#kadınaşiddet
Bu bataklığın suyu da çamuru da; -Delikanlılıkla elikanlılığı bir tutan.- -Her şeye hakkı/m var koca zihniyeti ile -Namus etiketini sadece kadınların alnına yapıştıran, namusu apış arasına sıkıştıran, -Ve bunca kötülük dururken, öpüşmeyi ayıba, sevişmeyi ahlaksızlığa yakıştıran zihniyetten gelir. -Bazılarının gözünde, kadının çörek otu kadar
434 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
-Güneş de sanıyor ki bir tek o yanıyor.-
"Aşk, bir bedende iki kişi." “Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi Şapkandan bir kumru havalansın Bana öyle büyük ki bu kalp, Gelsin yüreğime yuvalansın” Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
Düşünmek Yaşamın Pasını Silmektir
Düşünmek Yaşamın Pasını SilmektirTahsin Özmen · Karina Yayınevi · 2018501 okunma
Reklam
Yorgunuz. Durup dururken de Yaşayıp yaşarken de yorulduk. Hiç kimse hiçbir şey dinlendiremez bizi. Ölene dek yorulduk.
Sayfa 307 - Yapı Kredi Yayınları, 1. Baskı, Mayıs 1999.Kitabı okudu
176 syf.
·
Puan vermedi
Delilik Asaletten Gelir Herkese Nasip Olmaz:)
Yazdıklarımı okuduktan sonra beni takip etmeyi bırakacak, tedavi olmamı önerecek ve engelleyecek okurlar olacaktır mümkün müdür? Evet hem de çok mümkün :) Deliliğin aşamaları, rütbeleri dönem dönem değişen ünvanları vardır. İnanmıyor musunuz? Benim yaşadığım yıllarda karşılaştığım olaylara verdiğim tepkileri anlattığım zaman farklı yıllarda
Deli Kadın Hikayeleri
Deli Kadın HikayeleriMine Söğüt · Yapı Kredi Yayınları · 20198,8bin okunma
Ülkedeki insanlarda mahkemelik olma ya da dava yeme fetişizmi var. Bilmem necisinden bilmem kimcisine kadar birçok isim yediği davaları anlatırken kabarıyor. Öyle bir anlatıyor ki, ülkede tek kazığa oturtulan bunlar. Benzeri 1K'da da var. Engel yiyor, eleştiriliyor, ya da linç edilip hakarete maruz kalıyor, böylece muazzam bir etkileşim kasıyor. Yavaş yavaş kanaat önderi havasına girmeye başlıyor. Hakaret yeme fetişizmi öyle bir katılaşıyor ki, aklıselim bir iletişim ve istişare de mümkün olmuyor. Zira yaftalayarak oradan da bir hâdise çıkartılıyor. Geçen bir hanımefendinin iletisine yorum yapmıştım. Necip Fazıl beyin bir cümlesini paylaşmıştı. Bazı cümleler yerinde güzel. Durup dururken malûm amaca dönük sloganik iktibaslar yapıldığında o e-mücahid ya da e-devrimci olarak geri dönüyor. Denilebilir ki, cihad sadece kılıçtan mı ibaret? Değil, ama acaba bu çıkardığımız tantana cihad mıdır, yoksa nefsimizi tatmin için etkileşim meydana getirmek midir? O yüzden bu tarz kişilerin iletilerine yorup yapmayın. En son biri hesap puanlıyordu. Mücahid kardeşimiz tesettürlü hanımlara da yazıyordu ki, "Muhafazakâr fotoğraf. Dinî kitaplar çoğunlukta. Yazarlar da dindar." Not veriyor. Mübarek sen daha dün burada şeriat için kazan kaldırmadın mı? Şimdi de kadınların hesabını puanlıyorsun. Hayırlı geceler.
206 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Sevgili Dost'um Ali Ural. Önce kitabını, sonra bendeki tesirini anlatacağım, müsaadenle.. Kitap 61 mektuptan oluşuyor. Neden 61? Birinci Mektuptan önceki sayfada şu açıklamayı görüyorsunuz. "Posta Kutusundaki Mızıka, unutulan mektubun kefaretidir." Altmış birinci mektuptaki son cümle ise "altmış birinci mektup kefareti
Posta Kutusundaki Mızıka
Posta Kutusundaki MızıkaA. Ali Ural · Şule Yayınları · 202019,9bin okunma
Reklam
"Sevgili Bilge, Bana bir mektup yazmış olsaydın, ben de sana cevap vermiş olsaydım. Ya da son buluşmamızda büyük bir fırtına kopmuş olsaydı aramızda ve birçok söz yarım kalsaydı, birçok mesele çözüme bağlanmadan büyük bir öfke ve şiddet içinde ayrılmış olsaydık da yazmak, anlatmak, birbirini seven iki insan olarak konuşmak kaçınılmaz
Sayfa 383 - İletişim Yayınları - 22. Baskı/2012Kitabı okudu
Niçin durup dururken yalan söylemek ihtiyacını duyuyorlardı?
1724 syf.
8/10 puan verdi
·
23 günde okudu
Risk Almadan Yazıyorum…
Kitabı elime ilk aldığımda farklı bir duyguya kapıldım. Bunun sebebiyse meşhur “Vatan Şairimiz Namık Kemal”di. Hayranı olduğum bir yazardır “Namık Kemal”. Sürgün yıllarında son günlerini yaşarken elinde “Victor Hugo’nun Sefiller” kitabı varmış. Bu kitabı okurken gözlerini yummuş hayata. “Hürriyet Kasidesi” gibi devasa bir şiiri o zamanın
Sefiller (2 Cilt Takım)
Sefiller (2 Cilt Takım)Victor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202187bin okunma
“Ne dersin, beni vurmazlar, değil mi, dostum? Durup dururken niye vursunlar ki? İnsan elinde olmayan düşünceleri yüzünden vurulur mu?”
Reklam
Çok anlamlı bir resim...
Efendimiz şöyle buyurmuştur:  “Nikâhın en hayırlısı, kolay ve külfetsiz olanıdır.” ... Hazır düğün mevsimi gelmişken ve çok yakından bazı süreçlere şahit olma fırsatı bulmuşken düşüncemi ve duamı yinelemek istedim:) Mekanları ve eşyaları değerli kılan içindeki insanlardır... Huzurlu bir yuva için en güzel gelinliği giyip en güzel düğünü yapmanız gerekmiyor inanın hem de hiç... Geçen bir arkadaşım ev tutacağımı ve yeni eşyalar alacağımı duyduğu için bana ulaştı. Bir tanıdığı çift daha 1 yıl olmuş evleneli ve malesef bir aldatma olayı olmuş , apar topar tüm eşyalar çok cüzi bir fiyata satışa çıkarılmış...Resimlerini attı eşyaların tek tek, daha taksitleri bitmemiş eşyalara ,vitrinde duran fotoğraf çerçevesine ve isimlerinin baş harflerine uzun uzun baktım... Dışardan gayet lüks hiçbir eşyası unutulmamış, tüm ince detaylarla süslü çok güzel bir evdi gördüğüm... Ama ne yazık ki şimdi taksidi bile bitmemiş eşyalar yerli yerinde dururken onları kim bilir ne hevesle yerleştiren insanlar hikayeden kazınırcasına silinip gitmiş ... Demem o ki, aldığı eşyaların taksidinden kısa sürmüş mutlulukları...Ve hikayenin sonunda ikisi de yalnız ,sessiz ve süssüz devam etmişler yoluna... Allah'ım, " ne derler " kurbanı bir nesil olmaktan, mutsuz, borç batağında,haram yollara sevk edilmiş bir ömre hapsolmaktan ve sevdiklerimizi yıpratmaktan bizi koru Amin...
Niçin durup dururken yalan söyleme ihtiyacı duyuyorlardı?
Binlerce neden dururken Vazgeçmenin rengiyle sevdim seni...
Durup dururken neden gülüyorsun?» «Bilmem; gülmem tuttu işte.»
Sevgili Bilge,
Bana bir mektup yazmış olsaydın, ben de sana cevap vermiş olsaydım. Ya da son buluşmamızda büyük bir fırtına kopmuş olsaydı aramızda ve birçok söz yarım kalsaydı, birçok mesele çözüme bağlanmadan büyük bir öfke ve şiddet içinde ayrılmış olsaydık da yazmak, anlatmak birbirini seven iki insan olarak konuşmak kaçınılmaz olsaydı. Sana, durup dururken yazmak zorunda kalmasaydım. Bütün meselelerden kaçtığım gibi uzaklaşmasaydım senden de...
Sayfa 385 - iletişimKitabı okudu
Resim