Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
İbadet, kurbanlık insan ve hayvanların kanlı israfını gerektirir. Kurban etme, kelimenin etimolojik anlamında, kutsal şey üretimidir. Daha baştan itibaren, kutsal şeyler sanki bir yitim işlemiyle oluşmuş gibidir: Özellikle Hıristiyanlığın başarısı, insani kaygıyı bir yitim ve sınırsız düşkünlük temsiline yönelten, Tanrı'nın oğlunun yüz karası bir şekilde çarmıha gerilmesi temasının değeriyle açıklanmalıdır.
Aklındaki kara bulutlar dağıldıkça, dünyaya bakışın gece modundan çıkıyor. Doğanın rengi daha parlak daha canlı görünüyor. Daha önce görmediğin şeyler görünür oluyor.
Reklam
İster sanat, ister sefihlik farz edilen şey, isterse de oyun söz konusu olsun, haz, yürürlükte olan entelektüel temsiller içinde bir imtiyaza, yani ikincil düzeyde rol oynayan bir vazgeçmeye mutlak olarak indirgenir. Yaşamın en değerli bölümü üretici toplumsal faaliyetin koşulu -kimi zaman acınacak koşulu- olarak verilmiştir.
Yavan ve çekilmez bu varoluş anlayışına bağlı niceliksel temsiller dizisinde yalnızca üreme sorunu ciddi biçimde tartışmaya açıktır, çünkü canlı sayısındaki abartılı artış bireyin payını azaltma riski taşımaktadır. Ama bütünü içerisinde, toplumsal faaliyet üzerine herhangi bir genel yargı, her özel çabanın, geçerli olmak için, üretimin ve korumanın temel gerekliliklerine indirgenebilir olduğu prensibini alttan alta destekler.
Güncel anlayışların az çok farklılaşmış bütünü dikkate alındığında, insanlara yararlı olanı tanımlamayı sağlayacak hiçbir doğru araç gerçekten de yoktur. Yararın ve hazzın ötesine yerleştirilmeye çalışılan prensiplere hiç doğrulanamayacak biçimde başvurmanın sürekli gerekliliği bu boşluğu yeterince belirtilmektedir: şeref ve görev, parasal kâr getiren bileşimlerde ikiyüzlüce kullanılmıştır ve -Tanrı bir yana- Tin de kapalı bir sistemi kabul etmeyi reddeden birkaç kişinin entelektüel şaşkınlığını maskelemeye yarar.
Ve konuşmalarımızın çoğunda düşünce yarı yarıya katledilir çünkü düşünce boşlukta uçan bir kuş gibidir, kelimelerin kafesinde kanatlarını açabilir ama uçamaz.
Reklam
..."henüz değil!" diye sürekli haykırır, başkalarına doğru, bu dünyaya doğru kaçamakça da olsa tutkulu bakışlar fırlatmaya devam ederken, en berbat parçalanmalara maruz kalan bu dünyanın kendi bütünlüğü içinde ancak bir "facia" olarak (ki insan, bu facianın "belki de doruğudur") kavranabileceğini hisseder, ama yine de bilmekten ve betimlemekten asla vazgeçmez.
Sayfa 10 - Önsöz (Jean Piel)Kitabı okuyor
İnsanlar bu hayata gelmeyi hakettiyse, kendilerine sağlam bir duruş rahat bir nefes borçlular.
Tanrı affetse , ben affetmem kendimi ..
Georges Bataille
Cehaletini alçakgönüllülükle itiraf etmesinin ötesinde, uzun süre boyunca bu "dünya..."nın onun için "yalnızca bir mezar" olduğu duygusu da onda elbette hakimdi; "bir mahzen koridorunda kaybolmuş" olma duygusu ve "düşüncesini yavaş yavaş (...) sessizlikle karışmaya" bırakmak dışında elinden bir şey gelmediği inancı içindeydi.
Sayfa 10 - Önsöz (Jean Piel)Kitabı okuyor
Reklam
İmkansızın sınırındaki kaygılı bir ifade arayışına adanmış Georges Bataille'ın eserinin en ufak çelişkisi, genellikle dünyayı azgınca inkâr eder görünürken bu dünyaya hiç çekincesiz ve ölçüsüzce "evet" demeye devam etmesi değildir. O, iyisinde de kötüsünde de, en yoğununda da en mütevazısında da dünyaya açıktı; ve dünyayı sahte bir utanç duymadan sınırsızca kavrama iştahı içindeydi...
Sayfa 9 - Önsöz - Jean PielKitabı okuyor
Daha Ağır Bir Sual Bilmiyorum
Allah'ın indirdikleriyle hükmetmemelerine, Yahudi ve Hristiyanlarla işbirliği yapmalarına, insanlar arasında adaleti emredenleri katletmelerine rağmen Müslümanların yöneticilerini ve hükümetlerini, itaat edilmeleri gereken meşru hükümetler ve ülkelerini de İslâm dârı kabul etmekteler! İşte bunlara soruyoruz: Taliban'ın da böyle kabul edilmesi mümkün müdür, yoksa size göre böyle bir şey olamaz mı? (...) Onların Allah yolunda eskiyen yamalı ayakkabıları, bunların yüzlerinden daha temizdir.
Sayfa 134 - Küresel KitapKitabı okuyor
İlmimi arttır, ömrümü bereketlendir. Kimi dualar bir çok duayı da için de barındırır.
Okuduğum çoğu kitap aklımda kalmıyor. Belki bir kaç kelime, ama ümitsizliğe gerek yok çünkü cümle olabilmek için kelime biriktirmek gerekiyor.
'Boşa geçmiş ömre ömür denir mi?' Dense dense yaşam denir, nasıl yaşadığına bağlı olarak da kalitesiz bir yaşam denir.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.