Bizans düşünce, Fatih bilhassa bulunabilen bilim kitaplarının toplatılması emrini vermiştir. Toplatılan kitaplar arasında 64 haritalı eksik bir Ptolemaios Atlası'nın bulunduğu tahmin edilmektedir. Fatih bunun derhal o zaman İslam dünyasının bilim dili olan Arapça'ya tercüme edilmesi emrini vermiş (nasıl ki aynı kitabın ilk Avrupa tercümeleri de Latince'ye yapılmıştır) ve Bizanslı bilim insanları ve o zaman Müslüman olarak kendi hizmetine girmiş olan baba-oğul Amirutzes'lerden bir de içindeki haritaları kullanarak büyük bir duvar dünya haritası yapmalarını istemiştir (Bu harita bugün kayıptır). Amirutzes'ler bu işle meşgulken yeni ama bu sefer tam bir nüsha bulunmuştur. Bu yeni nüshanın işte bugün elimizde bulunan Kodeks Seragliensis Gayri İslami 57 olduğunu biliyoruz. Fatih bu muhteşem atlası özenle incelenmiş ve kütüphanesine kaldırtmıştır. Ancak Fatih'ten sonra ne yazık ki kütüphanesine özen gösterilmemiş, kütüphane dağılmış, parçaları da korunamamıştır. Ptolemaios Atlası da bu ihmalden payını almış, hatta en az bir sene Topkapı Sarayı bodrumunda su içinde kalmıştır.
Kitap farklı farklı hikayelerin ortak noktalarının birbirine bağlantılı olarak ilerliyor.Bu ortak noktaları genelde karakterlerin bu farklı hikayelerde görünmesiyle oluyor. Fantastik, tarih ve yer yer mizah öğelerini de kitapta bulabiliyorsunuz ki bu kitabı elinizden düşüremeyeceğiniz bir esere dönüştürüyor.Kitap, Uzun Ihsan efendinin dünyayı gezmek isteyip de gezemediğinden dolayı bir atlas yazmasıyla başlıyor. Düşlerinde belli başlı karakterleri belirleyip dünyayı gezmesini görüyorsunuz. Bu karakterlerden biri de Bünyamin karakteri. Bünyamin karakteri yazarin da kitabın sonunda belirttiği gibi sağ el anlamına gelen" ben jemin". Bünyamin , Uzun Ihsan efendinin bir nevi hikayeler içinde yansıması ve bu sayede Uzun Ihsan efendi dünyada dilediği gibi gezebiliyor.Kitapta aynı zamanda bilginin ne kadar önemli olduğunu Ebrehe karakterinden görüyoruz. Ebrehe karakterinin de yazarın bilme isteğinden dolayı ortaya çıkan bir karakter olduğunu düşünüyorum.Yazarın dediği gibi Dünya aslında bir düştür ve bu düş inandığın değerler uğruna elinden geleni yapacağın kendi içine kapanıp sadece düşünce ile hayallerini gerçekleştirdiğin öteki bir dünya aslında.Içimizde kalan gerçekleştirmek istediğimiz hayallerimizi bu sayede gercege dönüştürebileceğimizi bilmeliyiz bilmiyorsak eğer bu kitabı okumalıyız.
Kitabı ilk okumaya başladığımda dili ağır gelmişti ve önyargılıydım. Fakat okudukça ne kadar yanıldığımı fark ettim. Okuduğum en güzel kitaplardan biriydi. Her bir karakteri birbirine bağlayarak ve sonrasında onların hikayesini anlatarak öyle güzel işlemiş ki kitabı İhsan Oktay Anar , kitabı bitirmek istemedim. Sonuyla tatmin olduğum nadir
Benim için Ramazan'dan önce çok anlamlı bir başlangıçtı ve anlaşılırlığı, sadeliği ile bırakamadığım bir baş yapıt. Çokça karıştıran birisi olarak, olay sıralaması kafa karışıklığı oluşturmadan anlatılmış. Bir siyer kitabı okuma arayışındaysanız kesinlikle tavsiye edeceğim bir eser. Bence herkesin kütüphanesinde bulunmalı.
2004 yılında basılmış olan bu eseri yarım bırakarak çok büyük bir hata yapmışım. Muhtemelen aynı anda bir çok siyer kitabı okuma eğilimine girerek bitirmemişim ama demekki şimdi okumak nasipmiş.
Bununla beraber Muhammed Emin Yıldırım'ın Siyer Atlası kitabını okuyorum. Yapılması gereken aslında kitapları okurken harmanlayabilmek. Önceden bunu yapamazdım ama artık yapabildiğim için bilgiler kafamda daha net oturuyor. Bu yönden siyer atlası'da tavsiye edeceğim kitaplardan.
Bir çok siyer kitabı(peygamberimizin hayatı)okudum.Ama bu kitap daha sonra tekrar okuyacaklarım arasına girdi diyebilirim.
Siyer-i NebiM. Şerafeddin Kalay · Üsküdar Belediyesi · 2014156 okunma
Şubat ayını 6 kitapla tamamlamış bulunuyorum. #Tavsiyeniteliğinde okuduğum kitapları bırakmak istiyorum. Herkese keyifli okumalar dilerim😊 (En alta geçen 25 ayın kitaplarını da bırakacağım. Yorum, fikir ve düşüncesini merak ettiğiniz kitapları sorabilirsiniz.)
ŞUBAT AYI
1-Alınyazısı Saati(Sezai Karakoç)
2-Tasavvuf Bahçeleri(Necip Fazıl
wattpad misalimsi olsa da değindiği konuyla ilgimi çeken bir kitap oldu. ilk olarak, fazlasıyla klişe yerler olmasına rağmen hoşuma giden ve severek okuduğum yerler oldu ama bazen de ana karakterimiz olan Lily’nin düşünce ve davranışları üzerine çok düşündüm ve hiçbir mantıklı açıklama bulamadım. kitabın gerçek bir hikayeden alıntılanarak yazılmasının bunda etkisi olduğunu biliyorum ama işlenen ana konu dışında bazen gereksiz tepki ve davranışlarda bulunduğunu düşünüyorum.
karakterlere tek tek bakarsak, hepsinin geçmişinden parçaların önümüze sunulmuş olması çok hoşuma gitti çünkü davranışlarını açıklıyor. kafamda oluşturduğum ryle karakterine collen ve lily kadar ben de aşık oldum denebilir. kafamda oluşturduğum yakışıklı ve çapkın haliyle başta çok sevdim ancak sonradan bulaştığı tavırlar ve davranışları çok çok çok kötüydü. ne kadar kendi isteğiyle bir şeyler yapmadığını bilsem de ortada istismara uğrayan bir kadın olduğunu bilmek çok etkiledi beni.
atlas karakteri çok tatlıydı. az yer verildiğini düşünüyorum kitapta ama sanırsam 2. kitapta daha fazla atlas ile ilgili bölüm varmış. atlası daha fazla okumayı istiyorum açıkçası. sevdiğim tatlı bir karakter oldu.
lily karakterinden çok lily’nin annesiyle bağ kurdum denebilir. ortada istemediği şeyler yaşayan ve çocuğu için fedakarlık yapmak zorunda kalan bir kadın duruyor. beni çok etkiledi, bana sorarsanız çok güçlü bir karakterdi. isterdim ki ihtiyacı olan yardımı bulsun ve lily’i gereken ortamda gerektiği şekilde büyütebilsin ancak gerçek hikayeden çok uzaklaşmak istememiş yazarımız.
güzel bir kitaptı ama çok da efsane değildi. okurken zevk aldım