Konu bakımından oldukça ilginç bir kitap.Baş kısımları okurken erkek olan Acem Ali Beyin ilerleyen bölümlerde yazar ve dul bir bayan olan Ulviye Hanım olduğunu öğreniyoruz.On sekiz on dokuz yaşlarında genç bir bayan Dürdane hanımın sevdiği tarafından hamile bırakılması ve sevdiğinden intikam alışı anlatılır.Erkek kılığındaki Ulviye Hanım bu intikamın alınmasında Dürdane Hanıma yardım eder.Merak unsuru okurken bizi hiç yalnız bırakmıyor eğlenceli değişik bir kitap.
Dürdane HanımAhmet Mithat Efendi · Kitap Zamanı Yayınları · 20091,584 okunma
Bu roman öyle öykü kitaplarını okumaya benzemez .Bu tiyatro öyle Bağlarbaşı'ndaki oyunlara benzemez. Burada bir şairin hayalleri yoktur.Burada görülen ve işitilen şeyler gerçektir.
Canı ister ve merhamet ederse son zehirli nefeslerime birkaç dostane gülümseme ve birkaç tatlı sözle tatlandırma iyiliği yapasın.Sizler de sessiz durunuz ki son duygularımı Mergup'uma duyayım.
Ahmet Mithat Efendi'den okuduğum ilk kitap. Oncelikle şunu söylemeliyim başka bir kitabı elime geçecek olursa büyük bir şevkle hemen okuyacağım. Anlatımı çok akıcı, eğlenceli ve ders verici niteliklerde. Elinizden bırakmak istemeyeceğiniz bir hikayesi var. Güzeller güzeli Dürdane Hanım, Sandalcı Çerkes Sohbet ve Ulviye Hanım -Acem Ali Bey- karakterleri kendilerine has özellikleriyle gönlünüzde taht kuruyorlar. Değişik bir aşk ve intikam hikayesi. Kesinlikle tavsiye ederim.
Dürdane HanımAhmet Mithat Efendi · Kitap Zamanı Yayınları · 20091,584 okunma
Hayatıma kitapseverlik ruhu katan, okuma aşkını tüm hücrelerime kadar yayan ilk kitap, yolumu aydınlatan ilk ışık... İnsanlar ilk okudukları kitaba göre hayatı boyunca okuma alışkanlığı edinebilir. Bu ilk adım çok önemlidir.
Dürdane HanımAhmet Mithat Efendi · Kitap Zamanı Yayınları · 20091,584 okunma
Ahmet Mithat gene çok farklı şekilde kalemini konuşturmuş. Böyle yazarlara varis de olmalıydı.
Gerek kurgusu gerek kişileri ve geldikleri yerlerle ziyadesiyle beni memnun eden, mamafih yeni dönemde dahi benzerlerine çok az rastladığımız şahane bir eser ..
Dürdane HanımAhmet Mithat Efendi · Kitap Zamanı Yayınları · 20091,584 okunma
Sevda dolayısıyla rezil olmuş kimi insanlara rastlardım da zavallıları ayıplardım. Meğer ayıplamaya hakkım yokmuş. Allah bu sevda denen ateşte bir kulunu yakmasın. İnsanda ne utanma kalıyor ne ağırbaşlılık!
Ne yalan söyleyeyim; dünyada bir erkeğe bu kadar yenileceğimi hiç ummazdım. Bu durumdan yalnız bir ibret dersi aldım ki, o da ciddi olarak gönül hastalığına tutulanları ayıplamamaktır,
O zaman Gülbeyaz kalfa, kızın dudakları ıslattı. Beş dakika sonra oradakilere dönerek dedi ki :
-Efendiler, dava artık mahşere kaldı ! Cenaze odasından çekilip gidiniz, rica ederim ...