Merhaba
Bugün sizlere Librum Çocuk yayınlarından Bahar Sevinç Kızılırmak kaleminden Düşkıran kitabı ile geldim.
Düşkıran bir çocuk kitabı ve serinin ilk kitabı, 39 sayfadan oluşan sizi düşler alemine götüren keyifli bir yolculuk. Kızlarımdan önce hemen ben okudum kahvemin yanına eşlik etti.Kapat tasarımı,kurgusu,anlatımı,akıcı kalemiyle bir yetişkin olarak olurken merakla okudum keyif içinde eminim ki çocuklarında çok severek heyecanla okuyacaklarına.
Nehir,Yaprak, Rüzgar ve Güneş bir düşkıran adaylarıydı. Okulları bitiyor ve yetenek seçimi yapmaları gerekiyordu ve o güçler var olan düşkıran yeteneklerine eklenecekti.Hız,güç ve hayvanlar ile konuşma isteyen istediğini seçiyor ve o güce sahip oluyordu. Düşkıranlar ormanda yaşıyorlar ama ormanların yok olmasıyla onlarında nesilleri azalmıştı. Nehir seçim yapacağı gün ormanda yaralı bir karga bulur işte her şey ondan sonra farklı bir şekilde ilerler. Nehir ve arkadaşları neler yapacak,hangi güçleri seçecekler,düşkıran olduktan sonra başlarına ne gelecek ve kargadan öğrendikleri hikaye neydi? Geçmişin gizemi nasıl ortaya çıkıyor?
Bu harika macerayı hem sizin hemde çocukların çok severek okuyacağından eminim Ben devam edecek yazınızı görünce ayrı sevindim macera devam ediyor.Ben size kitabı anlatırken kızım okumaya başladı bile
“Ama insanların bilmedikleri bir şey vardı;o da düşlerinde bir sınırı olduğu…”
“Düşünmek başka yaşamak başka.”
“Neden bir insan kendini mutsuz eden bir hayatı yaşamakta ısrar eder,anlamıyorum.”
“Sorarım size düşkıran kardeşlerim ve hocam,kendimizi değişimlere kapatıp hiç sorgulamazsak bağnazlaşmış olmaz mıyız?”
DüşkıranBahar Sevinç Kızılırmak · Librum Çocuk · 20237 okunma
Ölümsüz şiirlerin konusu değil,
Çağımızın mantığıdır bu:
Dürüst düşler sayesinde yaşayan bizler,
Kötüleri savunuruz daha beter olanlara karşı.
Cecil Day Lewis
°• Bu acıların, "Yaşıyorum ama yaşayan ben değilim; içimde yaşayan İsa" sözlerinde de belirttikleri gibi bunun ortak acılarından kaynaklandığını anlayamadı ve doktora danışılacak bireysel hir mesele olduğunu varsaydı.
Çelişkin bir biçimde, kendileri için bir yaşama nedeni olan (yaşama nedeni denilen şey, aynı zamanda çok güzel bir ölme nedenidir de) düşünceler ya da düşler uğrunda ölüme giden başka insanlar görüyorum.