Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.25
furuğğğ
furuğğğ
@durumsoyut
Hayatını vazgeçtiklerin belirler. Bu yüzden bir karar alirken neyi seçtiğinizden ziyade,nelerden vazgeçtiğini sorgula.
Anotole France
Kitap Dünyam...
instagram.com/cooffeekitap?ig...
311 okur puanı
Ekim 2019 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Okuma Hedefleri
Bir kadın bir imza ile vatandaş,bir imza ile eş olur...
kiminin babası gebeş,kocası da leş olur.
kaçmayı bilmeyene ölüm tebelleş olur.
boşanmak sultanlıktır,özgürlüğe eş olur.
Kadının adı önce Ülker, sonra 'abla' eki ile koruma altında Ülker Abla olur. En son adı değişir Ayşe çetin olur.
Bir kadın olarak bile anlayamayacağım aklıma bile gelemeyecek bir hikaye okudum. Sabah programlarının vazgeçilmez hayat hikayelerini acı dolu öykülerini kâh mizah ile kâh gözyaşı ile. Artık yanımdan geçen her kadına gözlerim takılacak. Döner ekmek yiyen yaşlı bir kadın gördüğümde aklıma parktaki yaşlı teyze gibi mi? sorusu gelecek. Bir kadın araba altında kaldığında tayt giydiği için kocası mı itti diye düşüneceğim. Froyd 'u sevmezdim( ülker ablanın yazımı ile)bir kez daha sevmedim. Yapılan kötülükleri buna bağlayıp suçu kadına atan yargı dağıtan beyinlerden empati diye ben olsam bunu yapardım diyen sözde insanlardan kaçamadın be abla. Dediğin gibi bazı kadınlar için en ölümcül hastalık evliliktir.
Kalemin kurumasın...
Keyifli okumalar....
Alıntı
Dönünce şikayet ettiğimde tutuklamıyorlar. Kocam devletten beni öldürürse kaçar ancak.
Erkek kısmı bu,iyi davransan yüz bulduğundan,kötü davransan ağırına gittiğinden musallat olur.
Benim evladım var, ölmeye hakkım yok; kocam var, yaşama şansım yok.
Bu Froyd'un ağır tahrik bahanesiyle katile iyi hâl indirimi veren mahkemelerden ne farkı var?
iyi insan :Henüz kasıtlı gaddarlığını görmediğimiz kişi.Bulmacada çıksa böyle yazarım.
Hicbir şeye benzemeyen bir şey yaşadığınızı düşünürken, benzer bir şey yaşayan biriyle karşılaştığınızda duyduğunuz sevinç neresinden baksanız acıklıdır.Çünkü insan kaçınılmaz olarak kıyaslama ihtiyacı duyar. İyi ya da kötü olmak, ancak bir noktayı ölçüt olarak aldığınızda belirleyebileceğiniz durumlardır."
'Ölücem bu satırların arasında.Kimse cesedimi bulamayacak. Bilirsiniz az insan kitap okur çok az insan arasından da daha azı asıl iyi olan kitapları okur.' Diye çeşitli notlar ve yazılarla doldurdum ilk kitabını. Kendimi öyküyü okurken boş bulduğum sayfalara yeni öyküler yazarken bulmak, benim için inanılmaz bir haz duygusu yarattı. Ama en inanılmazı daha kitap elimdeyken yazarımızla bir Beşiktaş iskelesinde tanışmak oldu. Tevafuk diyelim gitsin. Tesadüflerin basit kaldığı bir okuma öyküsünü böyle tanımlamak daha doğru olacak sanırım. Absürt, acıklı, birbirine sarmalanmış bir çileyi açar gibi dolanan hikayelerin içinde kaybolup sonra bu çileden bir yumak oluşturup harika bir el ölmesi kazak giymiş gibi sıcacık oldum.
" İşte bu cümle;tanımlayamamıştım, kendime söyleyemediğim itiraf edemediğim anlamlandıramadığım bu basit hayat öyküsünde kayboldum,yolumu yeniden çizeceğim" dediğiniz anların öyküleri ile dolu bu üçleme için keyifli okumalar diliyorum.
Hiç bilmediğim bir yazarı keşfetmenin derin sevincini yaşarken bu kadar ağır okumaların arasına girip bana sakin bir hikayede yürüme şansı sundu.
Hikayemiz İran -Irak Savaşı sırasında geciyor, kahramanlarımız aynı yaşlarda farklı dünyalara ait,kökleri aynı topraklarda filizlenen iki çocuk...
Mina ve Yusuf'un hayatlarının birbirine tesadüfen denk gelişi ile başlayıp hayatlarındaki yetişkinlerin seçimleri sonucu yaşadıkları farklı hayatların sebep ve sonuçlarının hikayesi.
Yalın bir anlatımla film izler gibi bir kitap okuma keyfi sunan yazarımız daha çok okuyucuya ulaşmayı hak ediyor bence.
Keyifli okumalar...
Okur Takip Önerileri
Yazarımızın okuduğum 6. kitabı oldu.Yine zevkle okuduğum kitaplardan bir tanesiydi. Bu sefer yazarımız iklim değişikliği üzerine kurguladığı hikayesinde, diğer romanlarındaki karakterler ile yola çıkıyor.
Macera Sibirya' da bir cinayet ile başlayıp, iklim değişimi gerçeğini, sayısal veriler ile gün yüzüne sererken, petrol ve petrol şirketleri hakkında bu kadar bilgi öğrenmek , enerji kaynağının dünyamızın yok olmasından daha değerli olduğu gerçeğiyle bir kez daha yüzleşmek doğrusu hoşuma gitmedi. İklim değişikliği etkileri konusunda sadece okuma yapmak isteyenler daha once tanıttığım "Yaşanmaz Bir Dünya" kitabını da okuyabilirler. Ama bu kitap hem bilgi edinmek hem de bir macera içinde öğrenmeyi sevenler için inanılmaz güzellikte olmuş.
Keyifli okumalar...
Adam bir düş kurar, düşünde tüm hayatı geçmişi olur. Kurduğu gelecek her defasında yerle bir olur çünkü hayatı korkudur. İstemediği bir sürü şeye sahiptir. Hayatını zannetikleri yönetir. Hayat, ona hep aynı çıkmaz sokakları sunar ve o debelenip durur farklı kişilerle aynı seyleri yaşarken. Yorulur ve sorar neden hep aynı paradoksu yaşadığını?
Bir insan kaç kere aynı hatayı yapar?
Kaç kere mutsuz olamayı seçer?
Kaç ölümle karşılaşır?
Kaç kere aşkı bulduğu yanılsamasına kapılır?
Hayatın amacını kaç kere ıskalar ve yeni amaçlar uğruna hayatını harcar?
Belki bir çoğumuz.
Kitabı defalarca bırakmak istedim, defalarca ne saçmaliyor, herkes beğendiğine göre benim göremediğim bir şeyler var, dedim. Ama bir cümlesi vardi ki katılmamak ne mümkün! "Topluluğun düşüncesi olmaz, iradesi olmaz.” İste ben de bu cümleye istinaden tam benimseyemedim kitabı.
Yine de çok altı çizili cümlem oldu. Bu kadar birinci şahıs cümlesi beni rahatsız etti açıkçası. Her şey kişinin kendisinde biter mottosunun süslenmiş, bezenmiş hali gibi idi.
Elimizde olan “an”dır. Ne gecmis ne gelecek var sadece şu an. Belki ben de düşle geç karşılaşmış, geç kalmışımdır. Belki sizin için uygun an şu andır.
Keyifli okumalar...
Prometheus insanı doğanın kontrolünden
kurtarmak için ona ateşi getirir. Tarihin bu noktasında insan kendisini kurtaracak olan ateşe köle olur. Günümüzde bir dev
maskesi takan insan, kendi yaptığı makinelere ve makineleri üreten toplumun yerli yerince işlemesini garanti altına alan
liderlere bağımlı olan zayıf ve çaresiz bir varlık haline gelmiştir. Randımanlı giden işe bağımlı olan insan, bütün dayanaklarını kaybetme, “mevkisiz ve unvansız bir insan" olma, "Ben kimim?" sorusuna muhatap olma korkusuyla yaşar.
Kısacası modern insan çok şeye sahiptir, çok şey kullanır ama kendisi çok azdır. Onun duyguları ve düşünme faaliyeti kullanılmamış kaslar gibi körelmiştir. Hayati bir sosyal değişimin vuku bulmasından korkar, çünkü sosyal dengedeki herhangi bir bozulma onun nazarında kaos veya ölüm-fiziksel ölüm olmasa bile kimliğinin ölümü- demektir.
Cümlelerime Fromm 'un kitabını en iyi ifade eden bir bölümü ile giriş yapmak istedim. Keşke tüm kitabı paylaşmak mümkün olsa idi. Her bir kitabında bana yeni bakış açıları kazandırmayı başarıyor. Her kitap yeni sorgulayışlara yeni fikirlere gebe bırakıyor. Freud eleştirilerini yaptığı naif satırlarda ruhunun inceliğini fark ederken ben aklımdan 'insan olan değil oluşan bir varlıktır.' Cümlelerinin geçmesine engel olamıyorum.
Keyufli okumalar...
Ah be Mihrap
Çocukluğu, gençliği 90'larda geçmiş bir kadın olarak öyle huzunlendirdi ki beni. Bilgiyi ya televizyondan ya büyüklerimizden öğrendiğimiz, tecrübe dediğimiz 'acıları' bizzat edinmekte bile zorlanırdık. Kitap almak için kütüphane yollarını aşındırdığımız yıllardı.
Mahalle ve tuhafiye dışında hayata karışmak için yeri olmayan, evlen dediklerinde düşünmeden evlenen, 'geçinir gideriz' diyen Mihrap; aldatıldığını öğrendiğinde boşanmayı göze alacak kadar cesur, sevdiği adama böbreğini verecek kadar gözü kara, arkadaşları için kendi duygularını dizginleyebilecek kadar değer bilen insandır Mihrap,bence her eve lazımdır.Hatırlamak için vazgeçmemek için yıkılsa da yola devam etmeyi bildiği için. Annesi gibi hükümet gibi kadındır Mihrap...
Keyifli okumalar...
Felsefe psikoloji
Bazı kitapların zamanı vardır. Ben bu kitap için geç kaldım. Belki çok önce karşılaşmalıydık belki o zaman büyüsü kim bilir beni hangi derin düşüncelere salardı ya da hangi seçimleri yaptırırdı. Ama bu cümleleri sarf etmem bile kitaba aykırı.
Irvin Yalom bu sefer Schopenhauer'u bir romanla karşımıza çıkarıyor. Kitap basarılı bir psikiyatr olan julius 'un kanser olduğunu öğrenmesiyle başlar.Hayatının son bulacağı zamanı bilen bir insan, ne yapabilir ki? Gelecek yoksa geçmişe dönüş vardır sadece. Julius'da gideceği tek istikamet olan geçmişe döner, başarıları gelir aklına ve başaramadıkları.
Tek bir hastasına takılır, en büyük başarısızlığına,yıllar sonra hastasını bulur. Iyileştiremediği hastasının Schopenhauer' u keşfederek iyileştiğini öğrenir ve bunun nasıl olduğunu öğrenmek ister. Eski doktorunun hasta olduğunu öğrenen Philip ise bu sefer bu yolculukta ona yardım etmek ister. Hikâye Philip'in bir grup terapisine katılması ile Schopenhauer hayatına dair gizemlerin açılması ile devam eder. Roman; tıpkı grup terapisi gibi birçok insanın hikayesi ile ilerlerken bir yandan felsefe ile psikolojinin enfes bir tat ile inanılmaz bir romana dönüşür. Siz de benim gibi Schopenhauer'u merak ediyorsanız ve en basit anlamda bilgi edinme ve hikâyeden öğrenmeyi seviyorsanız bu roman tam size göre
Keyifli okumalar ...
Sıradan hayatlarımızın sıradaşı öykülerle küfür etmeden büyük küfürler eden bir küfür kitabi Gergedan.
Bazen bildiğim şeyleri okumaktan gözüm yanar kulağım kanar beynimin aynı bölgesi isyan bayraklarını çeker. Bilmediğim cümleler okut bana der yazılmamış cümleler bul.Bakir duygular ara.
Arayışım çoğunlukla sadece satır aralarında bir kaç cümleden öteye geçemeyen kitap yığınları olur.Ama bu kitap öyle olmadı dedim ya sıradan cümleler kurmadan sıradan öyküler anlattı bana içim neresi dışım neresi kayboldum.Denizlerim çöle. Yollarım engebelere dönüştü. Elime aldığımda saat 14.00 bıraktığımda zaman yoktu.
Keyifli okumalar...
Hiçbir diyarda hiçbir güneş hiçbir su... Patlatamadi içimdeki tohumu. Cevapsız kaldı "Kimim lan ben?"sorusu. Ömür boyu kendimle kendi dedikodumu yapageldim boru mu? Dışsal karşıtlıklar ve içsel çelişkilerle habire cebelleş dur. 'Hedonist bir çilekeş' oksimoronu... Bilemiyorum artık Batı nerde bitiyor, nerde başlıyor Doğu? Kivam
Hepimiz seçimsiz olanlarda yaşıyorduk.Öğretilen davranışlardan dışarı çıkamıyorduk. Küçükken öğrendiğimiz davranışları değiştirmeyi beceremiyorsak biz sadece bedenen büyümüş küçük birer çocuk olmaz mıyız?
Ailem böyle dedi diye,ilk aşkım böyle yaptı diye, arkadaşlarım böyle yaptı diye, bla bla bla savunmaları içinde kaldıkça aynı döngü devam edecek!
Artık büyümenin zamanı gelmedi mi? Artık farklı seçimler olduğunu görmenin zamanı gelmedi mi? Evet haklısın.Bilmediğin bir yolu seçmek zor ve korkutucu. Ama bak artık yatağın altından bir şey çıkmıyor ya da karanlıkta kapının arkasında gördüğün sadece bir mont ya da örümcekler sana bir şey yapmaz. işte hepsi bu kadar. Artık kendine yeni korkular yaratma! Kimsenin seni korumasını ,sarmasını bekleme! Seçim bir olasılıktır. Her olasılık İyidir ya da kötü müdür? Bilemezsin. Sadece seçersin ve seçimlerin sonucu olan olasılıklar silsilesini yaşarsın. Kabul et ve devam et. Yol seni bekler.
Kitabı bitirdiğimde aklımda oluşan cümleleri yazdım.Sizde hangi duyguları oluşturacak merak ediyorum.
Ben cok keyifle okudum ve birçok yüzleşme gerçekleştirdim. Sıra sizde.
Keyifli okumalar...
Köhne şeyler konuşuyoruz, köhne hayatlar yaşıyoruz uçumun kenarında.
Her birimiz insanlığın başından beri aynı şeyleri tartışıyor aynı kısır döngünün içinde yaşıyor ve ölüyoruz her mevsim. Ve her mevsim doğuyoruz aynı şeylerin içine. Bakış açımız farklı gibi düşünüyoruz. Oysaki aynı düz yollarda yürümek için savaşıyoruz. Aynı yüksek binalarda oturmak için benzer işlerde çalışıyoruz.Benzer hayaller kuruyoruz,benzer mutsuzluklar yaşıyoruz ve buna "hayata tutunmak için" diyoruz.
Kitap bize göre sürünen insanların hayatı. Bir zamanlar yükseklerde olan, orda kalmak için tırmalamayan bir şairin şiirsel anlatımıyla sürünmeyi anlatan bir vazgeçiş belki bir tutunma öyküsü. Her seyi unutan Adnan, öfke dolu Efsun, güçsüz görünen Hülya ve sorumluluklarından kaçabileceğini sanan Musa Şair ve hepimizin masum hali, bizi hayata bağlayan matruşka.
Son cümlesi gibi hepimiz sistem dışına çıkarsak hayatta kalamayız sanıyoruz. Sistemin içiyle dışı arasındaki fark hakkında zerre kadar bilgimiz yok ama heyula gibi bir korkumuz var.
Keyifli okumalar...
Bunca zamandır kitap okurum fakat bu kadar betimleme ve gözlemin derinden sarsıcı olduğuna şahit olduğum bir kitap okumadım bu yüzden gözlem ve betimleme mimarı desem yerinde bir tanımlama olacaktır.
Zorsa vaz mı geçmeli insan? Bazen bilirsiniz bir eşiktesiniz ve vazgeçerseniz asla o noktaya bir daha çıkamayacaksınız.İşte bu hisle yaklaşık 1 ayda okuduğum bir kitap oldu. Ruhumun derinliklerine işleyen çoğu zaman ne okuyorum ben diyip cümlelerin içinde kaybolduğum ve hiç rastlamadığım bir tecrübenin korkusuyla yine de devam etme gücü bulduğum bir kitap.
Bir dönem eleştirisi gibi duran zamanının çok ötesinde duyguları davranışları ve bunların temelini yüzünüze çarpan bir kitap.
Yazı dili o kadar yalın ama bir o kadar da derin. Bazı günler sadece bir sayfa okuyabilirken bazı günler sayfalarca ilerleyebildim. Konusu herkesin yazdığı bir konu belki insanlığın genel sorunları ama bir insanın her şeyi.
Büyük bir zaman ve dikkat isteyen bir kitap ve seri bir kitap olduğunu unutmadan başlamak gerekiyor.
Ruhunuz hazırsa bunca yüzleşmeye keyifli okumalar...
Temmuz. Temmuz,Ah Temmuz! İnsan bazı şeyleri son anda bırakmamalı. Bunu söylediğimde hep kızdın bana. Hep son anlarda dank etti kafana bilirim.Hiçbirinde geri adım atmadın. Geri adım atmayı dönüp arkana bakmayı; ne bileyim kırdığın kalpler, yaptığın haksızlıklar için açık bir kalple gerçekten özür dilemeye acizlik saydın hep. Sen Hep haklı, sen hep en çok bilen; sen yola çıktığı herkesle yolda mutlaka büyük ateşli kavgalara tutuşan ;yola ancak senin kurallarına uyanlarla devam edebilen, Zeus'tan ateşi çalıp ömrü boyunca o ateşle Alev Alev kendini yakan Temmuz...
Yine hayata dair duyguların içinde yoğruldugum kısa öykülerle huzur bulduğum bir kitap okudum. Ilk kitaptan farklı olarak daha bize ait duygularla yazmış Devrim Yakut. Yanlış anlaşılma olmasın lütfen!
Bazen sevdigimiz bir insanın ölümü, en güvendiğin insanın gerçek yüzünü gördüğün an ki hayal kırıklığı, bir sevgilinin anlamsız gidişi ve savrulmak ordan oraya, tanıdığını sanıp aslında hiç tanımadığını anladığın zamanki şaşkınlığın.
güzel insanlar, kötü insanlar ve ikisi bir arada olan insanlar...
Bazı hikayeleri hiç yokmuş gibi yaşarız, hiç bizim hikayemiz olamayacakmış gibi. Bazıları da bize dairdir. Hangi hikayede kendini bulacaksın merak ediyorum.
keyifli okumalar...
macera- polisiye roman
Yazarın okuduğum 5. kitabı. Polisiye macera tarzını yansıtırken aynı zamanda her kitabında çeşitli konuları öğretici bir şekilde ve basitçe anlatabildiği için zevkle okuduğum yazarlardan biridir.
Bu seferki macera prof. Noranha 'nın Yunanistan'da Arkeoloji Müzesi'ne giderken kendini bir eylemin içinde bulması, Avrupalıların içine düştüğü ekonomik kriz sonucu işine son verilmesi ve issizlik maaşı için başvuru süreci ile başlar. Portekize donen Prof. eski lise arkadaşı Filipe ile karşılaşır. Prof. Flilipe'nin peşinde olan tehlikeli adamlardan kaçtığını öğrenir. Filipe'nin elinde ekonomik krizin sorumlularını anlatan bir dvd vardır. Ve dvd'nin yerini soyleyemeden ölür. Profesöre tıpkı liseyken hep oynadıkları şifre çözme oyunlarındaki gibi bir şifre bırakmıştır. Bundan sonrası aksiyonu hep pik noktada devam eden bir romana dönüşür.
Profesör tarihçi olmasına rağmen ekonomi hakkında bir ekonomist kadar derin bilgilere sahiptir. 1929 ekonomik buhranından başlayarak günümüze kadar uzanan ekonomik politikaları 2008 ekonomi krizi, 1999 kaldırılan ekonomik yasaları, bankaların politikları hakkında bilgiler öğreniriz.
Dünya ekonomi sistemi ile ilgili artık gerçek aktörleri daha iyi tanımış bir ben olarak kitabın sayfalarını kapatıyorum.
Keyifli okumalar...
