Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Pahalı olan iyidir yanılgısı
İnsanoğluyla ilgili en garip şeylerden biri sadece bir bedeli olana değer vermesidir.
Niyet&Diyet
insan beyninin soyut düşünebilme yetisi yüzünden böyle olduğunu unutuyorum bazen... bazen, bir geçmişe bir geçmemişe/gelmemişe savrularak zihnimi örseliyorum... en çok yaptığım ve beni en çok yanıltansa bir başkasını tüm düşüncelerini ve davranışlarının kök nedenini analiz ederek okuyabildiğimi sanmak... çoğu zaman sadece sandığımın farkına varmıyorum... bütün ihtimalleri düşünürsem, daha az şaşırıp üzülürüm yanılgısı var...bilmemek, beni huzursuz ediyor, kabulde güçlük yaşıyorum... oysa, kendi zihnimdeki neden sonuç ilişkileri ve geçmişte yaptığım kendim dediğim benle çelişen onca davranış varken; "sen" dediklerime bu kadar enerji harcamaya gerek var mı? niyet ediyorum, tüm "sen" leri salmaya... iyi gelmeyen zihin durumları "sen"den değil "ben"den ötürü ey sayın küçük dünyam! düşün-me!
Reklam
Ünlü psikiyatr Irvin D. Yalom, insanların yaşadığı pek çok ruhsal sorunun altında ölüm kaygısının yattığını söyler. Evet, doğru, belki bir grup insan için böyle olabilir bu; ama ben büyük çoğunluk için durumun tam tersi olduğuna, insanların sorununun çoğu kez kendisini ölümsüz zannetmekten kaynaklandığına inanıyorum. Özellikle de bazı kaygı bozuklukları ve depresif durumların altında yatan ana nedeninin ölüm korkusu değil, tam aksine "ölümsüzlük yanılgısı" olduğunu düşünüyorum. Örneğin, panik bozukluğu ve kalp krizi geçirme korkusu olan bir birey, sanki içten içe, eğer kalp krizi geçirmezse ölmeyeceğine, ölümsüz olacağına inanır gibidir. Bu nedenle bütün hayatı bununla mücadeleye adanmıştır. Hastalık bulaşma korkusu olan obsesif bir birey ise eğer "kirlilik ve mikrop"tan uzak durursa neredeyse kendisine artık hiçbir şey olmayacağını varsayar. Kanser olma korkuları olan bir hipokondriyak sanki o korktuğu kansere yakalanmazsa kendisine hiçbir şey olmayacağına inanmaktadır. Bu kişiler bütün yaşamlarını ve enerjilerini, varsaydıkları bu tehditle mücadeleye adarlar. Bunu savuşturduktan sonra yaşayacakları sonsuz bir hayat olduğu için kolaylıkla bugünlerini feda edebilirler.
Sayfa 282Kitabı okudu
ELİF: Yüreğinin aynasını gördüm dupduru bir su gibi yanılgısı var yalanı yok gönlümü ona düşürdüm. DEDE KORKUT: Erdemini düşün. ( Elif Dede Korkut'a ayran sunar. Dede Korkut içince yüzünü buruşturur.) Çokça bekletmişsin, bu ayran ekşimiş. ELİF: Çokça bekletilen erdem de ekşir. Ben senin gölgende hazıra kondum erdeme. Ama durup duran erdem ne ola? Eylemsiz erdem ne ola?
Düşün Yanılgısı
Ah, düşlerim kaç kez, elle tutulur şeyler gibi dikilmiştir karşıma; gerçekliğin yerini almak değil, kendilerinin de gerçekliğe ne kadar benzediğini bana anlatmaktır dertleri; çünkü onları da reddetmekteyimdir, çünkü onlar ansızın dışarıdaki dünyadan fırlayıvermiştir, sokağın öbür başından birden çıkıveren tren gibi ya da gece vakti kim bilir ne anlatan, ansızın patlayıvermiş bir fıskiye, bir Arap yalellisini hatırlatan, biten günün tekdüzeliğinden koparak yükselen çığırtkanın sesi gibi.
Sayfa 18 - Can / EpubKitabı okudu
‘‘Katil neye benzer Aysel? İnsanların yanılgısı da işte bu. Katilleri damgalı insanlar olarak hayal ediyoruz. Hâlbuki küçük bir kasabada yaşayan bir insan bile hayatı boyunca fark etmeden 16 kez katillerle karşılaşır, şehirde yaşayanları artık sen düşün. Aslında her insan katil olarak doğar. Onu baskılayan etik kurallar ve yasalardır. Yani bir canlı insansa katil de olabilir.’’
Reklam
“Jacob, söylediklerini bir düşün yine. Sana bir kez daha hatırlatıyorum: insanlar seçer, kayırır, yardım eder, değer verir ve bir şeyler bekler. Ama ya Tanrı? Tanrı bu insani özelliklere sahip midir? Tanrı’nın bizim suretimizden olduğunu tahayyül etme yanılgısı hakkında söylediklerimi hatırla. Üçgenler ve üçgen şekilli Tanrı hakkında söylediklerimi hatırla. ”
Kanıt şöyle ilerler: “Fakat gerçek dünyada var olmayan bir varlığın, bu gerçek yüzünden mükemmelliği eksiktir. O halde bir çelişkiye düşeriz ve çabucak anlarız ki Tanrı vardır!” Bu çocuksu iddiayı uygun bir dile, yani çocuk bahçesi diline çevir­ meme izin verin: “Tanrının varlığını sana ispatlayabileceğime dair bahse gi­ rerim.” “Yapamazsın işte.” “Peki o zaman.. Mümkün olan en kusursuz kusursuz ku­ sursuz şeyi düşün.” “Tamam düşündüm, şimdi ne yapayım?” “Şimdi, bu kusursuz kusursuz kusursuz şey gerçek mi? Yaşıyor mu?” “Hayır, yalnızca zihnimin içinde.” “Ama eğer gerçek olsaydı daha kusursuz olmaz mıydı? Çünkü gerçekten gerçekten kusursuz bir şey, saçma, bayat ve hayal ürünü bir şeyden daha üstün olmalıdır. B öylece Tanrının varlığını kanıtlamış oldum. Lay lalay la lay lay. Tüm ateistler aptaldır.”
İmana getiren yanılgı
-Tanrının varlığını sana ispatlayabileceğime dair bahse girerim. 'Yapamazsın işte!' -Peki o zaman mümkün olan en kusursuz... Kusursuz, kusursuz şeyi düşün! 'Tamam düşündüm. Şimdi ne yapayım?' -Şimdi bu kusursuz, kusursuz, kusursuz şey gerçek mi? Yaşıyor mu? 'Hayır, yalnızca zihnimin içinde' - Ama eğer gerçek olsaydı daha kusursuz olamaz mıydı? Çünkü gerçekten kusursuz, kusursuz bir şey, saçma, bayat hayal ürünü bir şeyden daha üstün olmalıdır. Böylece Tanrının varlığını kanıtlamış oldum. Lay lalay lalay, bütün ateistler budaladır.
312 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Kitap İnceleme Yazısı Kitap Adı: Kötülük -İnsanlığın Karanlık Tarafının Ardındaki Bilim- Özgün Adı: Making Evil: The Science Behind Humanity’s Dark Side Yazar Adı: Dr. Julia Shaw (1987-…..) Çevirmen: Funda Sezer Yayınevi : Say Yayınları saykitap.com Barkodu : 9786050207903 Baskısı : 1.Baskı/31.08.2020/ 312 sayfa/ 13.5x21 cm “Bellek
Kötülük
KötülükJulia Shaw · Say Yayınları · 202026 okunma
24 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.