"Ben mecburiyetleri sevmiyorum. Çalışmaya mecbur olmak bir nevi modern kölelik demek. Ben, çalışmaya mecbur olduğum için karşı çıkıyorum. Zaten çalışmadan duramayız ki. Ona da hobi diyoruz. Ama mecbur olduğun için çalışınca, bu mecburiyet hissi en sevdiğin şeyi bile işkenceye dönüştürüyor. O yüzden çalışmaya mecbur olmak istemezdim ama 50 yaşına geldim, hâlâ mecburum, hâlâ çalışmak zorundayım ve mecbur olduğum için de karşıyım.
“Ülkemizde imkansızlıklarla mücadele eden ve potansiyellerine ulaşmak için ne istemesi gerektiğini bile bilmeden ana rahminden çıkan çok sayıda çocuk var…HAYATLARI İÇİN ÇIRPINIYORLAR…Kıyıda öylece duramayız!!DURMAMALIYIZ…!!!
"mavera yani öte,
yani bir şeyin ötesinde bulunan"
aşklar, sevinçler, isyanlar biriken sesler duyuyorum
zaman anlamını yitirmiş kulaklarımda
öteden bir ses, bin ürperme
kalbimde kımıldayan şiirlerden
'kardeşlerime' beyaz güvercinler uçuruyorum.
ac'zliğin ağından kopan iplikleri
mavera'dan payıma düşen iğneden
Unutulmuş Renkler isimli bir masal kitabı vardı. Dünyanın tamamen siyah-beyaz olduğu, renklerin bulunamadığı bir dünyada birkaç boya kalemi bulup resim çizmeye başlayan bir kız ve dünyanın durumu anlatılıyordu. Yine öyle bir dünya düşünün. Özellikle kent takımı maçı kaybettiği günlerde sitede bir yıldız yağmuru
Blanchot
Şu dünyadaki en komik şeylerden birisi,Blanchot'un herhangi bir kitabına inceleme yazmaktır heralde,tam olarak ne okuduğunun bilincinde olmayan okur neyin incelemesini yapacak, ki Blanchot incelenebilir bir kitap yazmış olabilir mi? Blanchot okunması zor bir yazar değil cümleler akar ama hiçbir şey anlamayız, okumadan duramayız ama
Gündüz Vassaf kitabı ilk olarak İngilizce yazmış ve Türkçe'ye çevrilmiş.
Kitap yine biz insanların marifeti olan ‘totalitarizm’in hayatımızı nasıl kuşattığı bizi ve hayatımızı nasıl bir cendereye soktuğunu çarpıcı bir şekilde gözümüzün içine sokuyor. Rahatsızlık da bu noktada başlıyor zaten.
Yazar, hemen hepimizin usuletle ve suhuletle kabullendiğimiz kavramları sorguluyor, kimilerine göre ‘şeytanın avukatı’ oluyor; ancak doğruları söylüyor. Doğrular canımızı acıtıyor, kırıyor, asabileştiriyor bizi… Ama ne yaparsak yapalım, kızalım, takdir edelim, öfkelenelim, kayıtsız duramayız Vassaf’ın bu benzersiz denemelerindeki tespit ve tahlillerine karşı…
Kitapta 20 deneme var. Geceye Övgü ile başlayıp ‘Sarhoş Olun’la bitiyor. Yazar bu denemelerde özgürlük, dünyadaki cehennem, söz, sözcükler, delilik, kolektif delilik, psikiyatri ve esas işlevi, çağdaş mimari ve evlerimiz, kahramanlık ve totaliterlik, enformanyaklık, cinsiyet, seçme özgürlüğü, hainlik, ölümü unutmak, sanat, anlaşma-anlaşmazlık, aşk gibi birçok konuyu ele alıyor. Bütün bu konularda çoğu kez bakış açımızın herkesle aynı olmasından bizim bir farkındalık oluşturmamız mümkün olmamaktadır. Yazar bu noktada bu kavramlara karşı herkesten farklı, hatta ters bir bakış açısıyla bakıyor.
Dünyayı farklı bir yerden bakmayı denemek isteyenlere bu kitabı okumalarını tavsiye ediyorum.
Keyifli okumalar...
youtu.be/X9AuQtrYa_w
Ne zaman bahsin geçse yanan
kalbim dile gelir
"İçin için ağlamayı senin de kalbin iyi bilir"
Kopamayız biz
Gidip de başka ellerde duramayız biz
Yapamayız biz
İki yabancı olamayız biz
Serkan Kaya
Rahmetli Mehmet Şevket Eygi'nin Millî Eğitim Bakanına yazdığı açık mektubu:
"Sayın Millî Eğitim Bakanımız
Ziya Selçuk beyefendinin dikkatlerine,
*Yük beygirine bol miktarda arpa, fındık, fıstık yedirseniz yine de yarış atı olamaz.
* Kalitesiz, vasıfsız bir elemanın maaşını iki, üç misline çıkartsanız, ondan iki üç misli hizmet ve randıman