Atatürk, dinlenmek için gittiği İstanbul’daki Florya Köşkü‘nden, yanında yalnızca şoförü ile Küçükçekmece’ye doğru giderken tarlasında sabanla çift süren bir çiftçi görür. Çiftçinin sabanında koşulu olan öküzün yanında, koşulu bir de merkep vardır. Atatürk şoförüne;
— Arabayı durdur, der.
Arabadan iner. Tarlaya doğru yürür. Çiftçi kendisine doğru
Kurtar beni
Kurtar bu yalnızlık canımı çok yakıyor
Çok yakıyor
Durdur beni
Uzat ellerini
Bir yerim çok acıyor
Çok acıyor
Karanlığın içinde
Sessizliğin dibinde
Kalbim can çekişiyor
Gözlerinin önünde
Zavallı kelimeler
Kırılıyor sesimde
Bir çocuğun kaderi
Ellerinin içinde...
#cemadrian
Ne düşünüyorum biliyormusun sen ve ben ne kadar gerçekçiyiz
Zamanın değeri ancak biten ilişkide belli olur derler
Sen bana geldin ve hep dedin seni bitiren sen beni bitireni bitirdi
Sen seni doğurdu da ben beni neden öldüremedi
Öldüren ve doğuran ne varsa bende var
Hadi hiç durma ve durdur beni o tutarsız sevginle...
ah toprak ,tatlı sevgilim ,
gel artık,kalmadı mecalim,
dünya fanusunda bileğimi kestim de geçtim ...
ah melek,güzel felek,ne zaman gerçekleşir ki bu bendeki sürekli tekrarlanan dilek?
gelişin neyin habercisi olacak?
diz kapağımı kırdım da oturdum yere,
beklerim,ne zaman bu nefes yurduna göçecek diye?
al işte ,cesetten çekildim de
Bak hâlime, bir an olsun gülmedim
Beni bi' durdur, beni bi' durdur
Dilimi durdur, vay, sesimi durdur
Bana bi' doktor
Gör hâlimi, bak beynime
Yaşandı mı bilemedim🎶