devam
Güzel olan
Her günü seninle tekrar tekrar yaşamak
Erimek yarını olmayan zamanlarda
Durdurmak bir yerde bütün saatleri
Bütün kuralları kırıp parçalamak
Sonra varmak o yerlere
Mevsimlere dur demek
Kar yağarken çiçek açtırmak ağaçlara
Güneşi bir akşam saatinde tutup bırakmamak
Sonra doldurmak ay ışığını kadehlere
Delicesine içmek
Ve unutabilmek her şeyi ansızın
Sevmek seni en yücesiyle sevgilerin
Birlikte geçmiş, gelecek bütün çağları aşmak
Güzel olan
Sevmek seni Tanrılar gibi
Seninle Tanrılaşmak...
Düşüncenin biçimi ilk olarak "düşünüyorum"un eylemidir, eylem veya belirlenim olarak "düşünüyorum"dur. "Düşünüyorum" demek bir şeyi belirlemek demektir.
Yaşadığımız stres, zekamızın kısıtlanmasına, ve bilinçli algılarımızda bir azalma
olmasına neden olur.
Stres altında net düşünemez ve bilinçli kararlar veremeyiz. Doğal olarak da, endişemizin oluşturduğu enerjiden sıyrılıp, olumlu bir rezonans alanı oluşturmakta da oldukça zorlanırız. Hepsi bu kadar da değil. Korku ve stres duyguları ile uykuya daldığımız zaman, bu enerji sadece uykumuzu etkilemekle kalmaz, aynı zamanda hafızamıza da kaydedilir. Beyin üzerinde yapılan incelemeler, hafıza içeriklerinin gece kaydedildiğini ortaya çıkarmıştır. Demek ki herhangi bir yaşantı ile uyku arasındaki zaman aralığı ne kadar az ise, bu yaşantı o kadar kuvvetli kaydedilir. Yani, korku enerjisi gitgide tek gerçeğimiz halini alacaktır. İlk bakışta oldukça masum görünen bu durum, devasa sonuçlar doğurur.
Peki, bu kısır döngüden nasıl çıkılır? Cevap oldukça
basit; seni olumsuz etkileyen etkenlere dur demelisin!
Bir hafta boyunca, haberleri dinlemeden yatıp kendi olumlu enerjini bulmak için zaman ayırmanın sende nasıl bir etki bırakacağını gözlemle. Politikacıların, seçimlerden kısa bir süre önce halkın korkularını alevlendirdikten sonra, en uygun çözümlerin ellerinin altında halihazırda beklediğini ve endişelenmememiz gerektiğini söyledikleri dikkatini çekti mi hiç? Bu bana, dünyanın en dehşet verici manzaralarını yayınladıktan sonra iyi geceler dileyen sunucuyu hatırlatıyor. Belki kendine iyi bir geceyi kendin hediye edersin. Hayatının akışı senin elinde ve ait olduğu tek yer de orası.
EFELYA'dan...
........
Elif, Ferhat'ı daha yakından tanımak için, çocukluğuna dair hatıralarını anlatmasını istedi ondan; sonra sesine bir avuç fesleğen katıp:
“Dur, önce anneni anlat, çok merak ediyorum, yaşıyor değil mi?”
“Yaşıyor değil mi?” cümlesiyle Ferhat birdenbire dağılmıştı.
“Hayır, yaşamıyor; çocukken kaybettim
Said Nursi: "Kur'an... ondört asır müddetinde her dakikada altıbin altıyüz altmışaltı ayetleri, kemâl-i ihtiramla (kusursuz saygı ile) hiç olmazsa yüz milyondan ziyade insanların dilleriyle okunuyor."(1)
Keskinoğlu da şöyle demektedir:
Ayetleri yuvarlak rakam olarak 6666 sayarlar. Bazılarınca daha azdır. Çünkü mukattaatı bir ayet
"Elbiseni temiz tut" emrinin, "Her türlü kötülükten, günahtan, çirkin işlerden uzak dur" anlamına da geldiğini ifade ederler. Elbiseni temiz tut demek, kalbini de temiz tut, aklını da temiz tut, kendini sakın ve koru demektir.
Arkadaşlar, tokatın zile "ilçe" sinden bi kızla konuşmuş bulundum. Nasıl konuştuğumu sormayın, rastgele insanlarla anonim konuştuğun bi uygulamada karşılaştım ve numarasını aldım. Sadece sesini duyduğum o 60 saniyede anlamıştım cehaleti evet ama umutsuz vaka olduğunu anlamam için sonrasında whatsapptan 10 15 dakka konuşmam
ABUS
Herkese Merhabalar...
Sizlere harika bir kitap ile geldim.
Hem kapağı hem ismi ile dikkatimi çekmişti ama içi işte okuyunca asıl dikkatimi çeken konusu oldu.
O nasıl bir konu nasıl bir içerik bunların gerçek olduğunu düşünmek aman Allah'ım tüylerimi diken diken etti ve Allah muhafaza dedirtti.
Deniz kenarında,iklimi yumuşak,toprakları