HAYATA KISA BİR BAKIŞ
İnsan doğdum ve insan kalarak ölmek en büyük arzum. Yaşım geçtikçe uzaklaşıyorum doğduğum saflıktan. Her geçen gün o masumluk biraz daha geride kalıyor. Hatalarım, yanlışlarım artıyor. Lâkin her şey kötüye gitmiyor. Meselâ "insan" olmanın ne demek olduğunu daha iyi öğreniyorum. Ön yargılarım kırılıyor, diğeriyle empati yapabiliyorum. Birisinden sırf geldiği yer nedeniyle nefret etmemeyi öğreniyorum. Kimseyi kendimden yukarıda ya da aşağıda görmüyorum. "Onlar" diye tanımlamıyorum insanları. Her gün ayrı bir savaş cephesine davet edilsem de yalnız kalmayı tercih ediyorum. Kendi istikbali için benim ellerimle cinayet işlemek isteyenlere sunmuyorum ellerimi. Anlatmak zor, kimsenin anlamasını da beklemiyorum ama bize verilen kısa ömrün, muhterislerin cephelerinde harcanmayacağını öğreniyorum. Zaman geçiyor ve ben öğrenmeye devam ediyorum. Bundan sonra hatalar yapmaya devam etsem de bazı şeyler hiç değişmeyecek. Meselâ çoğunluk aynı kötülükte birleşse bile yalnız kalmayı tercih edeceğim. Her gün yeni bir düşman bulan toplumun cephelerine koşmayacağım. İnsan doğdum ve insan kalarak ölmeye çalışacağım.
Erhan İdiz
Erhan İdiz
demek düzen hiç değişmedi
Tellal: Ha şimdi şu kamburumu görüyor musun? Bunun içinde tam on iki tane düşman kurşunu var, Dumlupınar’da girdi. Kaymakam: Savaştınız demek? Tellal: Savaş bitti, kasabaya geldim bir de baktım bütün asker kaçaklarının, ağaların, eşkiyaların göğsünde birer İstiklal madalyası var. Tevfik Ali Beyin, Murtaza’nın, ötekilerin. Amanın ulan ne oluyor derken, ya bizim sırtımızdaki on iki kurşun derken…derken efendim Ankara’ya gittim bizim kumandanı buldum, hani bizim madalyamız dedim. Onun da madalyası yoktu…Başkumandana çıkayım benim de, kumandanımın da halini arz edeyim dedim. Başkumandanı görmek ne mümkün. Çalmadığım kapı kalmadı, yüzüme bakan bile olmadı. İşte Tevfik Ali’de en büyük İstiklal Savaşı kahramanı oldu. Dokuz yıl askerlik yapan ben unutuldum gittim…
Reklam
ölü bir yılan gibi yatıyordu aramızda yorgun, kirli ve umutsuz geçmişim oysa bilmediğin bir şey vardı sevgilim Ben sende bütün aşklarımı temize çektim imrendiğin, öfkelendiğin kızdığın ya da kıskandığın diyelim yani yaşamışlık sandığın
383 syf.
10/10 puan verdi
Ey Türk'ün ehli sünnet evlatları titreyin ve kendinize dönün.
Dini Tamir Davasında Din Tahripçileri
Dini Tamir Davasında Din Tahripçileri
Ahmed Davudoğlu
Ahmed Davudoğlu
Peygamberimiz (s.a.s), "Ümmetim yetmiş üç fırkaya ayrılacak, bunların içinden bir fırkası ehl-i necat olacaktır." Ashab sormuşlar: "Yâ Resûlâllah, o kurtulan fırka hangi fırka olacaktır?" Resûlâllah Şöyle cevap vermiş: Benim sünnetimden şaşmayanlar kurtulanlardan olacaktır! Yâni Ehl-i sünnet ve cemaat
Dini Tamir Davasında Din Tahripçileri
Dini Tamir Davasında Din TahripçileriAhmed Davudoğlu · Bedir Yayınevi · 1997191 okunma
Sonrası
Böyle bir ortam yakalanmışken ve geçmişteki acı tecrübeler önümüzde dururken ne yazık ki sonraki yıllarda kararlılığımızı sürdüremedik belki de sürdürmedik. Türkiye'nin PKK teröründen kafasını kaldırıp rahatlaması ne Amerika'nın ne de Avrupa'nın işine gelmezdi. Mutlaka biz hep sorunlarla boğuşan, enerjimizin büyük çoğunluğunu buna ayıran bir konumda olmalıydık. Bunu sağlayabilmek için çok fazla zorlandıklarını söylemek gerçekçi olmaz. Zira Soros tipi fonlardan beslenen dönek aydın ve gazetecilerimiz, aynı ünvanlara sahip akademisyen ve politikacılarımız vardı. Elbirilği ile PKK'yı yeniden ayağa kaldırdılar, İmralı'da ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını yatan teröristbaşını kendisi ile pazarlığa oturulan lider durumuna getirdiler. Onlar bunu yaparken sorgu arasında Apo'nun söylediği bir şey aklıma geldi. Çay içerken ve değişik konuları konuşurken dedi ki: "Genelkurmay yani ordu beni düşman görmese, yani karşımda olmasa, ben sizin siyasetçilerinizi de, aydınlarınızı da, basınınızı da ikna ederim". Aslında demek istediği şuydu "Türk Silahlı Kuvvetleri bana engel olmasa, ben diğer karşıma çıkanları yerim"... O zaman gülüp geçmiştim. Ama şimdi gelinen durumu görünce daha iyi anlıyorum.
Sayfa 113Kitabı okudu
1,000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.