Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
103 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Fena değil diyebileceğim fantastik kurgu ve polisiyenin iç içe geçtiği bir roman. Kahramanımız Burç Dinç, düşlerinin çürümesinden muzdariptir ve bu süreç içerisinde yapmaması gereken pek çok şey yapar. İşin sonunda da aslında pek çok şeyin göründüğü gibi olmadığını görür. Fantastik kurgu veya polisiye severlerin zevkle okuyacağı bir roman.
Çürük Düş
Çürük DüşOzancan Demirışık · Buzul Dünya Yayınları · 20132 okunma
168 syf.
7/10 puan verdi
Düş kırıklıkları ve acıların ardından gelen yeniden başlayış,yaşama sevincinin yeniden yeşermesi, yeni bir hayat,yeni mutluluklar,yeni heyecanlar..İnsana umut veren bir kitap.
Beni De Al
Beni De AlEzgi Yüksel · Goa · 20144 okunma
Reklam
Körsem, Senden gayrısına yoksam, Bozuksam, Can benim, düş benim, Ellere nesi? Hadi gel, Ay karanlık...
112 syf.
·
Puan vermedi
Kaçan, Kovalayan, Yakalanan olmak üzere üç bölümden oluşan bu öykü kitabında bazı öyküler ufak ayrıntılarla birbirine bağlanmış. Düş ve gerçek arasında da geziyor kalemi, hayallere de acıtan gerçeklere de dokunuyor. Bazen bir şehirde, bazen bi kasabada, bazen uzak bi iklimde kaçan, kovalayan, yakalanan insanları anlatıyor.
Düşkaçıran
DüşkaçıranCemil Kavukçu · Can Yayınları · 2011224 okunma
nedir; dedim bu yaşamak!.. bir düş, dedi; birkaç görüntü... Hayyam
Dünya kaynayan bir kazandı, nereye varsa insan, hep aynı düşler ve düş kırıklıkları olacaktı.
Sayfa 373Kitabı okudu
Reklam
Bu köprü, ne çelikten kurduğu üst geçitlere ne de fabrikalara benziyordu. Bu köprü binlerce kişinin yıllardan beri beklediği bir umut köprüsüydü. Köprünün üzerinde yürüyüp karşıya ulaştığı gün, yaşamının onca yanlışını, düş kırıklıklıklarını, karısının ihanetini geride bırakacak, geleceğe doğru bir adım atacaktı, geleceğe yani bilinmeyene....
Bilirsiniz, bazen uyuyan insanlar düş gördüklerinde gözlerinden bir damla gözyaşı sızar; buna ne tür bir düşün neden olduğunu asla bilmeyiz, ama bunun ya bir üzüntü ya da özlem düşü olduğunu biliriz.
Sayfa 153Kitabı okudu
Politik anlamda kadınlar hakkında edilecek kelamları, binbir farklı tartışmanın içinde derinleştirmek mümkün fakat ben yalnızca bizden bahsetmek istiyorum. Ekseriyetle arkadaşlığımızdan. Kadınlık üzerine düşünmeye başlamam hangi yaşlara denk geldi, çok da emin değilim. Çalışan bir annenin kızı için tek dileğinin parasal anlamda özgür olduğu bir
Yürüyorum dediği, durmanın ta kendisiymiş. Düş gibi bir şey yani... Koşarsın koşarsın da varmazsın hani; içindeki umut, varamadığın kadar büyür. Sen bakarsın ışıltıyla. İleriye uzanırsın (uzanmak istiyorsun), uzandıkça da kolların uzar babam uzar... Gene de boşluğu avuçlarsın hep; düşünü düş yapan boşluğu.
Reklam
İnsanın sayısız geceler boyunca odada pinekleyerek kitap okuduğunu ya da kara kara düşündüğünü getir gözlerinin önüne. Kimi zaman boşa koyarsın dolmaz, doluya koyarsın almaz, doğru mu düşünüyorsun yanlış mı bir türlü bilemezsin, çıkamazsın işin içinden, danışacağın tek bir Allah’ın kulu bile yoktur. Dönüp de sen ne dersin bu işe diyebileceğin hiç kimse yoktur yanında, sen de görüyor musun benim gördüğümü diye soramazsın hiç kimseye. Kaygılısındır, kararsızsındır. Bir ölçü yoktur elinde. Neler gördüm ben burada, neler yaşadım. Sarhoş filan da değildim. Uykuda mıydım bilmem. Ama yanımda birisi olsaydı, uyuyordun, düş görüyorsun derdi. Ve işte o zaman her şey çözümlenmiş olurdu...
"Aşk; yerçekimini alt ettiğin bir düştür. Kâniatı yukarıdan seyrederken küçük ve anlamsız gibi görünen şeyler gözünde gittikçe büyüyorsa, o artık düş değil, düşüştür.
"Onun size verdiği altınsı bakırsı, bakırsı ışığı duyuyor musunuz? Ben kentin içinde, akşamları yürümeyi seviyorum. Geceler boyunca yürüyorum, düş kuruyorum ya ha bire konuşuyorum kendi kendime. Evet bu akşam ki gibi, biraz başınızı şişirmekten de korkuyorum, teşekkürler, çok naziksiniz. ağzımı açtım mı tümceler akıyor. Bu ülke esin veriyor bana zaten. Bu halkı seviyorum ben, kaldırımlarda cıvıl cıvıl cıvıldayan, küçücük evler ve sular arasında sıkışmış, sisler, soğuk topraklar ve çamaşır gibi dumanı tüten denizle sarmalanmış bu halkı. Seviyorum, çünkü çift yönlüdür o. burada ve başka yerdedir."
Kentin baskısı kaldı bize Ve ışıkları trafiğin ya da kazası Oysa biz hep bir düş kazasında Yitirdik arkadaşlarımızı Karşıdan karşıya geçerken Eli bırakılan çocuklardık O insan kalabalığındaki Son gülümsemesiydi annemizin Sonra hangi tarafa geçsek karşıda kaldık! Trafik Zafer Ekin Karabay
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.