365 syf.
·
Puan vermedi
ÇARESİZLİĞİN ROMANI
Bu eseri yazıldığı dönem ele alınarak inceleyecek olursak ilk olarak gözümüze romanın realizm akımının yoğun bir şekilde etkisi içinde olduğu çarpar.Çünkü aynı realizm akımında felsefe olarak benimsendiği gibi olağanüstü olaylara yer verilmemiş, yalnızca gerçeğe ve gerçek olabilecek unsurlara bağlı kalmıştır. Aynı zamanda yer alan kişileri
Eylül
EylülMehmet Rauf · İnkılap Kitabevi · 201739,5bin okunma
10/10 puan verdi
·
Beğendi
''Yazdıkların şiir değilse kalsın” … “Aklınla yapayalnız baş başa Nice alevli geceler geçtin” … “Sen sevgileri göğüsle ve ne olur anla” Cahit Zarifoğlu Şair Cahit Zarifoğlu ile yaşamları boyunca yolları uzun kesişenlerin kendilerini bahtlı saymaları için çok esaslı nedenler var. Eğer bu kişiler, şiirin bir Müslüman için yirminci
Şiirler
ŞiirlerCahit Zarifoğlu · Beyan Yayınları · 20213,974 okunma
Reklam
Hayatın Anlamı
2.kısım Anlam sorunu Hayatın anlamı nedir?" sorusu neredeyse her sözcüğü so- runsal olan ender sorulardan biridir. Bu, son sözcük için de ge- çerlidir, çünkü dünya genelinde dini inancı olan sayısız insan için hayatın anlamı bir "ne?" değil, "kim?" sorusudur. Kendini işine adamış bir Nazi, Adolf Hitler'in
Ulusların siyasi hakları hususunda ciddi sorunlarımız hâlâ devam etmektedir. Şayet İslam dünyası, siyasi istiklalin bir kudret ve iktidar sorunu olup tabii bir hak olmadığını ama dil, din, düşünce, insanca yaşama özgürlüğünün insanların doğuştan sahip olduğu en temel haklar olduğunu kabul ederek hareket ederse özellikle terör sorunlarının çözümünde Batı'ya rağmen mesafe kat etmek mümkün olacaktır. Daha açık ifadeyle ulusların kendisini yönetme hakkı kabulü, İslam dünyasında terörün alevlendiği çayıra dönüştürüldü. Törer ise işgale zemin oluşturmanın ilk adımıdır. Halbuki yönetme, kadim dönemden beri doğal bir hak değil, askeri ve siyasi güçle kazanılan bir haktır. Eskilerin tabiriyle kahır ve galebe olmadan yönetime gelmek zaten mümkün değildir. Fiilen iktidarın sürdürülmesi ve içtimai ve siyasi faziletlerin gelişmesi hiç kuşkusuz kahır ve galebenin yanı sıra adalete ihtiyaç duyar. Lakin siyasi düzenin inşası ve istiklalin temini için uzun vadede kahır ve galebenin yerine hiçbir şey konulamamaktadır. Bu sebeple kudret bakımından kifayetsiz yönetim talepleri sadece kargaşa çıkarmaya zemin oluşturmaktadır; özgürlükle ve özgürleşmekle hiçbir ilişkisi yoktur. Oysa insanlar can, akıl, mal, nesil, din ve dil güvenliğine insâni bir yaşam sürmek için ihtiyaç duyarlar. Özellikle uzun süredir terör belasıyla uğraşan Türkiye'de bu meselenin derinden kavranması gerekmektedir.
Ömer TürkerKitabı okudu
352 syf.
10/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Büyük Birader seni izliyor
l Eserin ilk sayfasından itibaren Winstonla tanışıyorsunuz, 3. Dünya savaşı sonrası, dünya Okyanusya, Avrasya ve Doğu Asya olmak üzere üç devlete bölünüyor. Winston, Okyanusya'da yaşamakta olan bir dış parti üyesi. Okyanusyanın savaş sonrası hakimiyetini eline alan, gerçekte var olduğu bile ispatlanamayan sözde Büyük Birader'in Gerçek
1984
1984George Orwell · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021165,2bin okunma
Felaket kasvetli değildir, herhangi birisiyle ilişkisi olabilseydi her şeyden özgürleştirirdi, bir dil terimi olarak, bir dilin süresinin dolduğu yerde şen bir bilgiyle tanınırdı. Ama felaket tanınamaz, tam da düşüncenin içinde bizi düşünülmesinden caydıran, yakınlıktan ötürü uzaklaştıran şeyin bilinmeyen adıdır. Yalnızdır yalnızlığı bozan ve yalnızdır her türlü düşünceyi taşıran felaket düşüncesine kendini açan, dışarısının yoğun, sessiz ve felaketsi olumlanması olarak yalnız.
Reklam
Atatürk'ün milletinin tarih geçmişi bakımından benimsediği düşünce ile sımsıkı ilişkisi vardır: ATATÜRK, Anadolu'da, Yunan (Helen) varlı­ğından çoook önce, medeniyet kurmuş kavimlerin ve TÜRK VARLIĞI'nın ol­duğu inancındaydı ve ETİ (HİTİT), AKAD, SÜMER uygarlıkları üzerinde durulmasını istemişti. Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesine Sümeroloji dersini koydurmuş, dünyanın en tanınmış ilim adamlarını toplıyarak, kongreler yap­tırmıştı. Bu arada, masrafını şahsen vererek Arkeolog Prof. Dr. Remzi Oğuz Arık (1899-1954) Başkanlığında Alacahöyükdeki kazıları yaptırmış, aslını yi­tirmeden çıkan eserleri, daha sonra kendisinin kurtardığı vatanda onbeş se­ne (Muvakkat Kabir) adıyla bekletildiği Etnoğrafya müzesinde sergilenmişti. 1936 yılı 27 Eylülüydü. Atatürk sergiye, beraberinde Prof. Şemseddin Günaltay, Prof. Afet inan, Prof.Yusuf Ziya Özer, isviçreli ünlü tarihçi Prof. Dr. Pittard olarak geldi. Tesbit edilebilen tarih sıralarıyla yerleştirilmiş, vazo, kandil, ibrik, üzeri rölyefli mutfak eşyalarını, kadın süs ve takılarını bir-bir tetkik etti. Sorbon mezunu, dünyanın başlıca Türkoloji Enstitü ve Derneklerinde üye, bi­limsel değeri dünyaca malum, kazıyı yaptıran Prof. Remzi Oğuz Arık’tan ay­rıntılı bilgi aldı. Sonra onu daha yakınına çağırdı: heyecanını saklamaya lüzum görme'diği bir sesle:"-Çocuğum ... Seni alnından öpmek isterim. Bir inancıma, ilim tasdiki getirdin, Anadolu’da Türk varlığının EN ESKİ UYGAR ­LIK olduğunu isbat ettin." dedi.
Sayfa 78 - Kazancı KitapKitabı okudu
ilişkiler
Öz ilişki iş ilişkisidir. Toplum gerçek bir kümedir çünkü insanlar arasında devamlı+karşılıklı ilişki vardır. fakat bu ilişkiler nedir ? Yukarıda da söylediğimiz gibi insan ilişkileri iki türlüdür: 1) Maddi, iş ilişkileri; 2) Manevi, düşünce ilişkileri. Acaba bu iki çeşit ilişkiden hangisi ana ve öz ilişkidir de ötekisini doğurur ? Şüphesiz iş
DerlenişKitabı okudu
520 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Rüya, Tutku ve Toplumsal Eleştiri
"Martin Eden," Jack London'ın yazdığı bir roman olup, başkahramanı Martin'in sınıfsal mücadelesini ve sanatçı kimliğini keşfetme sürecini anlatır. Roman, 20. yüzyılın başlarında geçer ve yazarın kendi deneyimlerinden etkilenmiştir. Martin Eden fakir bir gençken bir kadına duyduğu aşk ve ona ulaşma arzusuyla edebiyat
Martin Eden
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202390,2bin okunma
752 syf.
10/10 puan verdi
·
24 günde okudu
Nette geçen arka kapak sitesinden alıntıdır çünkü ben en güzel kelimelerimle de anlatsam böyle net anlatamam : Yitik Cennetin İzinde Bir Garip Seksek Oyunu İlyas Koç Pablo Neruda, bir yazısında: “Cortazar okumamış bir insan, kader kurbanıdır.” der. Oldukça şaşırtıcı ve bir o kadar da iddialıdır bu cümle. Bir yazara duyumsanabilecek sıradan bir
Seksek
SeksekJulio Cortazar · Can Yayınları · 2022434 okunma
Reklam
Karanlığa küfredeceğine bir mum yak
Eğitim “meselesi" sizin de kafanızı benimki gibi meşgul ediyorsa, eğitim ile alakalı her şeye istemeden de olsa dikkat kesiliyorsunuz.  Geçen akşam Yeni Şafak Gazetesi yazarı Yusuf Kaplan ile bir program vesilesiyle bir araya geldik. MTO olarak kısaltılan, Medeniyet Tasavvuru Okulu’ndan bahsetti kendisi. Çok yorucu bir gün geçirmişti ama
"Nietzsche, dilin dışında ikamet eden ve dil vasıtasıyla hakkında kesin bilgi edinebileceğimiz bir hakikat görüşünü reddeder. Bu ret sayesinde, Anglo-Sakson düşünce geleneğinin aksine, problemin dilde değil, insanın dil vasıtasıyla dış dünyanın objektif bilgisine ulaşabileceği yolundaki inancında olduğunu gösterir. Eğer onarılacak bir şey varsa, bu, dilin bizatihi kendisi değil, dil-gerçeklik ilişkisi hakkındaki egemen görüşlerdir. Kelimeler ile şeyler arasındaki kapatılamayan bu ezelî ve ebedî gedik, dilde kesin ifade talebinin saçma olduğu anlamına gelir. İnsanın dille yaptığı sadece başka bir dünya yaratmaktır. ... Nietzsche'nin dediği gibi, bizi ilgilendiren dünya neden bir kurgu olmasın? Ve bu kurgunun yazarı neden yine aynı kurguya ait olmasın? Bütün bu soruların arasında, dilin merkezi, sonsuz/sınırsız bir zihinde düşünce ile varlığın, kurgu ile kurgulayanın özdeşleşmesiyle birlikte ortadan kaybolur. Dilin asıl gizemi ve belirsizliği, gerçekte onu asla bütün boyutlarıyla sabitleyemememizden kaynaklanır."
s. 145, 146Kitabı okudu
"... Her düşünce, her jest, kas gerginliği, duygu, midenin gaz yapması, burunu kaşıma, saçı karıştırma, hımlayarak melodi mırıldanma, dil sürçmesi, baş ağrıması gibi her şeyin şu anda olup bitenlerle anlamlı bir ilişkisi vardır. "
Sayfa 105 - SchutzKitabı okudu