Sevincin renklerine körüm. Artık 20 yaşındayım ve bir sanat eseri içimde çırpınıp durur. Başarının yollarında yürüdüm. Gözlerim yolun sonunda bir hırsla büründü. Düşündükçe zamanın çizgisi kördüğüm oldu. Üşüdükçe bir his yaklaşır tenime, sözümü tuttum. Orada olacağımı on yıl öncesinden bilir gibi orada durdum. Bunun son olduğunu hisseder gibi ağlayıp durduk. Bunun yok olduğunu söyleyenlere inat kafamda kurup durdum. Akan yağmur taneleri gecenin içinde bir yol buldu. Yanan bütün çiçekleri sulasan da kaçı hayata döndü? Bu mutsuzluğun tarifini geceler içinde saklar biliyorsun. Görmediklerin varken nasıl da her şeyi sen biliyorsun? Dedim: " Yaşam değersiz bir şey çoğu zaman kim olacağını sen seçmiyorsun." Dedi: " Olsun, yine de ben ölmek istiyorum."
sonbahar ışıkları
Sevincin renklerine körüm. Artık 20 yaşındayım ve bir sanat eseri içimde çırpınıp durur. Başarının yollarında yürüdüm. Gözlerim yolun sonunda bir hırsla büründü.Düşündükçe zamanın çizgisi kördüğüm oldu. Üşüdükçe bir his yaklaşır tenime, sözümü tuttum. Orada olacağımı on yıl öncesinden bilir gibi orada durdum. Bunun son olduğunu hisseder gibi ağlayıp durduk.Bunun yok olduğunu söyleyenlere inat kafamda kurup durdum. Akan yağmur taneleri gecenin içinde bir yol buldu. Yanan bütün çiçekleri sulasan da kaçı hayata döndü? Bu mutsuzluğun tarifini geceler içinde saklar biliyorsun. Görmediklerin varken nasıl da her şeyi sen biliyorsun? Dedim: " Yaşam değersiz bir şey çoğu zaman kim olacağını sen seçmiyorsun." Dedi: " Olsun, yine de ben ölmek istiyorum."
Reklam
son sigara...
Son sigaramı da bitirmişim gideceğin günü düşünürken. Gözyaşlarımı sildiğim peçetelerden gelen acı dumanla anladım, Ne çok göz yaşı dökmüşüm varlığından gelişmek üzere olan yokluğuna. Nasıl olur diye diye, düşündükçe eskiden yumrukladığım duvarların, Şimdilerde sayfalar üzerine dökülen gözyaşlarına dönüştüğü zamanlar. Ne olursa olsun hayat, nasıl olsa son bulacakken senin son olduğun günün gelmesine şaşkın yüreğim. Aklımın ucundan gitmiyorken gözlerin, Şimdi ağlamaklı gözlerimden akan yaşlarla dökülüyor hayalin. Gökyüzü bile kar etmiyor huzura, yüzün dışında, nereye baksam karşımda, oysa nede güzel bakardın bana. Şimdilerde karşımda da dursan içim buruk içim dolu, koca zifiri bir boşlukla. Zamanla gelir belki aklım başıma ama, sen gelmezsin diye gözyaşları Bitmeden akar durur. Bakamazım yanında durup poz verdiğin çiçeklere, ağaçlara artık, Geçemezim geçtiğin o aheste yollardan, Dokunamazım sevdiğin kitaplara, Ve koklayamazım ne kadar koparmaya kıyamayıp koparmadan kokladığın, koparılmadan kokmayan papatyalara... Sen yoksun ya bir ben varım sanki bu koca yaşlı Dünyada... M.Z
Bugünümüze ve inzivaya dair
Haber sitelerinde bugün de bir tane bile iyi haber yok. Cinayetler, kasten adam yaralamalar, yasadışılığın kol gezişi, mafyacılık ve diğer lümpen şeyler. Sanırım bugünün Türkiyesi, düşünen birisine hiçbir umut vaat etmiyor, aksine insanı intihara sürükleyen bir ümitsizliğe sebep oluyor. Biz bunları hak edecek ne yaptık, bilmiyorum ama mutlaka bir
benim içimde çakılı hiçbi şey yok. her şey dağınık ve yüzer biçimde. bata çıka böyle. nefret ediyorum elinizi sürmeye çalıştığınız şeylerden, sizin buna uzaktan yakından tanık olmanızdan. öyle utanıyorum ki yerin dibine dibine dibine en dibine inip yok olasıya kadar hiçbi eylemde bulunmayayım istiyorum. hiç kimseyle bi bağım olmasın, hiç kimsenin
zihnin garip öyküsü
Zihnim öfke duyduğum da öyle küçülüyor ki , tekrar evreni düşündükçe zihnim büyüyor ve öfkem küçülüyor. Evreni düşündükçe huzur buluyorum. Yaratanı hayal edip onu merak ediyorum. Bu durum öfkemi sevgiye dönüştürüyor.
Reklam
125 öğeden 41 ile 50 arasındakiler gösteriliyor.