Şah ve Sultan’da kabaca Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim ile dönemin İran Şahı Şah İsmail arasındaki mücadeleyi temele alan gelişmeler anlatılmakta. Yavuz’un Şah ile satranç oynaması, Çaldıran Zaferi, Sina Çölünde aslanların saldırışı, Mısırı fethi, babasının sitemi, Şah İsmail’in kadını olup Çaldıran’da ele geçirilen Bihruze’ye duyduğu gizli aşk, rakibi Şah İsmail’i bertaraf edişi, şirpençe adı verilen çıban sonucu ölmesi vb. Tabi ki Taçlı Hatun (Bihruze) ile de bu hikaye aşk ile desteklenmiş.
İskender Pala romanda dönemin tarihi olaylarını kendi kurgusunu da katarak yer yer Divan Edebiyatı diliyle çok güzel aktarmış. Bu kitabı okumadan eleştiren Kadir Mısıroğlu gibi düşük profilli insanlar kitapta Şii propagandasının yapıldığını ve Yavuz’un gaddar bir şekilde lanse edildiğini söylese de bu iddia büyük bir hezeyandır. Çünkü kitapta her şeyden önce bir “rekabet” söz konusu olduğu için iki taraftan da bahsedilmiş.
Kitabın beğenmediğim yanı İskender Pala, savaşları yeterince etkileyici biçimde anlatamamış. Örneğin Çaldıran gibi önemli bir savaş oldu-bitti şeklinde aksiyonsuz biçimde anlatılmış.