Siyasal İslamcılarla, Türk sağının düşünce atlası da tüm bir soğuk savaş boyunca ABD tarafından şekillendirildi. Haliyle sağın ve siyasal islamcıların ABD’yi kavrama biçimi tutarlılık değil reaksiyonerlik üzerine kurulu. Siyasal İslamcıların ne fikriyatı ne ideolojisi ne de siyasi aklı ABD ile çatışır. Bu nedenle sağın ABD karşıtlığı politik bir retorik olmanın ötesine geçemez. Anti- Amerikancılık kisvesine büründürmek istedikleri şey, ideolojik perspektiften yoksun ve de siyasal temelden yoksun, içi boş bir külhanbeyilikten ibarettir.
Kim başkasını yenmek istiyorsa, önce kendini yenmelidir. Kim başkaları hakkında hüküm vermek istiyorsa, önce kendi hakkında hüküm versin. Kim başkasını tanımak istiyorsa, önce kendini tanımalıdır... Hayatı felsefi boyut anlayışı bu, görene tabi.
Reklam
Felsefeyi edebiyata sokan ve romanlarında felsefi temalara yer veren İhsan Oktay Anar’ın Puslu Kıtalar Atlası Kitabü’l Hiyel, Efrasiyab’ın Hikâyeleri, Amat ve Suskunlar adlı romanları, hem kurgu hem de felsefi söylemleriyle dikkat çeken örneklerdir. Konularını biri dışında tarihten alan bu romanlardan Puslu Kıtalar Atlası’nda Descartes’in Metod Üzerine Konuşma adlı eserinden yola çıkarak varlık, yokluk, hiçlik... üzerine yaptığı düşsel yolculuklarına; Kitab-ül Hiyel’de hayal-gerçek çatışmasına ve güç peşinde koşanların içine düştükleri yanılgılara ve hayal kırıklıklarına yer verirken; üçüncü kitabı Efrasiyab’ın Hikâyeleri’nde insan ömrünün sınırlı olduğundan hareketle hayatı güzelleştirip anlamlı kılan ve sevgiyi öne çıkaran düşünsel bir önerme sunar; Amat ve Suskunlar adlarını taşıyan son iki romanında ise iyiler ile kötülerin ezeli çatışması içinde, sınırsız güç ve ölümsüzlük peşinde koşan gözü dönmüş iktidar tutkunlarının ve aç gözlü insanların acıklı sonlarını işlemektedir. Anar’ın tüm romanlarına egemen olan ana düşünce şudur: Üzerinde yaşadığımız bu dünya, ölümsüzlük peşinde koşmak yerine sevgi ve hoşgörü ile daha anlamlı kılınabilir.
"Sizler,hepiniz,içinde yaşadığımız dünya,herşey, sadece ve sadece benim düşüncemde varsınız. Rendekar yanılıyor, düşünüyorum, ama sadece ben var değilim. Düşündüğüm için asıl sizler varsınız; sizler ve içinde yaşadığımız dünya."
Sayfa 127 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
"Her insan şu ya da bu şekilde dünyayı okumalıydı. Kuran'ın kendisi peygamberin dünyayı nasıl okuduğuna bir örnekti ve onun ardında giden herkes, dünyayı onun gibi okuyup şahadetlerini yazmalı ve bunları başkalarına aktarmalıydı. Dünyaya şahit olmanın yolu ise maceranın kendisinden başka bir şey değildi. "
Sayfa 91 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
G. E. von Grunebaum şöyle söylemiştir: “İslâm’ın, heykeltraşlık, yağlı boya resim ve drama gibi figüratif sanatı hiç olmamıştır; çünkü İslâmiyet, insan şekline girmiş, tabiatta var olan ve zaman zaman birbirleriyle çatışan tanrılardan azadedir.
Sayfa 111 - İnkılâb YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
1.000 öğeden 971 ile 980 arasındakiler gösteriliyor.