Entropi
Gece, firarileri düş yorgunu yakalar
Rozerin içiyoruz ,tasalarımız müfrit
Sabahlara çıkıyoruz
sırtımızda markasız parkalar
Köşe başları insan bedenli ifrit
Çölde üşümek de yazgıdır oysa
Kutuplarda kavrulmak da
Tüm penguenler müzmin değildir lakin
Kaktüsleri çiğner çöl haydutları
Hiç suya kanmayan çiçekler gibi
Kırbalara yüklenir meçhul misyonlar
Anneler sabilerini emzirmez olur
Toprağa dökerler safi sütleri
Mahpusta ağlamak adet değildir zira
Madalyonun görünmeyen yüzünde öfke
Kursaklardan geçen damla suya sinen kin
Okyanusa direnç eylemsizliğidir suskunluğumuz
Entropisi yüksek devinimlerle
Maviyi denizden ayırmalıyız
Denizi maviden ayırmalıyız