Az önce şunu farkettim bazı kız arkadaşlarım erkek arkadaş/kanka 'larıyla asla romantik bir ilişki düşünmüyor. Arkadaşlık bozuluyor o bu şu... Neyse ben de acaba bende de böyle bir şey var mı diye düşündüm sonra şunu anladım ben erkeklerle arkadaş olmuyorum. Aynı ortama giriyor selam veriyor ama yüz göz olmuyorum. O yüzden asla arkadaşlıklarım riske girmiyor. Çünkü o kişi yalnızca tanıdık oluyor. Ayrıca bir erkekle yakın arkadaş olunca çevreden baskı görüyorsunuz. AA sevgilin mi AA çok güzel olursunuz... Arkadaşım dediğim tek erkekle az kalsın bunu yaşıyordum neyse ki çevresi başkasını sevdiğimi çok net biliyordu da üzerimize gelmediler öyle işte anılar ve düşünceler blah blah blah
Öğrendiğim en derin acı bilginin en güzel düşünceler en mükemmel şeyin Basit bir eylemden değersiz olması
Reklam
Bir Kır Evinde Düşünceler Pyun Ke-ryang
Dağın altında kıvrılmış bu köy sessizdir. Gölgeler yumuşakça düşüyor taze dönmüş oluklara. Dere kenarında dolaşıyorum, basit şeyler topluyorum Kitaplarım ağaran güneşte kurumaya bırakılırken. Gökyüzünün derin tonozunun altında yaban kazları dönüyor. Dağın mavi kanat gölgesi kararıyor. Alacakaranlıkta bir çanın zengin notası gümbürdüyor. Şimdi bambu çalılıklarının arasından ay ışıkları titriyor. Ne sonsuz düşünceler uyanır geceden! Özlem dolu gözlerle binlerce kilometreyi aşan, Seul'e, sana, dostların dostuna bakıyorum, Ve geçici düşüncelerin bu küçük şarkısını yazıyorum.
Çin'in Karı
Rüzgar ve kar, bozkırları süpürerek geçer, Hayalet gölgelerini tepelerin ve nehirlerin üzerine savururlar. O uzak bulutlarda birikmiş kar bekler. "Ne zaman düşecek?" diye endişeli düşünceler içinde sorarız, "Bu kör edici fırtınanın ötesinde hangi han var?" Şimdi etrafımda yer karla örtülüdür, düz ve beyaz Sanki Gümüş Nehir yeryüzüne aşağı doğru akar Parlayan şelalelerde, ya da sanki tepeler, Fırtınanın ezdiği, tarlaya düşmüşlerdir. Dönen pullar ne kadar renk gösterir! Dalgın güneş onları föniks kuşlarına dönüştürür. Atım kayıp düşer buzlu yolda. Yün pelerinim karla ağırlaşır. Pelerinimin içinde kıvrılıp düşünmeye çalışıyorum Yang-yang'ı fırtınada eşeğiyle düşünüyorum. Bu dağlarda kaybolmuş, hiç yiyeceği olmayan, Aç karnına zengin şiirler besledi!
Benim metaforuma göre:
"Psikoloji" der ki: Aslında her birey birer kanser hücresi gibi belirli miktarda duygu ve düşünceye farklı oranlarda inaktif hâlde sahiptir. Ne zaman ki bu duygu ve düşünceler aktif bir şeklide aşırılık veya kıtlık göstermeye başlar işte o zaman sorunlar da başgösterir ve işte tam bu noktada "psikolojik rahatsızlık" dediğimiz şeyler başlar.
Stanford Üniversitesi'nden yapılan araştırmalar, şikayet etmenin, hafıza ve problem çözmeden sorumlu olan hipokampüsümüzün boyutunu küçülttüğünü ortaya koyuyor. Çalışma, ayrıca, şikayette bulunmanın veya birinin şikayetini 30 dakikadan fazla dinlemenin beynimize fiziksel olarak zarar verebileceğini de tespit etmiştir. Ne kadar sık şikayet ederseniz, olumsuz düşünceler düşünme olasılığınızı o kadar artırırsınız. Şikayet ettiğinizde vücudunuz stres hormonu kortizol salgılar. Kortizol sizi savaş ya da kaç moduna geçirerek oksijeni, kanı ve enerjiyi, hemen hayatta kalmak için gerekli olan sistemler dışındaki her şeyden uzaklaştırır. Örneğin kortizolünüz, kan basıncınızı ve kan şekerinizi yükseltmektir, böylece ya kaçmaya ya da kendinizi savunmaya hazır olursunuz. Sık şikayet ederek salınan kortizol, bağışıklık sisteminizi bozar ve sizi yüksek kolesterol, diyabet , kalp hastalığı ve obeziteye karşı daha duyarlı hale getirir. Hatta beyni, felçlere karşı daha savunmasız hale getirir.
Reklam
1,000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.