Yerçekimini ortadan kaldırdığımız bir dünya var etmişiz kendimize. Hiç düşmeyecek, hiç kaybetmeyecek ve hiç sarsılmayacakmışız gibi bir dünyada görüyoruz kendimizi. Ve düşmek bu nedenle sarsıyor bizi.
Mutluluk, kelime anlamını yitirmiş gibi evrene saçılmıştı. İnsanlar parmak uçlarında, düşmek üzere oldukları o uçurumun kenarlarında arıyordu parçalarını. Çoğu zaman bulamasalar da bazıları benim gibi gerektiğinde kendini uçurumdan da aşağıya bırakıyordu.
“ ‘Neysen o ol!’ Bunun anlamı yalnızca kendini mükemmelleştirmen değil, başkalarına da yem olmaman. Sana bir kere bile bakmayan bir kadın-makineye yem olmaktansa, bir savaş sonucu başka bir gücün eline düşmek tercih edilebilir. Bu affedilmez bir şey!”