"Eğer çok büyümediysen, hâlâ Düşler Ülkesi'ni ziyaret edebilirsin. En azından düşlerinde yapabilirsin bunu."
Sayfa 127Kitabı okudu
Düşler ülkesi gözlerin... Dedim' ki; gözlerin Çıra mı? Geceyi aydınlatıyor... Ahmet Arif
Reklam
Düşler telafi edicidir, çoğu zaman yitirilmiş olanları ve hâlâ düzeltme ve dengeleme ihtiyacında olunanları yansıtan derin bilinçdışına ayna tutar. Düşler aracılığıyla bilinçdışı sürekli olarak öğretici imgeler üretir. Böylece, efsanevi kayıp kıta gibi vahşi düşler ülkesi de uyuyan bedenlerimizden yükselir; hepimizin üstünde koruyucu bir anavatan yaratacak şekilde buhar salarak ve akarak yükselir. Bu bizim bilgeliğimizin kıtasıdır. Benliğimizin ülkesidir.
Kadın
KADIN alınıp satılabilecek bir eşya değil oralarda.Şehvet sarası tutmuş insanların, gönül eğlencesi değil...O, düşler ülkesinin en mukaddes saydığı varlıklardan bir tanesidir... O bir ana!... Şefkatin, merhametin, sevgilerin hazinesi. Onun onurunu, sırçadan sarayların en muhteşem burçlarında barındırmakta düşler ülkesi... O, helal zeminlerin, sihirli bahçelerin mahrem ellerin dokunamayacağı büyülü çiçeği!
XIII.-XVI. yüz­yıllar arasında Caskonya'dan Baltık Denizi'ne ve Orta Avru­pa'ya, bira ve şarap tüketimindeki hissedilir artış gibi gösterge­lere bakılırsa, büyük veba salgınından kurtulanlar ve torunları, hiç değilse belirli bölgelerde daha iyi maddi hayat şartlarından yararlanmışlardır. İnşaatlarda ödenen gerçek ücretler, hastane­lerde yatan hastaların günlük yemekleri, XV. yy ortasında Arles'da L. Stouff tarafından incelenen kalori bakımından den­geli beslenme, bütçelerin eskisi kadar kısıtlı olmadığı ve yiye­ceklerin besin değerine daha fazla özen gösterildiği izlenimini uyandırır; bu genel izlenim, sakatların, dilencilerin toplandıkla­rı ara sokakları, boş arazilerde ve aşırı kalabalık kentlerde kol gezen sefaleti, silahlı baskınların ve milislerin kurbanlarını, en iyi beslenen kesimin bile salgın hastalıklara direnemediğini unutturmamalıdır. Till Eulenspiegel gibi birçokları için iyi ye­mek, eksikliği zengin mutfaklarının kokusuyla doldurulan ke­sintili bir gerçekliktir; Düşler Ülkesi, her şeyin yendiği, doyurul­mamış hazların hayali alanıdır; ancak Rabelais'nin alemleri, te­sadüfi de olsalar bütün sosyal grupların paylaştığı sosyalleşme törenlerini yücelten bir geleneğin içinde yer alır. Bedenin doğal işlevlerinden yeme ve içme, ister evde olsun, ister handa, başka­larıyla yapılan bir şeydir; aynı testiden içmek, arada nezaketin kurulması için yeterlidir: Önce kim içecektir? Emmanuel Le Roy Ladurie "sıkışıklık kültürü"nden söz eder
Eğerlerin olabilirdilerle oynaştığı bir çeşit mistik düşler ülkesi.
Sayfa 234 - HarlanKitabı okudu
Reklam
573 öğeden 361 ile 370 arasındakiler gösteriliyor.